Multide Daniel :)
Yemeği yedik.Ben buranın kötü olduğunu falan mı düşünmüştüm?Yemekler harikaydı.Okulumuza -daha doğrusu eski okulumuza- da bin basardı.Bu yola çıkarken okulu bir daha göremeyeceğimiz ihtimalini biliyorduk zaten.Ki çok bayılmıyordum ama bir an bazı güzel anılarım aklıma geldi.Sonra boşverdim...
Herkes yemekten sonra birilerini ziyaret edecekti.Ashley Adam'ı görecekti.Alison Louis'i.Ve Stephanie ve Barbara ise Stephanie'nin kardeşi Jackson'a bakacaklardı.Ben ve Blair onlar görüşecekleri kişileri söyleyince bir an göz göze geldik.Biz de istesek Nick'i falan ziyarete gidebilirdik ama ben annemi burada bulamamış olmanın hayal kırıklığıyla boğuşuyordum.Burda olsaydı şimdi ben de annemi ziyarete giderdim.Blair anlamış gibi bana ''Biz de geziniriz Rachel." dedi.Neler saçmalıyorum ben?Anlamış gibi değil,zaten aklımı okumuştu onun gücü zihin okumaktı zaten.Onaylar gibi belli belirsiz başımı salladım.Onlar isim listesinden sevdiklerini bulup gidecekleri odayı saptarken biz de koridorda gezindik.Sonunda herkes bir odaya girince koridorda ben ve Blair boş boş gezindik.Sonra bir ses duyduk.''Onu görmek istiyorum ve buna hakkım var!" diye bağırıyordu bir erkek.Ses tanıdık gelmişti.Blair bana ''Git bak istersen?" dedi.Canıma minnetti.Kafamı biraz dağıtmaya ihtiyacım vardı zaten hem kavga falan çıkacaksa bu beni eğlendirebilirdi.Koridorun sonuna kadar ilerledim ve bağıranı farkettim.Harry'di bu.Tekrar bağırdı.''Christina'yı görmeden buradan gitmiyorum!" Mavi gözlerinden öfkesi okunabiliyordu.Beni farkedince buruk bir şekilde gülümsedi.Adam tekrar ciddi bir şekilde içeri giremeyeceğini söyleyince pes edip yanıma geldi. "Rachel." dedi. "Gönüllü olduğunuzu söylemişlerdi,seni gördüğüme sevindim." Ben de gülümsedim ama öfkesinin hala geçmediğini anlamak zor olmadı. Ben:
-Christina'yı mı görmek istiyorsun Harry?
Başını hafifçe salladı.
"Neden?" dedim.Kırılmış bir yüz ifadesiyle bakıp konuştu:-Çünkü Christina benim için değerli...
Sustum.Ne diyebilirdim ki.Onu teselli etmeye karar verdim.Derin bir nefes alıp:
-Eninde sonunda itirazlarına dayamayıp izin verirler merak etme, dedim.
Güldü.Teselli edebildiğime sevindim.Harry zararsız biriydi.Tam bir şey söyleyecekti ki yanımıza birilerinin geldiğini hissettim.Nick ve Blair.Nick konuştu:
-Blair'la koridorda karşılaştık,hoşgeldiniz.
Gülümsedim.Nick Harry'e izin verip vermediklerini sordu. Harry ona durumu anlatırken Blair bana ''Ben gidiyorum Rachel,gelirsin sen de." dedi.''Tamam'' dedim.
Biraz Nick ve Harry'le sohbet ettim,çok komiklerdi ve sanırım bu da bana iyi gelmişti.Sonra vedalaşıp yanlarından ayrıldım.Harry için üzülüyordum,Christina gibi birine aşık olması çok kötüydü. Ben bunları düşünürken bir darbe hisettim.Gerilerken çarptığım kişinin Daniel olduğunu farkettim.Ona:
-Çok çok özür dilerim,kusura bakma dalgındım,dedim. O ise:
- Önemli değil,dedi umursamaz bir tavırla.O an mahcup davrandığım için kendime kızdım,ben de onun gibi umursamaz davranabilirdim.Yürüyüp gitti.Ben de birkaç adım attıktan sonra arkama baktım,Daniel uzun koridorda yürüyordu.Kestane renk saçları ve koyu mavi gözleri vardı.Ama o bana bakmadı tabi.Ben de tekrar kendime kızıp yoluma devam ettim.Odaya gittiğimde Blair ve Ashley bana yarın kan verme işlemleriyle ilgili bir eğitim alacağımızı ve kan gruplarımızın tespitinin yapılacağını söylediler.Harika.Okuldan ayrıl böyle bir yere gel ve yine mi ders?
Neyseki sabah şu kan verme dersi düşündüğüm gibi sıkıcı geçmedi.Bize ilk geldiğimizde karşılayan kadın eğitimi verdi.Şöyle demişti:
-Kan verme işlemi için 2.binada özel cam odalar yapıldı.Az sonra sizden alınacak kanlar labaratuvardaki incelemeden sonra insan kanlarıyla eşleştirilecek.Yarın asılacak listede kime kimin kan vereceğini görebilirsiniz.Bu önemli bir işlem ve virüsün yayılmaması için bahsettiğim cam odalar çok özel yapılandı ve sadece 5 tane var.Toplam 15 gönüllü 15 kişiye kan veriyor.3 tur olacak şekilde sıraya kondu bu işlem.Gönüllü alımları devam ettiğinden kan verme işlemi rutin olarak yeni gelenlerle devam edecek ama bir kez kan veren uzun bir süre daha kan vermeyecek ve bir kez kan alan da yine aynı şekilde uzun bir süre kan alamayacak.
Konuşmayı dinledikten sonra herkes kan verdi.Daha sonra herkese odalarında dinlenmeleri söylendi.Bu kadar üstümüze titremeleri güzeldi.
Kan verme ünitesinden çıkarken Daniel'ı gördüm.Başka bir adama bir liste uzatıyordu.O bizi getirdiği araçla sağlık ekipmanı taşıdığını biliyordum,büyük ihtimalle getirdiği şeylerin adedi falan yazıyordur diye düşündüm.
Sabah liste herkesin odasının önünde asılıydı zaten.Aynen şöyleydi:
Ashley-Nick
Blair-Christina
Stephanie-Jackson
Alison-Louis
Rachel-Harry
Barbara-Eric
Adam-Kylie(bir diğer gönüllü kız)
Bethany-Henry(yine bizimle gelen bir gönüllü)
Ben Harry'ye kan verecektim.Sorun yoktu ama örneğin zavallı Blair Christina'ya kan verecekti.Yarın sabah 8'de 2.binaya götürülecektik.Ve insanlara kan verecektik.Bugün serbesttik.Ben lobiye gidip kahve içelim dedim Blair'a.Ama o bahçede dolanacağını söyledi.Kabul,ben lobiye gittim.Kahve makinasından kahve aldım ve masalardan birine oturdum.Birkaç yudum aldım ve başımın ağrısıyla ezilirken ellerimle yüzümü kapattım.O sırada bir sandalyeyi çekip oturduğunu anladım.Ellerimi aralayıp baktığımda o kişinin Daniel olduğunu farkettim.Karşımdaki masaya oturmuştu ve yüzü bana dönüktü.Elindeki kağıda bir şeyler yazıyordu.Bir süre ona bakakaldım,tabi o beni farkedene kadar.Bana bakınca gözlerimi kaçırsam da yakamı kurtaramadım.Ona baktığımı anlamıştı,ters ters baktıktan sonra tekrar önündeki kağıda yazmaya devam etti.Ben de aptalım diye düşünüp kalkıp odaya gittim.
Kapıyı açıp içeri girdim.İçerde Ashley ve Barbara vardı.Kapıyı kapatıp arkamı kapıya yasladım.Ama bunu yapmamla Blair'ın kapıyı itip beni duvarla kapı arasında ezmesi bir oldu.Ben ezilirken bağırdı,''Sana çok önemli bir şey anlatmam lazım Ashley!''.Ben ''Canım acıdı'' deyince fark etti beni ve özür diledi.Sonra bir yatağın üzerine 4 kişi oturduk ve dikkatle onu dinledik:
-Bahçede dolanıyordum,arka tarafta dar bir yola girdim ilerlerken birilerinin yan tarafta birşeyler konuştuğunu farkettim ve kulak kabarttım.İki kişiydiler,biri Adam'dı.Ama diğerini bilemiyorum.Tok bir yetişkin erkek sesiydi.Adam aynen şöyle diyordu ''Ashley'nin Nick denen o çocuğa kan vermesini istemiyorum.Onu hiç gözüm tutmuyor,Ashley ve benim kan gruplarım uyuyor,o neden bana değil de Nick'e kan veriyor?''Sonra o diğer kişi de ''Abartma Adam,altı üstü bir kan vermek.O kızı da çok önemsememeni sana söylemiştim.Sırf sen kıskanıyorsun diye de tüm programı mahvedemem.'' dedi.Ben de hemen buraya geldim.
Blair hızlıca anlatmıştı.Nefes nefeseydi.Ashley'e baktık.Düşünceliydi.O konuşmayınca ben atıldım.''Adam seni kıskanıyor demek ki senden hoşlanıyor Ashley'' deyip onu dürttüm.o da:
-Evet sanırım,dedi ve gülümsedi.Ama sonra devam etti ''İyi de o adam neden Adam'a ben önemsememesini söyledi ve Adam'ın Nick'le alıp veremediği ne?'' dedi.
Bu konuyu düşündük ve tartıştık.Tabi yine hiçbir sonuca varamadık ve uyuduk.Sabah zor bir gün olacaktı ve çok uykumuz gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Second Life "İkinci Hayat" (Düzenleniyor)
Fiksi Ilmiah2514'de Dünya dışında Second Life adındaki gezegende geçen bir hikaye... (Hikaye ile ilgili daha ayrıntılı bilgiye "Tanıtım" bölümünden ulaşabilirsiniz.) Not:Hikayenin tamamı @sudezeyrek ve @starkhanesi ile yazılmıştır.