Merhabalar! Ben geldim!Sizlere beş bin kelimeyi aşan bir bölüm getirdim. Bu nedenle fazlasıyla yorumlarınızı bekliyorum :) Bakalım neler düşüneceksiniz. Bu bölüm fazla uzun olduğu için ikiye böleceğim. Bu kısımda olanları ve önemli, hoşunuza gidecek kısımları, göreceğiz.
Diğer bölüm de belli ki böyle uzun olacak. O yüzden yorumları ve oyları bekliyorum. Sizleri seviyorum ve bölüme alıyorum. Hepinize iyi okumalar!
❤️🌸
Zeynep adama sığındığında sanki bunu biliyormuş gibi bir patlama yaşamış, göğsünde hıçkırarak dakikalarca ağlamıştı. Adamın sıcaklığı bedenindeki soğukluğu adeta çekmişti. Ayaklarının içine kadar sızmış olan ıslaklığı bile umursamazken sığındığı adam hiçbir şey demeden kendisine sıkıca sarılmıştı.
En sonunda Kerem her şeyi öğrenmek istese de kadının yavaş yavaş durgunlaşması ile onu uzaklaştırmadan başını hafifçe yandan aşağıya eğmişti.
"Böyle durursan hasta olacaksın, benden daha iyi biliyorsun. Burada yedek kıyafetler bulunuyor. Hadi üzerini değiş. Hatta duş al."
Zeynep dağılmış ifadesi ile yanağını adamın göğsünden çekerken görüş hizasına girdi ve başını iki yana sallarken ondan uzaklaşmadan avucunda sıktığı notu görmesi için açıp uzattı.
Kerem gözlerinden kağıda inerken kaşları yavaşça çatıldı ve beklemeden kadının elindeki notu alarak okudu ve okkalı bir küfür savurdu. Başı başka yöne dönerken gözlerini sinirle kapatıp sıkmıştı.
"Neden Verda? Onun hiçbir ilgisi yok! Hiçbir suçu yok!"
Kerem gözlerini açıp başını beklemeden kadına çevirdiğinde yüzüne doğru eğildi.
"Bu hikayede kimsenin suçu yok! Ama bak sen de ne haldesin!"
Zeynep yeniden ağlamamak için kendisini sıkarken adamın gözlerine bakmayı sürdürdü. Sesi adeta yalvarır gibiydi.
"Onun ilgisi bile yok. Kerem gerçekten delireceğim. Ne yapacağız?"
Kerem kadının ağlamaklı ifadesini gördüğünde derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı ve onun kolunu yavaşça tutarak içeriye yönlendirdi. Önüne aldığı kadını getirip koltuğa oturttuğunda kendisi de hemen önünde ahşap sehpaya yavaşça oturdu. Yüz yüze geldiği kadına bakarak telefonunu çıkarttı ve notun üzerindeki numarayı yazarak arama tuşuna bastı. Sesi hoparlöre alırken kadının aniden gelişen olayla değişen ifadesine kaşlarını kaldırarak baktı ve telefonu aralarına koydu.
"Göreceğiz."
O an içerdeki kapının açılması ile Zeynep başını oraya hızlıca çevirirken Kenan ve Koray'ın iç taraftaki odadan çıktılarını gördü. Onların burada olmasına şaşkınlıkla baksa da telefonun ucundan gelen ses ile başını hızlıca kendisine sabit olan yeşillere çevirdi. Yeşil gözler öfke doluydu. Sinir doluydu.
Karşıdaki adamın bilinmeyen olgun sesi odada yankılandığında ise Kenan, Zeynep'in oturduğu koltuğa yaklaşmış kardeşi gibi öfke dolu suratı ile ellerini yüksek koltuk başlığına dayayıp avını bekler gibi eğilmişti. Koray ise kollarını göğsünde birleştirip ayakta merak içersinde beklemedeydi.
"Evet, demek hedef yerine ulaştı."
Kerem gözlerini kapatıp dişlerini sıkarken bedeni resmen gerginlikten şişmeye başlandık. Kan akışı hızlanan adam, açmadığı gözlerine ek olarak öfkeyle yükselmişti. Delirecekti!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGIÇ
FanfictionVicdanı ile aklı arasında, karşısındaki beyaz kapı arkasındaki yansımayı bizzat önüne taşırken içeriye az önce kapının arkasından dahi görebildiği öfkeyle sarmalanmış beden girmişti. Alev alev yanna yeşil gözlerinin arkasında adeta sinirin beden hal...