~9.Bölüm~

726 55 42
                                    








Keyifli okumalar canlarım.

Oy kullanmayı ve yorumlarda düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın, lütfen. Seviliyorsunuz!



❤️🌸









Zeynep, saati dolduğunda önlüğünü çıkarıp kabanını giyerken telefonu çalmış ve beklediği kişilerin geldiğine dair haber almıştı. Hemen ardından çantasını da omuzuna takarak yüreğinde heyecan ile asansöre binerek alt kata inmişti. Giriş kısmına yakın yerlerde gözlerini gezdirip büyük hastanenin ortasında bulunan büyük dekorun önündeki koltuklarda oturan kişileri gördüğünde bastıramadığı heyecanı ile adımlarını hızlandırmıştı. Yanlarına vardığında ise gülen yüzüne eşlik eden heyecanı sesine yansımış, içini titretmişti.

"Hülya abla..."

Kendisine yan şekilde oturan orta yaşlardaki kadın, adını duyar duymaz bedenini sesin geldiği yere çevirdiğinde hiç beklemeden kocaman gülümseyerek ayaklanmış ve karşısındaki kadına sarılmıştı.

"Zeynep..." aynı karşılığı kucakladığı kadından alırken onu omuzlarından tutup hafifçe geri çekildi ve parlayan gözleri ile yüzüne baktı. "Nasılsın?"

Zeynep kadının kollarına ellerini yerleştirirken ona her baktığında hislerin aksine umutlu hissediyordu. Bakışlarında çaresizlik değil heyecan ve umut geziniyordu.

"İyiyim abla, sen nasılsın?"

Karşısındaki kadın sorduğu soru ile dudaklarını birbirine bastırırken başını yavaşça iki yana salladı ve kendisinden binlerce kat heyecan dolu konuştu.

"Bana öyle bir haber verdin ki, nasılım ben bile bilmiyorum. İçinde olduğum durumun net bir duygusu bile yok."

Zeynep dün akşam yemek yedikten hemen sonra beklemeden koltuğa kurulup çarpan kalbi ile kadını aramış haber vermiş onunla birlikte telefonda ağlamıştı. Yüreğinden içine, daha derinlere akan duygular gözlerinden çıkmıştı.

"Ben de öyle abla ben de... Hala gerçek gelmiyor."

Hemen kadının yanına eşi gibi parlayan gözlerle giren adama başını çevirdiğinde Hülya'nın kollarından ayrılıp beklemeden adama da sarılmıştı. Kendisine sıkıca karşılık veren adamın kollarında burnu sızlarken gözlerini sıkıca kapattı. Mutlu olurken nasıl acı çekebilirdi?

"Söyledin söyledin ve en sonunda gerçek oluyor, Zeynep. Sana ne kadar teşekkür etsek de az. Hakkını nasıl öderiz bilmiyorum."

Zeynep yavaşça geri çekilirken içinde yükselen ağlama isteğini gülümseyerek bastırdı ancak gözlerine yükselen duygularıyla dolu yaşları engelleyemedi. Adamın kolunu yavaşça sıktı.

"Bana bir borcunuz yok, abi. Söyleme böyle. Ben bunu hem sizin için hem de kendim için yaptım. Hayat yüzümüze güldü, bu hastanede senem dolmadan tedaviyi karşılayabiliyoruz."

Hülya kadının elini tutarken Zeynep başını ona çevirdi.

"Bu desteği sağlayan patronundan da Allah razı olsun. Tedaviyi bizim sağlamamız mümkün değildi, yirmi kişi bir araya gelse durmadan çalışsa belki olurdu. Kabul etmiş olmasına hâlâ inanamıyorum."

Zeynep kadına gülümserken elindeki elini sıktı. Durumu biraz değiştirmişti, mecburdu.

"Anlattım ya abla, burası en büyük hastanelerin başında geliyor. Yurt dışındaki hastanelerle anlaşmalar yapıyorlar ve onlar da reklam yapıyor. Aynı şekilde burası da... O hastaneyle çalıştıklarını duyduğumda inanamadım, hemen gidip konuştum ve hemen kabul ettiler. Türkiye ile yapılacak olan ilk tedavi sonuçta, bu hastanenin bünyesi için önemli bir durum olacak. O kadar çok istedikler ki, defalarca görüşme yaptım durum net. Belgeler imzalanır imzalanmaz gideceksiniz. Neyse, devamını ben de sizinle öğreneceğim zaten. Zaman kaybetmeden gidelim, trafiğe kalmayalım."

BAŞLANGIÇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin