Gözlerimi aralamamla Adel'in "Bugün Yılbaşı, ne demişler yılbaşına nasıl girersen yılın öyle geçer ve sen uyuyorsun!" sözlerini "Bütün seneyi uyuyarak geçirmeye razıyım" diyerek geçiştirdim.
Adel beni dinlemeyip yorganı üzerimden çektiğinde "Bu akşamki partiyi unuttuğunu söyleme Alexis. " diye fısıldadı .
Gözlerimi açmaya çalışıp büyük odada onu aradım "Ne partisi?"
"Üç gün önce kalelerine gol attığın takımla birlikte yılbaşı partisine gidiyoruz Alex ve tabiki sen bunu unuttun."
Ani bir hareketle ayağa dikildim ve Adel'in cümlesini aklımda tekrar etmeye başladım. Dün uzayan antremanlar nedeniyle eve geç gelmiştim ve her şey aklımdan çıkmıştı.
Adel'e baktığımda turuncu saçlarına fön çekmeye başlamıştı bile. Ona yetişmek için hızlıca kalktım ve dolaptan kot pantolonumu çıkardım. Bu kesinlikle dünyanın en rahat kıyafetiydi ve neredeyse her mekana uyma özelliğine sahipti. Tam pantolonu üzerime geçiriyordum ki Adel, giydiği kırmızı elbisesi ile yeniden beliriverdi.
Ona ağzım iki karış açık bir şekilde bakıyordum.
Neden bu kadar güzeldi ki?
Adel beni görünce kaşlarını çattı ve bağırarak "Maça gitmiyorsun Alexis, saçmalama. " diyerek elimdeki pantolonu hışımla çekiştirdi. Koşarak kendi dolabının yanına gitti, elini en arkalarda dolaştırarak önüme bir elbise çıkardı ve yüzüne 'bunu ben başardım' gülümsemesini yerleştirip "işte bu" diye bağırdı.
Siyah ve benim için çok aşırı olan elbiseye canavar görmüş gibi bakarken Adel sırıtışını daha çok arttırıp uzun siyah topuklu ayakkabılarıda bana gösterdi.
"Adel bu bana çok fazla. Ben böyle bir şeyi giyemem."
Kafasını olumsuz anlamda salladı "Hayır bebek fazla falan değil. Dene şunları fazla zamanımız yok." Odadan çıktı.
Elbiseyi üzerime geçirip isteksizce ayakkabılarıda giyerken Adel odaya girdi ve başarısı dolayısıyla kendini alkışladı "çok yakışacağını söylemiştim."
Ayağa kalktım ve aynı isteksizlik ile aynadaki görüntüme baktım.
İyi gözüküyordum.
Kendime bakmayı sürdürürken masanın üzerindeki Neymar'ın forması gözüme takıldı ve istemsizce söylediği cümleyi tekrarladım "Görüşeceğiz." Dudaklarımın kıvrılmasına engel olamıyordum ve bu beni deli ediyordu.
Adel formaya attığım garip bakışlardan beni kurtarıp makyaj masasının önüne oturtunca "Adel'in mucizevi parmakları iş başında hadi seni boyayalım" dedi . Onu ellerimle engellemeye çalıştım çünkü makyaj kesinlikle benim olayım değildi.
Adel iki elimede sıkıca vurup beni durdudu ve elindeki rimelle bana doğru yaklaşmaya başladı, içimden sadece bir gece için o ezik kız olmayı bırak diye geçirdim ve Adel'in mucizevi elleriyle beni boyamasına izin verdim . Birkaç dakika sonra hangi ara sürdüğünü anlamadığım beyaz ojelerim bile parmağımdaydı.
Kafamı kaldırıp yeniden aynaya baktığımda gördüğüm kişi kesinlikle ben değildim "Bana ne yaptın?"diye bağırdım ayağa kalkarken.
"Seni sen yaptım Alex." Parmaklarını övünmek istercesine birbirine kenetledi ve arsızca gülümsemeye devam etti.
"Sanırım seni seviyorum." diye bağırdım ve koşarak ona sarılırken . "Biliyorum." diye geçiştirdi ama ona attığım kaçamak bakıştan sonra "Pekala ben de öyle." diyip kollarını sırtımda birleştirdi. Birkaç saniye sonra bizi ayıran tek şey aşağıda kesintisiz çalan korna sesi oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Futbolun Prensesi || Neymar Jr.
FanfictionSadece birkaç saniye sonra karşılaşacağı turuncu kramponlardan habersizce "Futbol tutkumun önüne hiçbir şey geçemez" diye tekrarladı içinden. Kendini bu şekilde motive etmeyi severdi. Herkes gittiğinde geriye kalan tek şeyin futbol olduğunu düşünür...