R : Hadi kalk güzelim
R : Bu gün yapacak çok işimiz var
D.K : Rahat bırak beni Röntgenci. Uyumak istiyorum.
R : Olmaz kalk ve üzerine doğru düzgün bir şeyler giy
R : Lahmacunlu pijamalarınla çok komik gözüküyorsun mdkjskjsk
D.K : Hahahahaha çok komik!
D.K : Paket yaptır bunu akşama tekrar gülecem
R : Çook işimiz var bu gün Dalin kokulu kız
R : Üzerine rahat bir şeyler giy. Bu gün sana Altemur eşlik edecek.
(görüldü)
D.K çevrimdışı🌼
Üzerimdeki kapşonlu kazağı düzeltikten sonra ayağıma spor ayakkabılarımı geçirip Anka yı beklemeye başladım. Beş dakika sonra siyah eşofman altı ve Barlas tan aldığı siyah tişört ile merdivenlerin başında görüldü. Liman her zamanki gibi soğuk olmasın rağmen Anka yine yapacağını yapıp tişört ile gelmişti. Merdivenleri es geçip asansöre bindiğinde kapıların açılmasını bekledim. Asansör benim bulunduğum katı es geçip zemin katta durduğunda sağ dudağım ahenkle yukarı kıvrıldı. İki asansör de dolu olduğu için merdivenden indim. Girişteki merdivenlere oturmuş etrafa boş boş bakıyordu.
Yanına ağır adımlarla ilerliyorken ani bir hareketle atağa kalkıp ayağını yere vura vura yanıma deli. Bu halleri çok komikti. Hızla bileğimi tutup bir yandan arkasından sürüklemeye çalışıyor diğer yandan da "iki metre bacağı var ama hızı kaplumbağayla bile yarışamaz" diye söyleniyordu. Sokağın başına geldiğimizde tam sola dönecekken ben sağa döndüm. Bileğimi hala tuttuğu için şimdi o benim peşimde sürükleniyordu.
"Hey ne yaptığını sanıyorsun koca oğlan ben diğer tarafa gitmek istiyorum" dediğinde onaylamaz bir biçimde dilimi damağıma götürüp 'cık' ladım.
"Gideceğimiz yer bu tarafta küçük hanım." Cevap vermek yerine gözlerini devirmekle yetindi. Bileğimdeki elini avucumun içine aldım. Kesinlikle böylesi daha iyiydi.
"Elimi tutmak için böyle oyunlar oynama küçük hanım sadece söyle" dediğimde kahkahası kulaklarıma doldu.
"Sen Röntgencinin arkadaşıydin değilmi? Sana benden tavsiyesi yurt dışına kaç hatta vazgeçtim sen uzaya git orası senin için daha güvenli" dedikten sonra tek hamlede elini elimden kurtardı.
"Hadi ama sadece hayatıma renk katmak istiyorum. "
"Şimdi o yakışıklı suratına bir tane yumruk atacam hayatına mor rengi eklenecek"
"Demekki beni yakışıklı buluyorsun." Dediğimde bıkkınlıkla nefesini sesli bir biçimde dışarıya verdi. Elleri çoktan yumruk haline gelmişti.
"Demoki bonu yakoşoklu boloyırson" diyerek taklidimi yaptığımda gülmemek için ağzımın içini kemirdim. Dün balkonda bana karşı savaş açmıştı. Bu savaşın hakkını vermek için bir hamlede bulundum.
"Beni taklit edince biraz insana benzedin ufaklık"
" Tabi canım senin taklidini yapınca anca BENZİYEBİLİYORUM. Ötesi yok neden çünkü insan değilsin. " Beklemediğim bir hızla lafı çarpınca sustum. Durum 3-2 olmuştu. Kendi ağıma kendim düşmüştüm. Anka yanımda zafer kazanmış gibi gülümserken çaktırmadan ona baktım.
Biraz daha yürüdükten sonra Liman Ulusal Parkı na gelince adımlarımı yavaşlattım. Küçükken sürekli ailenizden habersiz buraya kaçardık. Ormanın içinde çalımlarla kaplı bir bir yer keşfetmiştik. Çaldılar geçince kuş yuvaları ile kaplı ağaçlar karşılıyordu bizi. Tüm yuvaları görebilmek için en yüksek ağaç dalına tırmanır saatlerimizi ormandaki kuşları ve ağaçların arkasından kendini hafif belli eden Lemis denizi izleyerek geçirirdik.
Çalıları geçtikten sonra Anka etrafa hayran dolu bakışlar attı. Yıllar önceki Anka ile aynı tepkileri veriyordu. Gülümseyerek elini tutup ağacın en tepesine çıkmasına yardımcı oldum.
"Burası çok ama çok güzel bir yer."
"Senin değişinle Röntgenci seni özlediği zaman hep buraya geliyordu. Ne zaman ortadan kaybolsa onu bu ağacın tepesinde buluyorduk."
"Onun canını çok yaktım değil mi?"
"Bence canı yanmamıştır. Josephein de dediği gibi 'sevmek acı veriyordu ama bu sevdanın acısı da güzeldi' demiştir bence."
Yüzündeki sıcak gülümseme genişlerken o manzarayı izledi ben de onu. O kadar dalmıştı ki onu izlediğimi bile fark etmedi. Ona belli etmeden telefonumu çıkarıp mesaj attım
Röntgenci : Burası seninle eşsizleşiyor Dalin Kokulum
Röntgenci : Altemur ile arana biraz daha mesafe koy güzelim
Bildirim sesi gelmeyince gülümsedim. Bu anı bozmamamıştık. Biraz daha karşımızdaki manzarayı izledikten sonra heyecanlı bir şeklide karşıdaki eskimiş kuş evini gösterdi.
"Onu biz boyamıştık. Renkleri solmuş ama eskiden çok güzeldi. İçine imzamızı atmıştık" dediğinde heyecandan ağaçtan yere düşecektim. Bana bakmadığı için şanslıydım. O eskiye dair bir şey hatırlamıştı. Kafamı gökyüzüne kaldırıp defalarca şükür ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dalin🐣 || Yarı Texting
UmorismoBen : Bıcı bıcı yaparım dalin'le Ben : İpek gibi saçlarım Ben : Bıcı bıcı yaparım dalin'le Dalin Kokulum : Mis gibi kokarım :\ #rastgele2 | 27 Eylül bela senesi Rastgele1 | 29 Eylül cehennem yılı macera#1