"Saçma olabilir ama yine de denemeye değerdi."
Etrafımızdaki insanlar büyük bir sevinçten sonra yaptıkları dansa yeniden geri döndüklerinde Neymar'ın ellerimi tutan elleri gevşemişti.
Çok aniydi ama yüzündeki şapşal ifade yerini ciddiyete bırakmıştı.
Daha demin olan olayları hala idrak etmeye çalışırken sessizce fısıldadım "Bir sorun mu var?"
"Hayır!" Gözleri yeniden sakince gözlerimi buldu "yaptığım şey yanlıştı" Yüzümü okşadı "bunun için üzgünüm."
"Yaptığın bir şey yoktu." Böyle olacağını tahmin etmem gerekiyordu. Neden beni öptüğünü bile bilmiyordum. Onu maçta gördüğüm ilk günden beri benimle oynadığını farkındaydım. Fakat bu benim için bir sorun olmamıştı aksine hoşuma gitmişti ve devam etmesine izin vermiştim. Sonuçta Neymar'ı her zaman görmüyordum ve görmeyecektim. Sadece hayatımın kısa bir anını onunla geçirmek hoşuma gidiyordu.
"Sadece biraz uzaklaşmam gerekiyor. Yanlış anlamanı istemem." Nedensizce adımlarım onu takip ediyordu "Gitme." diyebildim umutsuzca, bu gece ona ihtiyacım olduğunu düşünüyordum.
Sendeleyip insanlara çarpıyordum ama bu beni durdurmuyordu. İçimde gezinen alkol yüzünden kendimi berbat hissediyordum. Gözyaşlarım yanaklarıma dökülmeye başladığında neden ağladığımı bilmiyordum bile.
Çok saçmaydı.
Bildiğim tek şey bir daha asla alkol kullanmayacak oluşumdu.
- NEYMARIN AĞZINDAN-
Böyle bir şeyi yapmamam gerekiyordu. Kendimi tutmak adına uğraşmıştım ama vücudumdaki alkol bunu zorlaştırıyordu.
Yaptığım hataların bir sınırı yoktu.
Bruna'dan ayrılışımın üzerinden sadece iki ay geçmişti ve kendime bir kaçış yolu arayıp duruyordum.
Onu unutamıyordum. Hayatımın çok büyük bir bölümü onunlaydı ve birden bire yok oluşuna alışamıyordum.
Birçok kızla yatmıştım, çok kez kalp kırıp benliğimin dışına çıkmıştım.
Kısacası sadece iki ayda çok değişmiştim.
Bruna ile yaşadığım şey aşkın ötesindeydi. Doğruyu bulduğuma emindim, hiç olmadığım kadar mutluydum. Beni kandırıp çekip gittiğinde dahi onu sevmeye devam etmiştim.
Benimle evlenmek istediğini söyleyip dururdu ve ben 22 yaşındaydım. Evlilik benim için büyük bir sorumluluktu. 22 yaşındayken kendime ait olan tek sorumluluğum yuvarlak bir topu file bir kaleye göndermekti, bu yüzden korktum ve evlilikten uzak durdum. Bunun üzerine beni aldattı, gerekçesi korkak olmamdı.
O zamandan sonra toparlanmak için farklı yollara başvurdum ama hiçbiri onu unutmama yardımcı olmadı.
Hiç kimsenin teni onunkine benzemiyordu.
Sanki onu unutmak onun varlığını yeniden ve yeniden hatırlamayı gerektiriyordu.
"Neymar" Alexis'in sesi kulaklarıma iliştiğinde arkamı dönersem ne görebileceğimi hayal edebiliyordum. Beyaz teni onu öptüğüm için kırmızıya dönmüş, büyük mavi gözleri yaşlarla dolmuş olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Futbolun Prensesi || Neymar Jr.
FanfictionSadece birkaç saniye sonra karşılaşacağı turuncu kramponlardan habersizce "Futbol tutkumun önüne hiçbir şey geçemez" diye tekrarladı içinden. Kendini bu şekilde motive etmeyi severdi. Herkes gittiğinde geriye kalan tek şeyin futbol olduğunu düşünür...