Multimedia: Dünya
Sabah gözlerimi zar zor açarak uyandım. Öylece kıyafetlerimle uyuya kalmışım. Ağlayarak uyuduğum için gözlerim çapak içindeydi. Yol yorgunluğuyla saçım başım darmadumandı. İyi bir duşa ihtiyacım olduğu için odanın hemen yanındaki banyoya girdim. Sağlam bir duş alıp odama geçtim.
Üzerime siyah taytımı ve bol bi sweatshirtü geçirip kendimi tekrar yatağa bıraktım. Telefonumla uğraşarak biraz zaman öldürdükten sonra odamın kapısı aniden açıldı.
"Kapı çalmayı öğrenmek gerek." diye mırıldandım hızlıca. Alayla gülümseyip "Sana da günaydın." dedi.
Gözlerimi telefondan ayırmadan sordum "Ne oldu, niye geldin."
"Kahvaltıya gidelim demek için geldim. Hadi hazırlan çıkarız."
Daha fazla diyaloğa girmek istemediğim için cevap vermeden kalktım ve odadan çıkmasıyla arkasından kapıyı kapatıp üzerimdekileri hızlıca değiştirdim.
(kıyafetler)
Aynada üstümdekilere baktığımda saçlarımın ne kadar uzamış olduğunu fark ettim. Normalde hep küt kullanırdım. Gerçi artık bunun bir anlamı yoktu. Kemoterapi başlıyordu. Aniden gözlerimin dolduğunu fark edince daha fazla oyalanıp bunları düşünmenin anlamı olmadığını fark ettim. Gözlerimi hızlıca silip telefonumu ve çantamı alıp kapıya yöneldim.
Koridorda telefonuyla konuşan adam geldiğimi fark etmemişti. İster istemez kulak kabarttım.
"Evet getirdim eve. Kahvaltıya gidicez şimdi. Biliyorum Şamil ama pek öyle olmuyo amına koyayım. Yüzüne bile bakamıyorum doğru düzgün. Çok benziyo..."
Henüz birkaç saniye önce sildiğim gözlerimin yavaş yavaş yine dolduğunu hissettim.
"Ona da bana da işkence gibi. Bilmiyorum. Şimdi öyle böyle idare edicez hastaneye gitmeye başladığımızda ne olacak? İstemeyecek yanında beni amına koyayım kim ister ki zaten."
Daha fazla bu olaya devam etmek istemediğimi fark edip gözlerimi bir kez daha silip koridorda sokak kapısına doğru ilerledim. "Kendine haksızlık etme seni şu an da yanımda istemiyorum." Kalçamı büyük ayakkabılığa yaslayıp ayakkabılarımın bağcığını bağladıktan sonra sanırım geldiğimden beri ilk kez yüzüne baktım.
"Neyse ki sana seçenek sunmuyorum keçi." dedi sert bir sesle.
"Senin kalıpların bana maksimum 5 ay işler. Yasal zorunluluk biticek, sonra sen yoluna ben yoluma." dedikten sonra arkamı dönüp sırt çantamı omzuma taktım ve yüzüne bakmadan "Aşağıdayım." diyip kapıdan çıktım. Evden çıkınca bir sigara yakıp taştan çitlere yaslanarak içmeye başladım.
Aklımdan bir sürü düşünce akıp giderken en sonunda sigaramı atıp gelen adamın arkasından arabaya bindim.
Sessiz bir yolculuğun ardından geldiğimiz şirin bir mekanda yine sessiz bir kahvaltı ettik. Mekanı yaşlı bir kadın ve torunları işletiyordu sanırım.
"Gonca Abla nasılsın?" diye sordu adam gülerek. Onu ilk defa histerik ya da imalı değil, gerçekten gülerken görüyordum.
"Can Oğlum, iyiyim kuzum hoş geldin. Bayadır görünmüyordun nerelerdeydin eşeğol eşek." kadının sevimliliği karşısında gülümsediğimi fark ettim.
"Meşguldüm biraz ablam."
"Bu genç hanım da kim? Umarım sandığım gibidir." dedi sonlara doğru tek kaşını tehditkar bir şekilde kaldırarak.
"Sandığın kişi ablam. Dünya'yı yanıma aldım, artık benimle. Aman diyim biraz yabanidir." dediği şey aniden gülümsememi dondurdu. İstemsizce kaşlarımı çatıp ona doğru baktım. Birden adının Gonca olduğunu öğrendiğim kadın bana sarılınca ilk başta ne yapacağımı bilemedim. Sonra ellerimi çekingen bir tavırla kadının omuzlarına doladım.
Kadınla ayak üstü biraz lafladıktan sonra bir masaya geçtik ve sessizce kahvaltımızı yaptık ardından da birer sigara içip tekrar eve döndük.
Eve girdiğimizde ben hiç iletişime geçmeden odama doğru ilerlerken aniden arkamdan seslendi.
"Dünya, ben dışarı çıkacağım bizim çocuklarla, telefonum var sende zaten. Bir şey olursa haber ver. Çok geç kalmadan dönerim muhtemelen." demesiyle ifadesiz gözlerimi ondan çevirdim.
"Ne yaparsan yap." diyip odama girdim. Sonunda biraz yalnız kalıp daha rahat olabilecektim. Hem zaten ben de biraz dışarı çıksam iyi olacaktı. Burada hiçbir tanıdığım yoktu ama kendi kendime biraz yürüyüş yapmak bile bana iyi gelebilirdi. Öncesinde biraz kestirmek sanırım iyi olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünya Gül Bana
Hayran KurguNo1 Can Bozok fan fiction Gerçeklerle hiçbie alakası yok ona göre yorumlarsanız daha çok keyif alırsınız.