15. Yanmış Kanatlar

335 607 3
                                    

Bu bölümü HalimErdoanbir kullanıcıdan bahset a ithaf ediyorum.

Medyada yarasa kanadı var. 

İyi okumalar...

Balın'ın anlatımı

Kum saatinin tıkandığı, dakikaların saatler içinde boğulduğu, haftaların günleri katlettiği andı. Zaman onun için akarken, benim için durmuştu. Kalbimin davulcusu, kulaklarımın uğultusuna bağırıyordu. Ellerimin titremesi, dudaklarımın şaşkınlıkla aralanmasına şahit oluyordu.

Ağzıma aldığım bir yudum su, belki de sonumu getirmiş de yaşadığım bu an gerçek ötesiydi. Ölmüş müydüm? Doğru duymuş olamazdım değil mi? Beni deliliğe mahkum eden adam beni seviyor olamazdı.

'Çünkü seni sevdim ve hala da seviyorum, sonsuz ömrümüz boyunca da sevmeye devam edeceğim.'

Cümleler tekrar tekrar aklıma gelip duruyordu. Karşımda tepkisiz oturan adamın aslında vereceğim yanıtı duymak için heyecanlandığını gri gözlerinden geçen parıltılardan anlıyordum.

Ben ne hissediyordum? Onu seviyor muydum? Aşık mıydım? Onu görünce yüreğimde oluşan sızı neydi? Nefret mi aşk mı? Bana sevgisini hissettirmiş miydi ki şimdi ona ben de seni seviyorum dememi bekliyordu?

Yakışıklıydı. Gecenin karanlığıyla yarışacak kadar siyah uzun saçları ve kanatları vardı. Gri gözleri, uzayda açılan karanlık kuyular gibi girdabına kapılanı yutuyordu. Biçimli burnu, erkeksi elmacık kemikleri, dolgun pembe dudakları ve kara gözlerini çevreleyen ok kadar sivri kirpikleri. Uzun boyu ve kaslı vücüduyla bir kadını etkilemek için yaratılmış mükemmel bir varlık.

Peki neden beni etkilemiyordu? Yada etkisi altına almış da ben mi farkında değildim?
Kafam çok karışıktı. Güya bu sofrayı onun için hazırlamış, ağzından laf alıp beni bırakması için elimden geleni yapacaktım değil mi? Neden şimdi buradan gitme düşüncesi kalbime ince bir sızı veriyordu?

"Benimle birlikte yüzer misin?"

Yüzmek mi bu da nereden çıktı şimdi? Benim olumsuz bir yanıt vereceğimi anlamış olacak ki, konuyu değiştirme telaşına düşmüştü. Hayır cevabını kabul etmeyecekti.

"Olur."

Cevap vermeyi ben de istemiyordum. Ona ben seni sevmiyorum senden nefret ediyorum demek aslında çok kolay değil miydi? Şimdi neden hayatımın en zor cümleleriymiş gibi hissediyordum? Neden ağzım kurumuş, soluklarım kesik kesikti? Neden ben de cevap vermekten kaçıyordum?

"Odamıza senin için kıyafet yerleştirdim onlardan birini giyebilirsin."

Odamız! Ne çabuk kabullenmiştim. Dudaklarımda oluşan tebessüm bunun habercisiydi. Ayaklarım gideceği yolu bilir gibi ilerlemeye başlamıştı. Giray'ın odasına girdiğimde kapısız giyinme odasına girip gerçekten de benim bedenime göre alınmış rengarenk kıyafetleri görmüştüm. Odanın bir bölümünde Giray için kıyafet ve ayakkabılar varken bir bölümü de benim için ayrılmıştı.

Denizde giymek için kıyafetleri incelemeye başladığımda gördüğüm rengarenk bikinileri es geçip mümkün olduğunca kapalı mayo aramaya başladım. Bulduğum bir taneyle dudaklarım zevkle kıvrıldı. Bakalım Giray efendi bunu beğenecek miydi?

◽◽◽

Giyinip, giyinme odasından çıktığımda Giray beni yatağın üstünde oturmuş beklemekteydi. Bakışları her ne kadar ayaklarında olsa da bu giyinme odasının kapısız olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

"Sen ne zaman geldin?"

"Şimdi. Senin içeride olduğunu görünce burada durdum." Başını kaldırmadan cevap veriyordu. Elleri yatak örtüsünü sımsıkı tutmuş yalan da atamıyordu. Görmüştü işte sapık herif.

KANLI AVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin