15. Bölüm

1K 22 2
                                    

Aphrodite, içinde kopan fırtınaları engellemek istedi ama yapamadı. Gülümseyerek "çok teşekkür ederim Ramanos." dedi.

Ramanos, kaşları çatık ve ciddi bir şekilde bir şey demedi ve atı dehledi.

Pegasus da yediği kırbaç darbeleriyle birlikte üzerindekileri sağ salim Atina'ya ulaştırdı. Atina'ya ulaştıklarında sözleştikleri gibi Athena ve Sengisuss ile buluştular ve birbirlerine iyi ve kötü haberleri söylediler. Hem üzüntü hem sevinç tanrılar ve yarı tanrılarda bolca bulunuyordu Atina'ya gittiklerinde.

Sengisuss, cebinden haritayı çıkardı ve açtı. Athena'ya gösterdi.

"Bu nokta şimdi tam olarak nerede?"

Athena, tebessüm ederek "çok yakında." dedi. İçinde Hades'i mağlup edeceklerine yönelik büyük bir umut beslemişti.

Sengisuss, Athena'nın gösterdiği yere doğru atını sürdü ve turistlerin arasında gezen biri ilk bakışta dikkatleri üzerine çekti.

Athena, işaret parmağıyla Hermes'in oğlunu gösterdi.

Sengisuss, aşağı atını indirmedi. Bir süre Hermes'in oğluna yukarıdan baktı.

Hermes'in oğlu, Zeus Tapınağının sütununa yaslanmış ve kolunun üzerindeki güvercini okşuyordu. Bu hareketiyle kendisinin Hermes'in oğlu olduğunu Sengisuss ve diğerlerine belli etmişti. Ama Hades'in herhangi bir katı cismin arkasından görebilen canavarına da belli etmişti.

Bu canavar, dev bir akrepti.

Bu dev akrep, yerin altından Zeus Tapınağını yerle bir ederek çıktı ve Hermes'in oğlunu yuttu.

Dev Akreb'in Zeus Tapınağını yıkması Sengisuss hariç yukarıdakilere göre kıyamet alametiydi. Sengisuss da dahil herkes çok şaşırmıştı ve Hades'e karşı içlerinde büyük bir öfke duymuşlardı. Tanrısal öfkeleri gittikçe kabarmıştı.

Sengisuss, büyük bir şok yaşarken Athena'ya büyük bir moral kaybı ve öfkeyle "şimdi ne yapacağız?" diye sordu. "Bilmiyorum." cevabını alınca ona daha da bir üzüntü ve umutsuzluk düştü.

İçlerinde umutlu olan tek kişi vardı. O da Aprhodite idi.

Aphrodite, Athena'nın yerine "Cehenneme!" gideceğiz diye büyük bir hırsla dişlerinin arasından tısladı. Kin ve öfke Tanrısı onun damarlarını kin ve öfkeyle doldurmuştu.

Sengisuss, Aphrodite'e baktı ve içindeki tanrısal öfkeyi hissetti. Kızının yanında olmadığını, bu yüzden öfkelendiğini sonradan fark etti. "Orayı nasıl bulacağız?" diye sordu.

Aphrodite, bu sorunun cevabını bilmiyordu. Bir anlık öfkeye yenilmiş, büyük laf söylemişti ama Hades'in yer altı dünyasının nerede olduğunu bilmiyordu. Umutsuzca başını iki yana salladı ve "bilmiyorum." dedi. Athena'dan yardım istercesine baktı.

"Tanrıların babası Zeus, Hades'in yeraltı dünyasına nasıl girileceğini biliyordu ve bunu zamanında bana da söylemişti. Babamın dediğine göre; oraya girmenin tek yolu Zeus'un şimşeği, Poseidon'un üç başlı mızrağı ve cehennemin kapısını koruyan Cerberus'un üç başını birden kapıdaki bölmelere yerleştirmek."

Sengisuss, durumun imkansızlığını anladı ve umutsuzca atının başını okşadı. Sonra aklına bir soru takıldı. Athena'ya "biz Cerberus'u öldürmemiş miydik?" diye sordu.

"Hades'in yaratıkların, ruhunu bedeninden tamamen çıkarmak için onların ruhunu cehennemde almak gerekmektedir."

Sengisuss, işlerinin zor olduğunu anlayınca içini tanrısal bir üzüntü kapladı. Ama tanrısal üzüntüsü tanrısal öfkesine ve tanrısal cesurluğuna bir engel teşkil etmiyordu.

Bu yüzden "haydi yapalım şu işi!" dedi ve Ramanos'a baktı. İkisi de aynı anda kafalarını salladılar.

Sengisuss, Athena'ya baktı. "Hades'in evini nasıl bulacağız?" diye sordu.

Athena, başını iki yana olumsuzca salladı.

"Orayı bulsak bile içeriye söylediğim şeyler olmadan giremeyiz tatlım."

Sengisuss'un duyduklarına rağmen pes etmeye niyeti yoktu. Kafasına bu sefer de Zeus'un şimşeğini almayı koydu. "Zeus'tan şimşeğini isteyelim." dedi. Ama Athena'nın muhalefetiyle karşılaştı.

Athena, "Zeus şimşeğini vermez." dedi.

Aphrodite "veremez." diye onu düzeltti.

"Çünkü gücünün yarısı o şimşekte bulunuyor."

Sengisuss, "o zaman biz de çalarız." dedi sırıtarak.

Athena, Sengisuss'un aklındakilerden korktu. "Olmaz." dedi.

"Sen Zeus'un gazabını bilmiyorsun. Böyle bir şey yaparsan çok pişman olursun."

Sengisuss, ofladı ve Athane'ya baktı. Kollarını açtı.

"O zaman nasıl gireceğiz Hades'in dünyasına?"

Aprhodite'in aklına bir yol gelmişti. Tebessüm etti ve Sengisuss'a baktı. "Persephone'un yarın Cehennemden çıkış günü." diyerek araya girdi.

Sengisuss, şaşkınlıkla Aprhodite'e baktı. "Nasıl yani?" diye sordu.

Aprhodite, tekrar tebessüm etti.

"Persephone'u Hades kaçırdıktan sonra ona yılda iki kez cehennemden çıkma izni vereceğine söz verdi ve yarın da o günün son günü işte. Persephone, bize kapıyı kolaylıkla açacaktır."  

Sengisuss, "süper!" dedi ve Athena'ya baktı. Kolunu omzuna attı.

"O zaman yarına kadar kalacak bir yer bulmalıyız."

Athena, "haklısın." dedi ve aklına bir fikir geldi. İşaret parmağıyla The Athens Gate Hotel'i gösterdi. "Şurada kalalım." dedi.

Sengisuss, "tamam." dedi ve atları ara sokaklardan birisine indirdiler. Üzerlerinden indiler ve atlar havalanınca da otele gittiler.

Otel, dört yıldızlıydı ama gayet hoş bir oteldi. Temizdi ve hesaplıydı. Gerçi hesaplı olmaması tanrıların pek umrunda olmazdı zaten.

Sengisuss, otel kartını resepsiyonist kızdan gülümseyerek ve teşekkür ederek aldı. Athena ile birlikte odasına çıktı.

Diğerleri de aynı katta ayrı ayrı odalara çıktılar.

✉Bölüm Sonu✉

Gök Gözlü Athena (+18) (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin