25. Bölüm - Party (1. Part)

3.2K 136 17
                                    

guelcinsahin yeni bir hikayeye basladi "kimseler duymasin" bakarsaniz begeniyceginizi umuyorum :)

Multimedia - Okan

Acı Hayat - 25. Bölüm

karşıma cıkmasını gercekdende hiç düşünmüyordum fazlasıyla zor bir durumdaydim ve simdide onu karşımda görünce cidden sonumun geldiğini düşünmeye başlamişdim. Sadece birgün, belkide birgün şansin bana gülmesini istemişdim ama Kader bana yine siyah defterini göstermişdi. Yüzünde muzip bir gülümseme yerleşdirdi. Biliyordu buraya geldiğimi bu yüzden gelmişdi.

Yavaş yavaş yanıma yaklasdı ve önümde dikeldi. Adamlarına durması icin eliyle işaret etdi.

„Seni nerede bulabilirim diye çok düşündüm ve bi bakdım karşımdasın" dedi. Benimle alay ediyordu elbette her atdığımı adımı biliyordu bunu anlamak zor değil.

„Noldu?" diye sordum buz gibi sesle.

„Sana dediklerimi unuttunmu Şuara?" soruma soruyla cevap verilmesinden hoşlanmiyordum. Herzaman bir belkiler oluyordu böyle cevaplarda. Ama ne demek istediğini anlamışdım. Beni bağımlı yapmak istiyordu. Iki kere zaten uyuşdurucu kullanmisdim ama insan gercekdende kac seferden sonra bağımlı olurduki? Beni buraya belkide almaya gelmişdi. Bana o gün, seni ilk önce bağımlı yapıcam demişdi, ondan sonra bana kendiliğinden yalvarıcaksın dedi. Bundan sonra korkmak istemiyordum belkide benim ölümüm icin bir sebep olurdu. Buradaki hayata dayanamıyordum artık gücüm son damlalarını akıtıyordu, bunu biliyordum. Iradem ve cabalarım tükeniyordu. Okandan umudumu kesmek istemesemde bence oda beni buradan kurtaramıyacakdı. Kendimi daha fazla kandırmak istemiyordum.

„Unutmadım" dedim sadece, onunla konuşmak sinirlerimi bozuyordu. Ahmet pici beni burada en cok zorlayan insandı. Yani herseye cidden burada yaşanan herseyi belkide bi türlü hazmede bilirdim ama bu pisliğin benimle uğraşması yani ciddi anlamda beni karanlığa dahada fazla sürüklemesi beni fazlasıyla yoruyordu buna dayanmak bana bile fazla geliyordu.

„Ozaman şuan nereye gideceğimizide biliyorsundur yada hatırlatmamı yapmamı istersin?" dedi ve dudağı hafif yukarı doğru kıvrıldı. Tabikide beni nereye götürmek istediğini biliyordum ama gitmek istiyormuydum?

Elbette hayır!

Buna kara vermek gibi bir hakkım varmıydı?

Hayır!

Ya şimdi zorluk cıkarırdım ve zorla oraya sürüklenirdim veya sesimi cıkarmadan oraya kendi isteyimle sorunsuz giderdim.

„Hayır gerek yok gidebilirz" dedim ve onun önden yürümesini bekledim. Arkasini döndü ve adamlarından biri beni kolumdan tutdu. Sanki ben yürümeyi bilmiyormuşum gibi beni gideceğimiz yere sürüklemeye başladi. Ben bodrum katına gitmeyi bekliyordum aslinda ama beni şaşırtarak en üst kata cıkdık ve koridorun en sonunda bir oda vardı. Ikimizde hiç konuşmuyorduk. Zaten ben onunla konuşmak zorunda kalmadığım sürece hiç sesimi cıkarmıyordum. Ama genellikle o herzaman benim canımı acıtacak sözler buluyordu ve yaralarımı dahada cok deliyordu. Bu yüzden bu sefere cidden cok şaşırmışdım hiç birşekilde bir laf atmamışdı.

Odanın ici aslında bir otel odasından çok bir ev gibiydi. Çok büyükdü. Aile evi gibi döşenmişdi ve bu beni şaşırtmışdı. Yani tam olarak buraya niye girdiğimizi anlamamışdım. Ev veya daha doğrusu otel odası bomboşdu. Yani şuan bizden başka kimse yokdu. Yani en azindan öyle tahmin ediyordum. Bir an aklıma Ahmetin ailesi geldi. Yani onun sadece bir oğlu var diye biliyorum oda Erdem ama karısı veya bir dostu varmıydı bu benim bir an icin ilgimi cekmişdi. Yani onun hakkında okadar az şey biliyordumki. Senelerdir düşman dediğim insanın hakkında hiç birşekilde bir bilgiye sahip olmamam salaklık. Nerden bilebilirdimki bunların başıma gelceğini. Herkes gibi bende şuan ailemle birlikde okulda veya işde olacakdım.

Acı Hayat (Tamamlandı) #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin