~Bölüm 22~ (Pes etme)

214 66 74
                                    

Şok geçiriyordum. Gözüm, onun kapalı gözlerine öylece baka kalmıştı. Aniden kendime geldim ve tüm hastaneyi ayağa kaldıracak bir çığlık attım. Herşey gözümün önünden geçti. Daha bu sabah karşımdaydı.

O mucizevi ses duyuldu. Okan.. Okan hayata dönmüştü. Bitanem yaşıyordu. Kalbi atıyordu.

Doktor şaşkınlıkla "Hasta yaşıyor. Ameliyathaneyi hemen hazırlayın." diye hemşireye komut verirken, "Bu bir mucize." diye fısıldadı. Makina exten çıkıp tekrar kalp atışlarını saymaya başlarken, verdiği uyarı sesiyle başımı kaldırdım. Ağzım açık bir şekilde Okana ve doktora baktım. İnanmayarak "Yaşıyor. Okan yaşıyor." dedim. Doktor beni kaldırdı ve "Şimdilik sizi dışarı almam gerekiyor. Ameliyata alınacak."

Okanın elini bırakmadan "Ben burdayım sevgilim. Benim için lütfen." dedim. Dışarı çıktım ve onun ameliyat için hazırlanmasını izledim. 10 dakika sonra ameliyata alınıyordu. Figende kapının önünde durmuştu. Okanın annesi bayılınca, başka bir odaya alınmıştı.

Okan ameliyata alınınca Figen ve bende ameliyathanenin önüne geçtik. Duvara yaslanmış, öylece ameliyathnenin kapısına odaklanmıştım. Okanın annesi hala uyutuluyordu.

Okan ameliyatdayken bende Figenin ifadesini almalıydım. Ona yaklaştım.

"Anlat bakalım neymiş şu sevgili olayı benim sevgilimle?"

Önce gözlerini devirdi. Sonra derin bir iç çekti.

"Onun hayatında senden önce ben vardım. Onu ilk ben gördüm. Onu ilk ben sevdim. O benim!"

"Onun sevgilisi ben oldum. Benim onun sevgilisi. Ve bir daha brni bunları hatırlatmak zorunda bırakma!"

Sinirliydim.

"Okanı senden geri alıcam,"

"Sen Okanı benden almayı bırak, bunu aklından geçirirsen, tüm hayatını senden alırım! Bunu unutma. Şimdi defol git."

Nedense asla beni zorlamadı. Çantasını aldı ve gitti. Daha sonra Okanın annesi geldi. Ağlayarak "Yaşıyor mu? Hazal yaşıyormuş." dedi. Elinden tuttum, yüzüne hafif gülümsedim ve "Yaşıyor. Okan bize döndü. Yaşıyor." dedim. Aniden sarılınca tepkisiz kaldı. Benden pek haz etmediğini anlamıştım. O yüzden tepki veremedim zaten.

"Su ister misiniz?"

"Bırak suyuda Hazal, gel otur şöyle konuşalım."

Yanlına geçtim ve oturdum. "Bak kızım." dedi.

"Okan bana senden bahsetti. Ben Selin bu arada. "

"Memnun oldum Selin hanım."

"Bende kızım, bende. Hazal afedersin. Sana kötü davrandım."

Herhalde Okan annesine çekmişti. Önce yapıp, sonra özür diliyorlardı.

"Yok, ben olsam bende öyle davranırdım."

Sustu. Ama ben sanırım Figen konusunu ona sorucaktım.

"Şey, Selin hanım. Şu Figeni duydunuz? O konu neydi acaba?"

"Ah kızım. Açılmasını bile istemiyorum. Figen Okanı yıllardır tanıyor. Aynı okulda okuyorlardı. Lisedede aynı liseye başladılar. Daha 1 yıl önce.."

Durdu. Kafasını öne eğdi.

"1 yıl önce Selin hanım?"

"Nişanlandılar."

Gözlerim dolmuş halde ameliyathanenin kapısına baktım. Gözlerim dolmuşdu ve Selin hanım bunu farketmişdi. "Kızım, yapma böyle. Artık nişanlı değiller. Fakat Figen hala Okana aşık."

Şuan ki halimi size şöyle özetleyim: Tüm evim yıkılmıştı, fakat ben tek bir çerçivenin kırılmasına üzülüyordum.

"Neyse Selin hanım. Okan iyi olsunda."

"Evet." der gibi kafasını salladı. Okanın ameliyatı sonlanmıştı. Doktor çıktı.

"Okan nasıl?"

"Oğlum nasıl doktor bey?"

Doktor önce bana, sonra Selin hanıma baktı. Biz doktorla konuşurken, Okanın babasıda yanımıza geldi.

"Hastanın ameliyatında zorlandık. Biliyorsunuz sadece 3 santimle kurtuldu ve şimdi..."

"Ve şimdi?"

"Komaya girdi. Herşeye hazırlıklı olun."

Bir kez daha çöktük. Bir kez daha yıkıldı duvarlar. Bir kez daha avuçlarımdan kaydı yıldızlar. Anlatamam. Ağlamak istiyordum, ama ağlayamıyordum. Konuşmak istiyordum, ama beceremiyordum. Ben sadece Okanı istiyordum. Kalksında, yine egolu konuşsun istiyordum. Ben öleyimde, Okan yaşasın istiyordum.

Okan ameliyathaneden yoğun bakıma alınınca, yine elini tuttum. O kadar masum uyuyordu ki. O kadar masumdu ki.

Herşeye hazırlıklı olmak. İnsan herşeye hazır ola bilir miydi? İnsan her zaman güçlü kalır mıydı?

Emrenin anlatımıyla:
Yeniden sorguya alınmıştım. Polis beni zorluyordu.

"Hazalı neden kaçırdın? Aşık mısın?"

"Hayır."

"Biri mi zorladı seni? Bunu biri mi istedi?"

"Evet."

"Kim?"

"Figen."

Evet doğru duydunuz. Figen istemişti bunu benden. Bende yapmıştım. Hazalı kaçırıp, onu kendime aşık edicektim.

"Peki şu Figen, Okanın neyi oluyor?"

"Eski nişanlısı."

"Sen kaç yıldır Okanı tanıyorsun?"

"16 yıl.."

İstemsizce gözlerim doldu. Kendimi ezdirmemeye çalışsamda, 16 yıl film gibi geçti gözümün önünden. Kardeş gibiydik biz. Birlikte güler, birlikte ağlardık. Ama şimdi düşmandık ve ben belkide Okanın katili olucaktım.

Denizin anlatımıyla:
Demir parmaklıklar arkasında olsam da, aklım Okandaydı. Ondan tek bir haber istiyordum. Polise sorduğumda, ameliyatda olduğunu söylemişti.

Aklım almıyordu. Ben o tetiğe nasıl basmıştım? Şimdi Okan, benim yüzümden mi bu haldeydi? Hazala söz vermiştim. Onu orda sağ-salim çıkarıcaktım. Peki neden böyle oldu?

______________________________________
Herkese merhaba yıldızlarımm🌸🌠 Nasılsınız? Yeni bölüm geç geldi farkındayımm. Bunun için hepinizden gerçektennn özür dilerimmmm🌛🌟 Bişey daha söylicem. Yabancı olduğumu, ismimin Ayan olduğunu biliyorsunuz. Yazım hatalarımı bana söylerseniz sevinirim. Yani özelden, yorumda yanlış yazdığım yeri ve doğrusunu yazarsanız bende öğrenirim ve daha az hata yaparım. Umarım bana yardımcı olursunuz😍 sizleri seviyorummm kendinize iyi bakınn. Yıldızların Altında görüşürüz🌠❤️

Yıldızların Altında (TAMAMLANDI!) (KİTAP OLDU!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin