24. Bölüm - Kolye

2.8K 127 23
                                    

Slmlaar :)

Multimedia - Ella

Uzun zamandır yeni bölüm gelmedi bu yüzden kusura bakmayın. Aslında bu bölüm farklı olucakdı ama istediğim böşümü daha yazamadım. Bu geciş bölümü gibi birşey oldu umarım beğenirsiniz.

Keyifli okumalar...

〰〰〰

Güneşin ışıkları camdan içeri sızarken tenimi ısıtmasını seviyordum. Uzun zamandır bukadar rahat uyumamışdım. Gözlerimi acmak icin zorladım ve tabi büyük bir savaşdan sonra acabildim. Okanın kolları okadar sıkı sarıyorduki belimi onu uyandırmadan yatakdan kalmak mümkün değildi. Kollarının arasında ona doğru döndüm ve onu izlemeye başladım. Yüz ifadesinden okuyabilidiğim kadar oda bugün cok rahat uyuyordu. Aslında onu hiçmi hiç kaldırmak istemesemde mecbur bugün erken gitmeliydim. Akşam için "cok güzel" olmalıydım. Kendimizi yine o zengin piçleri sergilemekden gercekdende nefret ediyorum. Okanı yavaşca dürtdüm ama uyanmadı. Tekrardan aynısını yapdım ama bu seferki biraz daha sertdi. Okan birşeyler mırıldandı ama anlamadım. Onun uyanmayacağını anladığımda güçlü kollarını üstümden tüm güçümle sıyırmayı başardım. Biraz kıvransada umursamadan uyumaya devam etdi. Banyoya doğru yol aldım ve kendime gelmek için ellerimi ve yüzümü yıkayıp tekrardan Okana doğru yürüdüm.

Odadan cıkmadan önce Okanın yanağına küçük bir öpüçük kondurdum ve oradan ayrıldım. Bugün akşam zaten tekrardan görüşecekdik. Acıkcası bugün neler olabileceğinden habersizdim. Okanın herşeyi bilmesi yani en azından burada onun birtane adamı olması, bu bizim için büyük bir avantajdı. Kafamı kurcalayan soru ise burada bir adamı olmasına ve herşeyden haberdar olmasına rağmen niye Emre hala o piç Ahmetin elindeydi? Oğlunu niye kurtaramıyordu? Bugün herkes daha dikkatli olmasına rağmen bence birçok şeyi öğrenmem için iyi bir fırsat.

Asansör en alt katda durduğunda, bodruma inmek için merdivenleri kullandım. Miğdeme tuaf ağrılar saplanıyordu. Karnım aslında vok acıkmışdı. Ama burada doğru dürüst yemek bile yiyemiyorduk. Bu yüzden gercekdende cok zayıflamışdım. Aslında ondan önçede kilo değildim ama en azından daha sağlıklı görünüyordum.

Tekrardan hapishaneme geldiğimde bütün kızların hepsi cokdan ayakdaydı. Duvarda asılı olan saate bakdığımda daha 06:18 di. Bütün kızlar sadece kısa bir anlığına bana bakıp tekrardan yarıda bırakdıklar hazırlıklarına geri döndüler. Onlar bana karşı hala susma payını kullanıyorlardı. Bu beni cok üzsede umursamaz davranmak zorundaydım. Kendi yatağama doğru illerledim ve yatağımın üstünde bir paket ile bir not buldum. Etrafımda kısa bir göz gezdirdim. Elanın beni izlediğini farketdim ama onu umursamadan paketin üstündeki notu elime aldım. Bir notdan daha cok mektup kadar uzunluğundaydı.

Notu tembel hareketlerle acdım. Aslında içinde ne yazdığını tahmin edemiyordum ve merakda etmiyordum. İçinde yazanlar herşeyde olduğu gibi benim için yine kötü birşeydir diye düşünürekden dörde katlanmış kağıdı açdım.

"Bugünü uzun zamandır bekliyorum. Seninle tanışmak için can atıyorum doğrusu. Senden cok bahsettiler. Sana aldığım bu küçük hediyeyi bu gece üstünde görmek istiyorum. Bu geceyi sabırsızlıkla bekliyorum, Melek yüzlü şeytanım"

Bu not beni korkutmuşdu. Buda şimdi kimdi? Kadınmı erkekmi belli bile değil ama erkek olma ihtimali daha yüksekdi elbette. Bu dünyada tüm gerizekalı ve hasta ruhlu beni bulmak zorundaydı. Gercekdende bazen benim göremediğim biryerde acaba mıknatızımmı var diye düşünmeden edemiyordum. Notu yatağımın üstüne bırakdım ve büyük hediye kutusunu acdım.

İçinde Siyah mini bir elbise. Bana göre oldukca dekolteliydi. Elbiseyi kısa bir inceledikden sonra kenara bırakdım. Tabi maskeli bir balo olucağınında içinde birde kenararları kuş tüğüyle süslenmiş bir maske. Bugün herkes siyah giyinmek zorundaydı. Bunun nedenini bilmiyordum ama Şebnem abla bizden öyle olmasını istemişdi. Yanıma Ella geldi ve beni düşüncelerimden ayırdı

Acı Hayat (Tamamlandı) #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin