9. Kurtboğan Otu

517 778 39
                                        

Bu hafta bebeğim hasta olduğu için bölüm atamamıştım sizi beklettiğim için çok üzgünüm 😔

Keyifli okumalar...

Tehdit akan çekik kara gözlerinden çıkan alevler, beni cayır cayır yakmak için sabırsızlanıyordu. Boğazıma bıçak dayadığı elinden başlayan dövme, kazınmış olan kafa derisine kadar işlenmiş, alevler püskürten ejderhayı simgeliyordu. Şişkin kaslı kolları, beni kıskıvrak yakalamışken, omzunda gördüğüm isminin baş harfininde yer aldığı mühür başka bir klandan olduğunu aynı zamanda da lider olduğunu gösteriyordu. B. S. Wolf.

Yaptıkları kahramanlıklar kadar işkenceleriyle ünlü olan  klandan birini ilk defa görüyordum. Kimliklerini saklar, nerede yaşadıkları belli etmezlerdi. Yer altında yaşadıklarına dair söylentiler vardı. Vampir hükümetine baş kaldırmış çip kullanmayı kabul etmeyen, özgür yaşayan bir kabileydi. Onları görene kadar gerçek olduklarına inanmaz, efsaneden ibaret olduklarını düşünürdüm.

"Bakın burda kim var? Avcı Mir Karahan. Ne cüretle geri geldin bilmiyorum. Ama iyi yaptın. Seni kurtlar şehrinde ağırlamaktan onur duyarız."

Kurtlar şehri... Bir diğer efsane. Yerini kimsenin bilmediği bu şehre, söylenenlere göre giren bir daha çıkamaz türlü işkencelere maruz kalarak ölürdü.

" Çok isterdim ama vaktim yok. Özür dilemem gereken bir hanımefendi var. Şimdi müsaadenizle... "

" Bir tutam gülle mi özür dileyeceksin? Önce işkence ed-"

Cümlesini tamamlamasına izin vermeyen  etrafa yayılan koku olmuştu. Küçük gördüğü bir tutam siyah güllerden yayılan kurtboğan otu kokusu, soludukları andan itibaren bedenlerinde gözle görülür bir değişim meydana getirmeye başladı.

Şaşkınlıkla irileşen gözleri, açıp açıp kapattıkları kurumaya başlayan ağızları, boncuk boncuk akıttıkları soğuk ter tabakası... Böyle bir şey beklemiyor, hazırlıksız yakalanmış olmanın verdiği şaşkınlıkla oldukları yere tek tek devrilmeye başlıyorlardı. Yaraladığı kurt kızın klanından olduğunu anladığım iki erkek ve yeni klandan üç erkek yere serilmiş boğazlarını tutarak nefes almaya çalışıyorlardı.

"Bir tutam gül, bir tutam da kurtboğan otu zehri. Önce duyusal hareket zinciriniz sonra kalp, damar ve solunum merkezinizi etkisi altına alacak. Kıvrana kıvrana ölmenizi isteyecek değilim bir saate kalmaz etkisi geçer. O zamana kadar umarım katil yarasa saldırısına uğramazsınız. Malum kasaba terk edilmiş olunca çok aç bir sürünün saldırısına maruz kalabilirsiniz. "

Söylediklerim amacına ulaşmış olacak ki, başlarını iki yana sallıyor bırakma yardım et der gibi ellerini uzatıyorlardı ama nafile. Boğazıma bıçak dayayıp beni alt etmeye çalışanlara yardım etmeyecektim.

Arkamı dönüp hızla sokağa girdiğimde adımlarım ailemin evine yönelmişti bile. Terk edilmek zorunda kalan bir zamanlar bana yuva olan ev, şimdi harabe olmuştu. Çelik kapıyı açıp içeri girdiğimde onu nerede bulacağımı iyi biliyordum. Ahşap, basınca gıcırdayan eski merdivenler beni üst kata çıkarmıştı.

Evde her yer toz ve kir içindeyken sadece bir oda temizdi. Ayza'yla birlikte geldiğimde fark ettiğim bu durumu açığa çıkarmamış, avcı kimliğimin verdiği tecrübeyle nedenini anlamam uzun sürmemişti. Geri dönüş nedenim de bu değil miydi zaten? Eskiden benim olan odanın kapısını açıp içeri girdiğimde geçen seferki gibi yine tertemiz bir odayla karşılaştım. Pencereleri silmiş, yeri süpürmüş, ara sıra gelip uyuduğunu anladığım yatağın çarşaflarını bile değiştirmişti.

"Geleceğinizi biliyordum Mir Karahan. Hoş geldiniz."

Uzun siyah saçlarını örmüş, ince beline değiyordu. Geçen sefer üzerinde gördüğüm kot ve tişörtten oluşan kıyafetlerinin yerini daracık kısa şık bir elbise ve topuklu ayakkabılar almıştı. Bu benim için hazırlandığını gösteriyordu. Gözlerindeki hayranlık ve aşk, ellerinin heyecanla titremesi, hızlanan solukları bana olan duygularını açığa çıkarıyordu. Yaraladığım kolu iyileşmiş, izi bile kalmamıştı. Pürüzsüz teni, ayı kıskandıracak kadar parlak ve beyazdı. Pembe dudaklarına sürdüğü bordo ruj, sadece gülümsememi sağlamıştı. Bir elini kaldırıp bana el sallamış, elbisenin daracık eteklerine ellerini sürterek çocuksu heyecanını gizlemeye çalışıyordu.

KANLI AVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin