-33-

1K 68 60
                                    


"Beni araba tutuyor."

"Mükemmel!" deyip kafasını hafifçe direksiyona vurdu. Sonra dönüp "İlacın var mı bari?" diye sordu. Çantamı karıştırıp ilacımı gösterecektim. Ama bilin bakalım ne yoktu?

Cidden mi? Nerede ilacım?

"Tahmin edeyim, yok."

"Çok zekisin sen(!)" deyip yalandan alkışladım. Arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. "Dur, ilacım yok dedim ya!" diye bağırdım panikle. "Eczaneye gidiyoruz zaten Melodi."

Gülümsedim. Bu hareketi çok hoşuma gitmişti. Sonra aklıma yine o gece söyledikleri geldi. Hep böyle aklıma gelip duracak mıydı bu ya? Ofofofof!

Gus yakınlarda bir eczanede durdu ve beklememi söyledi. Ama birkaç dakika sonra kafasını kaşıyarak geri döndü. "İlacının ismini soruyorlar. Gelebilir misin?"

Kafamı sallayıp içeri girdim peşinden. Gus yanımda dururken kolunu belime doladı. Öhöm, bir saniye. Kendine gel Melodi.

"Merhaba!" diye gülümsedi kadın. "Kullandığınız ilaç hap şeklinde olan mı yoksa şurup halinde olan mı bilemediğimiz için sevgilinizden sizi çağırmasını istedik. Erkek arkadaşınız hap olanlardan istedi ama emin olamadık. Hangisinden verelim?"

Sevgilinizden mi?

"Hanımefendi?"

Erkek arkadaşınız mı?

"Melodi, iyi misin?" deyip elini omzuma koydu Gus ben cevap vermeyince. "İyiyim. Biraz başım döndü sadece. Hap olanlardan, lütfen."

Arabaya geri döndüğümüzde Gus gülüp "Başının döndüğüne emin misin?" diye sordu. "E-evet! Başka ne olabilir?" dedim sakin bir tonda. "Bilemem artık. Kadının sevgili oldu-"

"Yok daha neler!"

"Hıhı." diye gülmeye devam etti Gus. "O da niye sevgili sanıyor önüne geleni?" diye söylenmeye başladım. "Öyle gözüküyoruzdur belki karşıdan."

"Elini belime dolamasan gözükmeyeceğimize eminim ama sen bilirsin."

"Refleks olarak oldu."

"İyi." deyip ilacı ağzıma attım ve su ile yuttum. "Artık gidebiliriz."

"Karakol köşelerinde mahvoldu çocuklar. Gidelim bir zahmet." diyen Gus'a göz devirip kafamı cama çevirdim. "Trip yiyorum bir de."

Omuz silktim. "Uyuyacağım ben. Vardığımızda uyandırırsın."

"Peki..."

Bir saat... Bir saattir küçük koltukta dönüp uyumaya çalışıyorum. Gus en sonunda dayanamayıp gülmeye başladı. Gözlerimi kısıp ona baktım. "Gülme!"

"Bir saat oldu, Melodi. Belli ki uyuyamayacaksın. Zorlama bebeğim."

"Sen zorlama bence!" dedim son dediği şeye ithafen. Yine güldü. Gülmesi sinirimi bozuyordu. Radyoyu açtım gerginliği dağıtmak için. Çekmiyordu.

"Radyo çekmiyor."

"Görüyorum, Melodi."

"Bir şey mi yapsan hani?"

"Bir yerimden frekans mı çıkarayım?"

"Terbiyesiz." diye söylendim. Radyoyu kapatıp önümdeki torpidoya uzandı. Yola bakması gerekirken torpidoya bakmasına kızarak konuşmaya başladım. "Galiba ölmemizi istiyorsun."

Şansın MelodisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin