~3.Bölüm~

608 50 10
                                    







Ara bölüm gibi düşündüğüm bu bölüme hoş geldiniz! Bu bölümde yeni bir karakter ile tanışacaksınız ve bakalım onu sevecek misiniz? Onun hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum. Sonu her şeyi açıklarken asıl olay diğer bölüm de başlayacak. Biliyorum çünkü hazır:) Biraz uzun olduğu için zamanımı aldı ancak çok içime sindi.

Hazır bir bölüm yazınca diğer bölüm de gelecek. Bitince hemen paylaştığımı zaten biliyorsunuz. O zaman size iyi okumalar diliyorum ve bölüme alıyorum!

❤️🌸









Kendimi eve zar zor atabildiğimde aklımda bu saat kadar nasıl dayandığım sorusu dolanıyordu. Saatlerce çalışmanın etkisi olarak bedenimi içtiğim bardaklarca kahve bile ayakta tutamaz hale getirmişti. Mesleğini çok seven birisi dahi olsam bu kadar yoğun saatler kesinlikle insan bedenine göre değildi.

Saat geceyi geçtiğinden dolayı evin kapısını dikkatlice açıp aynı yavaşlıkta kapatmaya çalıştım. Evet, tek yaşamıyordum. Ev arkadaşım Verda ile birlikte yaşadığım için ve onu uyandırmak istemediğim için dikkatli davranıyordum. Verda, benden bir yaş küçüktü. Yani, yirmi altı yaşındaydı. Kendisi İspanyolca öğretmeniydi. Onunla iki buçuk senedir aynı evi paylaşıyoruz. Daha ilk günden enerjilerimiz öyle tutmuştu ki, bugüne kadar neredeyse sorunsuz şekilde gelmiştik. Çok anlayışlıydı, düşünceliydi. Bir ev arkadaşı aradığımda onun gibi biriyle karşılaşmayı hayal dahi edemiyordum. Binlerce tereddütün arasından adeta ışıldayarak bana ulaşmıştı.

Kapının hemen yanındaki beyaz yarım boy olan portmantonun üst kısmında bulunan askı yerine üzerimdeki kabanı asıp ardından yorgun bedenimin yavaş hareketlerine engel olamayarak eğilerek botlarımı çıkarmış ve kenara bırakmıştım. Derin bir nefes alıp verirken yüklerimden bir bir kurtulmanın rahatlığı ile sessiz adımlarla salonu geçip iki artı bir olan evin içerisinde kendi odama vardığım esnada hemen yanımdaki odanın -yani Verda'nın odasının- kapısı yavaşça açılmıştı.

Uykudan yeni uyanmış hali ile bir gözünü ovuşturarak tek gözü ile bana bakarken küçük bir kız çocuğuna benziyordu. Verda çok güzel bir kadındı. Bunu onu gören hiçkimse yadsıyamıyordu. Kendisini diğerlerinden ayıran en büyük özelliği ise turuncu olan ancak içerisinde kızıllıklar da bulunduran hayran olunası saçlarıydı. Göğüslerinin altına kadar uzanan kalın telli turuncu ve kızıllıklar bulunan saçları, beyaz tenine çok yakışıyordu. Boyu benden belirli bir ölçüde kısaydı. Ancak bu kesinlikle ona ekstra bir tatlılık katıyordu. Ve sırf yüzden Verda sürekli topuklu ayakkabı giyiyordu. Elini gözünden çekerken omuzunu kapının kenarına yaslamış ve uykulu sesi ile konuşmuştu.

"Yiyecek bir şeyler hazırlamamı ister misin? Çok yorgun görünüyorsun."

Her zamanki düşünceli hali yorgun halime rağmen gülümsememi sağlamıştı. "Hiçbir şey yiyecek halde değilim. Duş alıp direkt uyuyacağım. Sen de uykunu açma, yatağına dön hadi."

Verda kısa bir an emin olmak adına yüzümü incelerken doğruluğunu ölçtükten hemen sonra başını salladı. "Peki. İyi geceler."

"İyi geceler."

Verda odasına girip kapıyı kapattığında artık ayakta dahi duramayacağıma karar verdiğimde sızlayan gözlerimi sıkıca kapatıp açmış ve banyoya geçerek oldukça hızlı bir biçimde bedenimdeki tüm fazlalıklardan kurtulduktan sonra sıcak suyun altına girmiştim. Gözlerim uyku isteği ile batmaya başlarken duş kısmını da aynı şekilde mümkün olan en kısa hale indirdim ve ardından kendi havlumu bedenime sararak çaprazda kalan odama girdim. Hızlıca iç çamaşırımı giyinip alt üst takım olan rahat geceliğimi de üzerime geçirip saçımı dayanabileceğim son enerjiyle biraz kurutmaya çalıştım. Bedenim adeta yatağa doğru çekilse de ıslak saçla uyursam başıma gelecekleri bildiğimden adeta sürünerek yeniden banyoya dönmüş ve alt dolapta bulunan kurutma makinesini alarak tamamının kurumasına dayanamayacak kadar saçlarımı kurutmuş ve en sonunda adeta uyumak için kıvrandığım yatağımın içerisindeki yerimi almıştım.

BAŞLANGIÇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin