Kasım ayının başında iki gözümden de operasyon geçirdiğim için bölümü anca bitirip yayımlayabildim. Oldukça "ekșınlı" bir bölüm oldu. Her ship için de sahneler var. 😉
Yorumlarınızı merakla bekliyorum ❤️
********
"Ne zaman seninle aynı ortamda olsam kendime hakim olamıyorum. Beni çıldırtıyorsun."
Bakışları dudaklarıma kaydı. Beni öpse karşı koymak ister miydim ki? Çok bile dayanmıştım.
"Nicholas..."
Yüzüme düşen perçemi kulağımın arkasına ittirdi. Parmaklarının geçtiği her yer ısınıyordu. "Jennifer..."
Yüzü yaklaşırken gözlerimi kapattım. Ve her şey bir anda oldu.
Kendimi bir anda yerde buldum. Çığlıklar birbirine karışıyordu. Bir anda birbirini ezen insanların arasında kalmıştım!
"Crane!"
Üzerine düşen insanları sertçe savurarak ayağa fırladıktan sonra kolumu yakalayarak beni de ayağa kaldırdı. "Siktir! Buradan hemen çıkmamız lazım!"
Uzun saçlı bir adam Crane'in üzerine atladığı anda onu gömleğinden yakaladım ve sola doğru savurdum. "Diğerlerini bulmak zorundayız!"
Bileğimi yakaladı ve koridora doğru koşmaya başladık.
Etrafa kaos hakimdi. Bileğimi sıkıca tutmaya devam eden Crane boş eliyle de önümüze akan panik insan nehrini yarmaya çalışıyordu.
"Güvenli bir yer bulmalıyız!"
"Ve cephane,"diye ekledim. Çıplak elle çoğunu alt edebilirim ama teker teker gelirlerse.
İlerlemeye devam ederken bir anda beni duvara doğru savurdu. "Dikkat et!"
Aynı anda gardını aldı. Ağzından kan saçılan iri yarı adam ona doğru atıldığı anda yumruğu yüzüne indirdi.
"Crane! Dikkat et!"
Sersemlemiş olan Zombi Adam tekrar saldırdı fakat Crane atikti, yana kaçıp kurtuldu ve tekrar saldırdı.
Yardım etmeliyim! Etrafa bakınmaya başladım ve o anda duvardaki paslı boru dikkatimi çekti. Crane'e bir bakış attım, hălă adamla uğraşıyordu.
Vakit kaybetmeden boruyu kavradım ve tüm gücümle çekerek duvardan kopardım.
A-HA! Şimdi sıçtınız!
Kırmızı mini elbise giyen kıvırcık saçlı kadın Crane'e saldıramadan boruyu kafasına indirdim. "Beyzbol zamanı!"
Dikkati sesime yönelen iri kıyım adam da bana doğru atılınca tüm gücümle ona da vurdum. Kafatasından gelen ses mide bulandırıcıydı.
"Home run?" Bize doğru koşan iki tane adamı da yere serdiğimde Crane ile göz göze geldim. Olduğu yerde donmuş gibiydi, nefes nefeseydi.
"İyi misin?" Yanına yaklaştım. Boynunda kesikler vardı ama kötü görünmüyordu.
Bana cevap vermeden bakmaya devam ederken başka yarası var mı diye bakınmaya başladım. "Boynun acıyor mu?"
"Nasıl yaptın?" Sesi fısıltı gibi çıkmıştı. Şoktan irileşmiş gözlerini kırpıştırdı. "Ben biriyle baş etmekte zorlandım."
Omzumu silktim. "Muay Tai ve Kickboks biliyorum. Adrenalinle birleşince de..."
İnanmamıştı fakat yine de kafasını salladı. "Hardwood ve Parker'ı bulmamız lazım." Elimden boruyu aldıktan sonra boştaki eliyle de kolumu tuttu. "Ve tüm bu kaos bittikten sonra konuşacağız. Bir şeyler saklıyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İŞARETLENMİŞ
FantasyRuh eşini arayan ölümsüz bir kızın trajikomik hikayesi... Bir lanet... "Sen elimden ruh eşimi aldın. Tek aşkımı. Seni ruh eşini bulana kadar ölememekle lanetliyorum." Kazık tenimi zedelemeye başlamıştı. Ve ben bun...