13. bölüm - Işık

3.9K 148 8
                                    

Mutlimedyada kızların nasıl biryerde kaldıklarını görebilirsiniz. Yani en azından benzer biryer düşüne bilirsiniz. Bölüm Sarkisi - Atiye Yetmez

Bu Bölümüde sevgili @cerensuaza ithaf ediyorum. Yorumların için çook teşekürler. Bence onunda hikayelerine bir göz atın derin :)

İyi okumalar...

************

Hayat beni yoruyordu. Daha 17 yaşımdayken çok yorulmuşdum. Bazen bu karanlıkdan tek bir çıkış bile olmadiğini düşünüyordum. Burası çok karanlıkdı. Yanlızım. sanki bir kuyunun içini düşmüşüm ve o karanlık kuyudan kurtulmak için ellerimle tırmanmaya calışıyorum. Dahada yukarı, sadece küçük bir umut bir ışık bekliyordum. O ışığa doğru tırmanmak. Sanki ben tırmanmaya calışdıkça dahada çok çıkmaza giriyordu bu yol. Güçlü olmaya calışdım ve tırmanmaya devam etdim. Olmadı düşdüm ve yine. Yine. Umudum kaybetdim diye düşünürken. o kuyuyu parlatan, ışık saçan bir umut geldi. Aslında çok küçükdü ama onun etkisi yani benim içinde olduğum bu karanlığı ışıtmaya yetmişdi.

İşde benim bu karanlık dünyamda artık o umudum, ışığım Okan olmuşdu. Dün geçe o odada konuşduklarımız benim için artık bir ışıkdı. Yanlız değildim, en azından böyle hissetmek istemiyordum.

Bana benimle savaşmaya hazırmısın diye sormuşdum o yabancı Adam. Nedenini bile bilediğim bu savaşa girmişdim artık. Bu Savaşın artık tam ortasındaydım. Artık ya bunu kazanırdık yada gerçekdende o karanlığımdaki tek ışığımıda kaypedip o kuyuda boğulurdum.

Aşaya indiğimde, yani bodrum katına kızların yanına, kapı açılır açılmaz, Hepsi yanıma geldi.

Tabiki onlara neler olup bitdiğini anlatamazdım. Dün bunu Okanda bana, birisine anlatırsam bunu bizim sonumuz olduğunu söylemişdi. Aynı zamanda herkese düşman gözüyle bakmamı.

'En yakının senin en zayıf noktandan bıçaklayandır' demişdi.

Evet benim ablam beni öldürmekden beter etmişdi. En yakınım, kanım!

"Nasılsın iyimisin canım"

"Canın çok yanıyormu"

"O Hayvan sana inşallah çok acı cekdirmemişdir"

"Gel otur şöyle"

Kızlar arka arkaya konuşmaya başlamışlardı. Felli elinde bir bardak su ile yanıma gelip bana uzattı. Bukadar berbatmı görünüyordum gerçekdende? Onlara bakire olmadığımın oyununu mecburen sürdürmem lazımdı.

"Sağolun kızlar. Biraz halsizim sadece uzanmak istiyorum" dedi.

Hepsi itiraz etmeden, bana destek olarak yatağa yatırdılar. gözlerimi kapadım ama hala onları duyabiliyordum. Aslında amacım belki birşeyler öğrene bilmekdi.

Bir anda kapı acıldı. Kimin olduğunu merak etsemse uyuma numarasına devam etdim

"Kızlaar dün geçe iyi il cıkadınız hepiniz bugün gece, ve önümüzdeki günler yine aynı kızlar cıkıcak işe." bu ses Sebnem ablaya ağıttı. Off bu gece işe cıkıcağımı Okana söylememişdim cünkü bilmiyordum. Napıcam ben diye düşünürken bi yandan içimden küfür ediyordum.

"Ama Abla ben kaç haftadır cıkıyprum dayanamıyorum artık. Lütfen ben cıkmayayım nolur" diye yalvarıyordu Yaren Sebnem ablaya.

"Yaren biliyorsun Ahmet beye aözüm geçmiyor geçen hafta dedim ve neler olduğunu kendin biliyorsun"

"Abla bak artık vallah haplarda işe yaramıyor uyuşmuyorum. Her acıyı hissediyorum noluur yalyarıyorum sana" ağlıyordu artık.

"Yaren güzelim tamam ağlama nolur bak benim elimden birşey gelmiyor ama belki kızlardan birş senin yerini doldurursa ozaman Ahmet beyi ikna edebilim. Kızlar biliyorum isteyerek yapmassınız ama biri kendini feda edebilirmi?"

Bi an bi sessizlik çökdü. Yarenin hiçkırıklarıydı tek duyulan. Şimdi kimin nasıl olduğunu anlaya bilirdim işde.

Sesizlikden sonra lafaatlayan ilk kişi Çiğdemdi "Vallah abla beni bilirsin ve aslında giderdim ama bende kötüyüm yani burda herkes gerçi öyle. Kimse istyeeek cık.."

"Tamam yeter anladık Ciğdem sen cıkmak istemiyorsun işe" diye böldü Sebnem abla onun lafını.

Çiğdem benim için artık düşmanlar ağına yakalanmışdı bile. Heryerde bir kuş vardı ve burada o kuşun Çiğdem olduğundan emin olmuşdum.

"Tamam ben cıkıçam abla" dedi Efsun. İsteksiz cıksada, ki niye öyle cıkdığını anlıya biliyordum, kendini Yaren için feda etmişdi.

"Peki ozaman Akşama hazır ol, sende artık ağlama ve biraz dinlen" dedi ve kapıya doğru yürümeye başladı. Bir anda topuklularının sesi kesilmişdi.

"Haa Şuara nerde?" diye sorduğunda bir anda korkdum ama Okan olan anlaşmamı öğrenmışmıydı.

"Uyuyor Şebnem anla dün zor bi geçeydi onun için. bizde zorlamadık" dedi Lara.

"Taman ozaman uyandırmayalım. Ama anlaşılan adamı memnun etmiş, çok yüklü miktarda para ödeyip birdaha mutlaka geleçeği şöylemiş" deyinçe bi ansa yattığım yerde şok geçirdim. Bana Zengin olduğunu söylememişdi?

Kızlar sadece susmuşdu Sebnem anlada kısa bir vedatla gitdi aramızdan. Ben ise içden içe onun bugünde gelip beni başka erkeklerden kurtarması için dua ediyordum.

...

"Hadi Şuara kalk uyan, hazırlanmamız gerek" diyen Laraya, gözlerimi acdıkdan sonra baygın baygın bakdım ve zorla yatakdan kalkdım.

"Tamam. Saat kaç oldu bu ara?" diye sordum gerçekdende ne ara uyuya kalmışdım hiç bilmiyorum.

"20:45 Şuan. Baya yorulmuşsun anlaşılan" dedi.

"Zor bi geceydi" diye ona onayladım.

"Neyse bnde hazırlanayım artık". Dedim ve ayağa kalkıp yine bize getirdikleri elbiseleri giydim ve saç makyajımı yapdım.

Yaklaşık bir saat sonra bizi yine Şebnem abla almaaya geldi. Biz yine aynı yolu giderken etrafı iyce inçeliyordum. Heryerde en az 3 tane Kamera vardı. Bodrum katında 2 tane koruma. Arka kapılarda ve her kattada 1 tane Koruma daha vardı. Ve tabi giriş. İşde orada benim göre bildipim kadar en az 5 Kamera ve heryerde bir kaç adam dikiliydi. Her gelen Müşteriyidi en iyi şekilde karşılıyordu. Bir umut Okanın Ordan girmesi için dua etdim ama yokdu. Hızlı adımlarla yine Erdemin odasına yani o hapları dağıttı odaya geldik. Hapları yine bize içirmişlerdi. Şu lanet şeylerden nefret ediyordum. Beni bambaşka insan yapıyorlardı. Odaya konsantre oldum burası galiba gerçekdende Erdemin odasıydı. Çünkü diper odalarda daha farklıydı. Yani modern yerine daha normal ve başka tarzda döşenmişdi. Demmekki burda kalıyordu. Odadan çıkmaya başlarken kapıya Bakdım. '4566' yazıyordu bu belki işimize yarıya bilirdi.

Yine o pavyona gelmişdik işde. Dünki gibi herşey aynı ilerliyordu. Saatler geçdikçe mekan doluyor ve bende o hapın etkisiyle Gevşiyordum. Yine beni süzün erkeklerin bakışlarının altında hapis edilmişdim.

Hapın etkisiyle Okanı bir kenara atıp birinin beni cağırmasıyla yine kendimi kontrol edemeyip o adamın masasına gitdim. Ona gülümseyip elime hafif bir öpüçük kondurmasına izin verdim ve yine o kısacık eteğim yukarı kıvrılmışdı ve hepsi aç bir köpek gibi saldırmayı beklıyordu.

Karşımdaki orta yaşlarda olan adam benim yanıma yaklaşıp kokunu omzuma atıp konuşmaya başladı ve bende sadeçe kahkaha atıyordum.

'Hoşgeldin Fahişe Şuara' iç sesime ve Fahişe olan bana derin bir bilinç altımdan binlerçe küfür savurdum...

Acı Hayat (Tamamlandı) #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin