~11.Bölüm~

567 58 23
                                    







Yorum ve oylarını bekliyorum. Lütfen benimle paylaşın. Hepinize iyi okumalar canlarım, seviliyorsunuz!

❤️🌸








Gelen tatlılara erkekler bulaşmazken Karan halasının kucağında büyük bir keyifle pastasından aldığı çatalı ağzına götürüyordu. Ela da ondan farksızdı. Bebeğinin yoğunluğunu her geçen gün daha fazla hissederken iştahı da oldukça açılmıştı.

Zeynep ise ufak bir tereddütle pastayı yemişti. Bazen öğrendiklerine ihanet eder gibi hissediyordu ve yemek gerçekten zor oluyordu. Birçok şeyi tıp fakültesinde okurken hayatından çıkarmıştı. Bilgi bir tokat gibi hayatına çarptığında ise zamanla tek tek uygulamıştı. Ama şimdi tereddütle de olsa yediği pastanın tadı gerçekten farklı ve güzeldi. Midesine yolculuğa çıkan lokma büyük bir hazzı beynine sinyal olarak yollarken ikinci çatalı da çoktan almıştı.

Tatlılar bittiğinde Karan oyun alanının da verdiği yorgunlukla başını halasının göğsüne koyup kapanan gözleri ile ayakta durmaya çalışırken Ela belinin ağrıdığını hissediyordu. Bunu fark eden abisi olurken yavaşça kardeşine uzanıp oğlunun dikkatlice dalmak üzere olduğu uykusundan sıyırarak yere indirerek uyuşuk hareketlerine yüzündeki tebessüm ile kucağına çekmişti. Zeynep, Kenan'ın çok iyi bir baba olduğuna emindi. Adam göğsüne yasladığı oğlunun saçlarını geriye doğru koşarken başını eğdiğinde Kerem'e daha fazla benzediğini fark etti. Kaç yaşındaydı acaba? Kerem kaç yaşındaydı?

Düşüncelerinin arasında gezinirken ortamı bölen iki mesaj sesi ile bakışlarını adamdan alıp Verda'nın yanında oturmakta olan adama çevirdi. Adam ceketinin cebinden çıkardığı telefonuna kısa bir bakış attıktan hemen sonra başını kaldırıp tam karşısında oturan Kerem'e bakmıştı.

"Amerika'daki şirketle yapılacak görüşme iki saat sonrasına alınmak zorunda kalınmış."

Kerem kaşlarını hızlıca çatarken büyük avucunu sorgulayarak masasının üzerinde açmıştı. İfadesi öfkelendiğini fazlasıyla gösteriyordu.

"Neden? Zaten kendileri seçmedi mi günü? Bu nereden çıkmış?"

Koray derin bir nefes alıp telefonunu cebine yerleştirirken sandalyesini geri çekip ayaklanmıştı.

"Hiç bilmiyorum. Neyseki daha geç haber vermediler."

Kenan kucağındaki oğluna dikkat ederken hafifçe öne doğru geldi ve gözlerini kardeşine çevirdi.

"Siz geçin beklemeyin. Birazdan peşinizden çıkarım ben de. Karan'ı arabaya götüreyim."

Karahan, ellerini masaya dayayıp dikkatlice ayaklandığında tok sesiyle Feyza da ayaklanmıştı.

"Biz de kalkalım madem."

Zeynep, Verda ile birlikte kalktığında Kerem de oturduğu yerden kalkmışken sandalyeye asmış olduğu ceketini çekip hızlıca geniş gövdesine geçirmişti. Ceketinin önünü çekip düzeltirken ardından yakalarına giderken aceleyle Zeynep'in gözlerine baktı.

"Arabayla mı geldiniz? Öyle değilse bıraksınlar."

Asuman oğlunun hızlıca sorduğu soruya karşılık kimseye belli ettirmeden bıyık altından gülümserken oldukça memnun bir biçimde ayaklanmıştı.

Zeynep ise kadının bu yakıştırmasından habersiz başını hızlıca iki yana sallamıştı. Bu esnada Kerem bulunduğu yerden kendi tarafına doğru masayı dolanmıştı. Gözleri adamın varlığını takip ediyordu.

BAŞLANGIÇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin