13

5K 361 181
                                    

Medya| James (Adam  efso )

Anka pijamaları ile arabadan indiğinde etraftaki insalar kısa bir süreliğine ona bakıp işlerine döndüler. Meraklı gözler ile bana bakan çocuklara işaret verdiğimde yavaşça topu Anaka 'nın kafasına attılar. Etrafa tuhaf bakışlar atıp çocuklara döndü

"Demekki Röntgenci' nin iş birlikçileri sizsiniz" diyerek onunda duran  on kişilik çocuk gurubuna tebessüm etti. Çocukların gözlerindeki hayranlık 100 metre öteden bile belli oluyordu. Ağır basan kıskançlık duygumu bir köşeye bırakıp onları izledim. Yankı bir süre Ankayı izledikten sonra koşarak uzaklaştı.  Daha ne olduğunu anlamadan babasının elinden tutmuş Ankaya doğru sürüklüyordu.

"Baba yemin ederim bak orda melek var. Melekler görünmez değilmiş. O da annem gibi bir melek."  Yankı ' nın heyecanla söylediği  sözler ile tüm bakışlar ikisinin üzerine kenetlendi. Hissettiğim kıskançlık dalgasını bir kenara bırakıp açık hava sinaması gibi hissettiren olayları izledim.

"Sakin ol oğlum. Hani bahsettiğin melek nerde?" diye sorunca Yankı kalabalık çocuk grubunun içinde pijamaları ile dikkat çeken Ankayı gösterdi. Bu hali çok tatlı ve masumdu. Onu bu halde dışarıya çıkarttığım için kendime küfür ettim.
  Adamın bakışları bir süre Anka 'nın üzerinde oyalandı. Tırnaklarımın derime batmasın umursamadım.

"Gerçekten de melekler görülüyormuş" dedi dudaklarını kımıldatarak. Bu adam fazlası ile yakışıklı ve yavşaktı. Her güzelin bir kusuru olur sözünün vücut bulmuş haliydi. On adımda çocuk grubunun yanına ulaşıp Ankaya elini uzattı.

"Merhaba. Ben James" Yankının tuttuğu eli biraz havaya kaldırarak "...bu ufaklığın babasıyım."

"Ben ufaklık değilim baba!" bozulmuş sesi ile sinirle konuşan çocuğun tavrına herkes kıkırdadı. Anka 'nın  herkesin içinde gülümsemesi yasaklanmalıydı.

"Ben de Anka çocuklar ile futbol oynamaya geldim." demesi ile telefonumu çıkarıp aramaya başladım. Arabanın içinde duyulan melodi ile Anka  izin isteyip arabaki telefonu aldı. Ekrana bakıp meşgue atınca tekrar aradım. Sinsice gülümseyip telefonu kökten kapattı. Bu kız beni çıldırtmak istiyordu.

*

Çocuklar sahaya geçmiş Anka ve James de karşı ayrı takımlarda futbol oynuyorlardı.

"Bir ara pijamalarını nerden aldığını söylemelisin" diyerek topu çocuklardan birine pas veren James sabrımın son noktasına getirmişti. Saklandığım köşeden çıkıp sahanın içine girdiğim gibi Anka 'nın omzuna elimi atıp kendime çektim. Şaşkın gözler ile bana baktı. Tam konuşacağı sırada  kulağına "Anka burdan çıkmamız lazım yoksa senin deyişinle Röntgenci beni öldürecek. Sadece bana ayak uydur yeter." diye fısıldayıp alnından öptüm. Onu öpmüş olamamı umursamayacak kadar sinirliydim şu an.

"Bebeğim çok terlemişsin hasta olmadan evimize gidelim. " dediğim. James mahçup gözler ile bana bakarken Anka sinsice sırıtıyordu.

"Kusura bakmayın beyefendi elinde  evli olduğunuzu bilmiyordum. Yüzük falan göremeyince anlayamadım. "

" Anlıyorum sizi. Yüzüklerimiz dar geldiği için  şu an parmağımızda yok. . Müsaadenizle karımı alıp gitmem lazım." dediğimde tüm çocuklar "Biraz daha kalın. N'olur gitme. Bir daha gel." gibi birçok cümle art arda sıraladılar. Yankıya baktığımda üzgün gözler ile Ankaya bakıyordu.

"Annem gibi sende mi evine yani cennete gideceksin." diyerek dudaklarını büzdü.

"Tatlım üzülme söz veriyorum en kısa zamanda tekrar geleceğim."

"Hayır. Yalan söylüyorsun gelmeyeceksin sen de." dedikten sonra arasına bakmadan koşmaya başladı. Anka da tam peşinde gidecekken onu engelledim.

"Sizin de izniniz olursa Yankıya tekrara görmek istiyoruz." deyip  cebimdeki telefonu adama uzatıp " eğer numaranızı verirseniz sizinle iletişime geçmek isteriz" dediğimde adam numarası tuşlayıp

"Tabiki. Yankı için çok iyi olacaktır. En kısa zamanda sizi ve eşinizi ağırlamak isterim" dediğimde kısaca elini sıkmak ile yetindim.

Sahadan çıkıp  sakin bir yere gittiğimizde Anka

" Bay Dilsiz sizi Röntgencinin adamı olarak buralarda görmek ne kadar da hoş." diye konuşmaya başladı.

"1.si Dilsiz değilim. 2. si  de Röntgencinin adamı değilim bir iyilik yaptım diyelim."

"Dilsiz  taklidi yapan bendim sanki."

" Taklit yapmadım. Senin sesine  katlanamdığım için öyle görünmek istedim." Yalan diye haykıran iç sesime göz devirdim.

"Seninle konuşmaya meraklı değilim ukala şey." diyerek hızlı adımlara ile yanımdan uzaklaşınca arkasından bağırdım

"O yüzden işaret dili bile öğrenmiştin"
Duydukları ile  geri dönüp yanıma yaklaştı.

"Şimdi sana insanlıktan bahsetmeyi çok isterdim ama zamanımı bir ukalaya laf anlatmak ile  harcayamam." diyerek hızla arabasına bindiği gibi gaza basıp uzaklaştı. Arkasında gülümseyerek bakıp yavaşça ben de arabaya bindim. İlk kavgamızı yapmıştık  böylelikle.

Telefonumun ekranında gördüğüm isim ile arabayı sağ çekip yüzümdeki gülümseme genişlerken mesajları okudum.

D.K : Sen ve arkadaşların benden uzakta durun

D.K : Kısmetimi kapatıyorsunuz

R : Merek etme evde kalmayacaksın

R : Çünkü sen benim ben de senin kısmetinim.

°¶°

~Altemur napıyorsun dostum? Kırk yılın yalancısı olmaya adaysın.

~İtiraf etmeliyim ki James daha yakışıklı +1

Dalin🐣 || Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin