"İyi geceler, güzel şey."--
Gecenin bir yarısı, Gus'ın söylediği şeyden dolayı uyuyamıyorum. Yarın okul var ama uyuyamıyorum. Bir sağa dönüyorum bir sola, hala uyuyamıyorum. Baş ucuma uzanıp telefonumu aldım ve saate baktım.
3.03
Hayır, çift saatlerin anlamına inanmıyorum. İnternete girip bakmayacağım. Uyuyacağım.
Uyuyamıyorum.
Aklıma yine o an geliyor. "Gus ne düşünür geceleri?" deyişim ve hala gökyüzüne bakarken "Çok güzel bir şeyi." diye cevap vermesi. O güzel şeyi sormam ve utanıp başını eğmesi. Bir şey diyemeden gitmesi ve bir cesaretle dönüp yanağımı sıkması. "İyi geceler, güzel şey." Şaka mı yapmıştı, ciddi miydi? Ne denirdi ki buna? Ne yapacağım? Aklım o kadar karışık ki hala olayı tam olarak idrak bile edemedim.
Yarın erken kalkacağım ve artık uyumam gerek. Şimdilik bu yaşananı unutup uykuya dalmalıyım. Şimdilik...
--
"MELODİİİ! AĞZINA SIÇTIM MELODİİİİ!"
Evet, sabah kulağımın dibindeki bu bağırışla uyandım. Sesin sahibini merak ediyorsunuzdur şimdi. Ben de sıçrayarak kalktım ve tepemde dikilmiş Barış'a gözlerimi büyüterek baktım. "O ses senden nasıl çıktı lan?"
Elindeki telefonu salladı. "HİÇ Mİ SEVMİYORSUN BENİ? NİYE ARAMADIN DÜN GECE?" diye bağırmaya devam etti telefondaki ses. Barış'a sessizce "Kıza niye söylüyorsun Ari'nin geldiğini? Çok seviyor, üzülür ya." diye kızdım. Omuz silkip telefonu bana verdi ve gitti. Resmen bana kitleyip gitti. Mükemmel!
"Günaydın güzelim!" diye konuşmaya başladım İrem'le. "Yalakalık yapma! En azından iki dakika arayıp konuşturabilirdin beni Ariana ile. Barış söyleyince kafayı yedim."
"Ama saat farkı var. Sen uyuyordun, o yüzden." dediğimde ikna olmuş gibi mırıldandı. "Tamam, geçerli bir sebep. Ama bir daha olursa ara beni. Söz ver."
"Söz, arayacağım." deyip öpücük attım. "Ee, ne yaptınız dün gece? Neler oldu?" diye sordu. Aklıma direkt Gus'la olan konuşmamız geliyordu, of! İrem'e anlatmalı mıydım? Hayır. Daha değil. Birine anlatmazsam da çatlayacağım. Ama İrem hemen büyütür, abartır, heyecanlanır. En iyisi şu an kimsenin bilmemesi.
"Dün gece şarkı söylediler bayağı. Eğlendik falan. Zaten videoya çektiler hepsini. Programda görürsün."
"Bir kere de programdan önce söylesen ölürsün."
"Sözleşmem var, üzgünüm kankacım." deyip güldüm. O da güldü. Biraz daha konuştuktan sonra kapadık ve hazırlanıp kahvaltıya indim. Bugün Luka'dan farklı iki kişi daha vardı mutfakta. Ekin ve Barış. Doğru ya, onlar da okula gidecekti.
"Günaydın, sonunda indin." diye söylendi Luka. "Barış başıma bir bela sardı, ne yapsaydım?" diye Barış'a laf attığımda Barış gülerek "Sorumluluk kabul etmiyorum." dedi.
Ekin'e döndüm. "Sana da günaydın yaşayan ölü." Kafasını sallayıp mısır gevreğini yemeye devam etti. Erken kalkmayı hiç sevmezdi Ekin. Ama erken yatıyordu. Yani normal bir insandan kat kat fazla düşkündü uykuya. Okulda sıraya kafasını koyup uyuyacağına eminim.
"Sen hangi fakültedeydin?" diye sordu Luka Ekin'e. "Psikoloji." diye cevapladı Ekin. Barış aklı karışmış bir şekilde Luka'ya dönüp "Fakülte?" diye sordu. Luka kafasını sallayıp "Ekin'le aynı üniversiteye kaydolduk." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şansın Melodisi
Teen Fiction"Sen hayatımda gördüğüm en şanslı kızsın ve hala şansa inanmadığını söylüyorsun!" ༄ ༄ Melodi'nin hayranı olduğu Soft Division grubu yeni şarkılarının getirdiği büyük sesin şerefine bir televizyon programı çekeceklerini ve iki hayranlarını da yanlar...