-21-

1.4K 103 170
                                    


MEDYA: Melodi ve ?

**Gönderen: Annem

Ne olduğunu bize de söylemiyorlar ama durumu ciddiymiş.

Şu an Türkiye'deyim...

Neler olduğunu kısaca anlatayım. Mesajı görür görmez annemi aramış ve geleceğimi söylemiştim. Annem hayır diye ısrar etse de babamın durumu ciddiyken ben burada kalamazdım sonuçta.

Okuldan bir haftalığına izin alıp eve gittim. Üyeler daha çıkmamıştı ve durumu açıkladıktan sonra beni onaylayıp havaalanına götürdüler. Noah, Jeff'i ve kanalı arayıp haber vermişti. Ama kanalın tek bir şartı vardı: Orada da video çekmeye devam etmem.

Anlayacağınız düşündükleri tek şey reyting, reyting, reyting...

Her neyse, Türkiye'ye giden en erken uçuşa bilet aldık ve ben valizimi bile almadan uçağa bindim. Yedi saatin sonunda tüm eşyalarım New York'ta, bense İstanbul'daydım.

Beni karşılamaya gelen Barış'ın üstüne resmen koşup atlamıştım. Şu bir haftada nasıl özlemişim gökdelenciğimi meğer. İrem gelmemişti çünkü o da Dilek Teyzelerle hastanedeydi.

"Barışşş! Çok özledim lan."

Barış da bana sımsıkı sarılıp "Ben de, güzelim. Ben de." dedi. "Çantan falan yok mu?" diye ekledi sonra.

"Yok ya. Hemen geldim. Zaten bir hafta izin verdi okul anca."

"Ama sen şimdi geldin. Biz alışırız böyle. Her hafta gelsene." deyip güldü.

"Lan babam hastanede benim. Yürü hadi." deyip itekledim onu. "Babanı yoğun bakımdan çıkardılar, Melodi. Annen sana gelme diye boşuna demedi yani."

"Çıktı mı? Oha!"

O sırada havaalanından çıkıp arabaya binmiştik. Barış reşit olduğu için arabası vardı beyefendinin. Ben meraktan çatladığım için hızlıca hastaneye sürdü arabayı. Geldiğimizde film sahnesi havasında, danışmaya koşup "Babam, babamın oda numarasını söyleyin." dedim. Evet, gereksiz bir hareketti.

Barış göz devirip omzumdan tuttu ve "Melodi salak mısın? Ben zaten biliyorum." dedi. Reis, bir sen kalmıştın beni salak yerine koymayan. Sağol.

Barış'ı takip edip odaya girdiğimde şaşırdım. Çünkü babam uyanık ve Cüneyt Amca'yla gülerek sohbet ediyordu. Şey, ne?

"Oo, beyler! Sohbet koyu bakıyorum." dedi Barış gülerek.

"Gel, oğlum. Murat Amcan iyileşti de espri yapıyor valla."

"Baba?" diye sordum merakla. Beni daha görmemişti.

"Melodi? Senin ne işin var burada kızım?" dedi endişeyle babam. Koşup boynuna sarıldım. "Annem bana bin tane mesaj atınca dayanamadım geldim. Ama bakıyorum sen turp gibisin."

"Aşkolsun, Hülya. Kızı ta Amerika'dan mı çağırdın?"

"Seni apar topar hastaneye kaldırınca ne yapacağımı şaşırdım Murat. Sana bir şey olsaydı kızımızın haberi olmasın mı?"

"Kim bilir neler dedin? Ben iyiyim kızım, minik bir kanama atlattım."

"Kanama?" diye sordum.

Annem "Beyin kanaması." diye düzeltti. Annemin yanna gidip sıkıca sarıldım ve konuştum.

"Baba, sana inanamıyorum! Minik mi bu?"

"Aman, geçti gitti işte. İyiyim şimdi. Hem sen anlat bakayım, haberlere çıkmışsın. Kim o çocuk? Gaz mıdır nedir?"

Şansın MelodisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin