3. Holla Adası

790 875 607
                                        

Balım'dan:

Tutsaklık sadece demir parmaklıklar ardında hapsedilmekle olmuyordu. Gönle vurulan kelepçelerle aşkın esiri,  tene geçirilen dişlerle bir vampirin kölesi olabilirdiniz. Tıpkı Balın gibi...

Göz kapaklarımın üzerinde tonlarca yük varmış gibi hissediyordum. Boğazım, yırtılmış gibi acıyordu. Kollarımı kaldıracak gücüm yoktu.

Dün geceye dair hiç bir şey hatırlamıyordum. Gözlerimi yavaş yavaş açmaya çalıştığımda iğne gibi batan beyaz ışıkla tekrar sımsıkı kapattım.

"Uyanıyor, gelin uyanıyor."

Etrafıma birilerinin yaklaştığını hissediyor, kendimi korumak için bir tepki veremiyordum.

"Kenara çekilin"

Duyduğum sert ses, içimi ürpertmiş, tüylerim diken diken olmuştu. Tanıdıktı, ama nereden tanıdığımı çıkaramıyor, hatırlayamıyordum.

Göz kapaklarımdan birinin zorla açılmasıyla görüş açıma giren sarışın adam, dün geceye dair bölük pörçük anıların, aklıma üşüşmesine neden oldu. Oda arkadaşımla ilk defa bir bara gittiğimi ve bu adamla karşı karşıya geldiğimi hatırlıyordum. Ama nasıl olduğunu, buraya nasıl geldiğimi hala anlamış değildim. Elinde tuttuğu cihazla vücüdumu taramış, herhangi bir hastalığa rastlamayınca derin bir nefes bırakmıştı. Rabatladığı belliydi.

"Bizi çok endişelendirdin. Uyanamayacaksın sandık. Vücudun vampir ısırıklarına karşı dirençli, şanslısın."

Kulaklarım uğuldamaya başladı. Vampir ısırığı demişti. Bir vampir tarafından mı ısırılmıştım? Bu yüzden mi dün geceye dair hiç bir şey hatırlamıyordum? Şans mı? Bu şans mı? Evet onun da bir vampir olduğu belliydi. Vampirler için bir besin kaynağı daha, aman ne hoş. Peki ya benim için? İnsan kalabilmem ne kadar mümkündü? Hayatım tamamen değişecekti. Şanslı olduğumu düşünmüyordum.

"Dün geceye dair bir şey hatırlıyor musun?"

"Hayır."

Vermiş olduğum cevapla o kadar çok mutlu olmuştu ki, gözlerindeki endişe yerini mutluluğa bırakmıştı.

Endişesinin nedenini anlıyordum. Hiç bir vampir, rızası olmayan bir insandan beslenemezdi. Cezası ağırdı. Beni ısıran vampir, tanıdığı biri olacak ki bu kadar endişeleniyordu.

"Neredeyim? Siz kimsiniz?"

"Sakin ol, Holla adasındasın. Güvendesin."

"Hani şu sadece delilerin kapatılmış olduğu ada mı? Tüm dünyadaki delilerin toplandığı, iyileştirmek yerine kaderlerine terk edildiği ada mı?"

Hayır değil, desin diye bekliyordum. Ama sivri dişlerini göstererek güldü. Benim endişemden zevk alıyordu. Korkuyla atan kalbimin hızı kulaklarına ulaşmış olacak ki, heyecanla dudaklarını yaladı.

"Evet, ne oldu korktun mu insancık?"

Girenin bir daha çıkamadığı, yeşillik namına hiç bir otun yetişmediği, kurak topraklardan oluşan dağa oyulmuş hastane, akıllı birinin aklını oynatması için yeterliydi. Etrafı okyanusla çevrili adadan kurtulmak imkansızdı. Vampirlerin yaptığı bu hapishane, gözden çıkarılan varlıkların kendi kaderlerine terk edildikleri, ölüm için dua ettikleri tek mekandı.

"Çıkarın beni buradan. Ben deli değilim. Ben deli değilim. Çıkarın beni."

"Hep öyle derler zaten. Merak etme zamanla alışırsın. Hem şanslısın, oda arkadaşların da deli olmadıklarını iddia ediyorlar. Anlaşırsınız işte."

KANLI AVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin