8. Kanlı Testere

559 785 104
                                        

Merhaba, yeni bölüme hoş geldin

İyi okumalar...

Medya: Hayal ettiğim gibi bir testere bulamadım 🙈 Bu testerenin hızla çalıştığını ve bıçağının döndüğünü hayal edebilirsiniz. 😊

Balın'ın anlatımı:

Bazı anlar vardır hiç bitmesin dediklerimiz... Bazı anlar vardır gelip geçse de kurtulsak diye dakikaları saydığımız...
Yelkovanın ilerlemeyi unuttuğu, akrebin zehrini zamana saldığı anlardan birindeyim.
Zaman, kalp atışlarımla birlikte durmuştu sanki.

Tık... Tık... Tık........ T-t...

Kalbim ritmini şaşırmış, böyle bir anı böyle bir korkuyu daha önceden hiç yaşamamıştı. Bundandı belki de atmayı unutması...

Vızır vızır dönen incecik metal testerenin sesi kalbimin sesini bastırmış, kulaklarımda yankı yapıyordu. Sımsıkı tuttuğum eller, benimkiler gibi ter içinde kalmıştı. Yapış yapış ıslak ellerimizi ayırıp aynı anda çığlık attık. Evet, bize ne kadar deli deseler de biz aynı korkuyu aynı acıyı ve aynı mutluluğu hissedecek kadar insandık.

Çığlıklarımız işe yaramamış Helin'in, masasındaki bir düğmeye basmasıyla kolumuza geçen metal kelepçeler bizi sandalyeye mahkum kılmıştı.

Koluma değen buz gibi soğuk metal, kanımı da dondurmuştu. Sarı yüksek topuklu ayakkabıları yerde ses çıkararak bize doğru yaklaşırken her adımıyla birlikte bağırışlarımız yerini yalvarışlara bırakıyordu.

Ne kaçabiliyor ne hareket edebiliyorduk. Biz onun esareti altında kırılmayı, belki de yok olmayı bekliyorduk. Altı birbirinden güzel genç kızdık. Özenle seçilip, bir amaç uğruna Holla adasına getirilmiş olduğumuz belliydi.

Adımları en başta oturan adını bile bilmediğim oda arkadaşım olan kızın önünde durduğunda, ne zaman tuttuğumu bile fark etmediğim soluğumu bıraktım. Sarışın kızın yeşil gözleri korkuyla açılmış, pembe dudaklarından yalvarışlar dökülüyordu.

Bu yaptığım belki acımasızlık belki de daha kötüsüydü. Ama bir kaç dakikalığına bile olsa bana zarar vermeyecek olması benim için yeterliydi. Bencildim. Kendi canıma zarar gelmesini istemeyecek kadar bencildim.

Öyle değil miydi zaten? Arkadaşı veya sevdiği için kendini feda eden insanlar, geçmişte yaşayan kahramanlar değil miydi? Bencil olmayan insan mı vardı? Başkasını düşünüp iyilik yapanlar masallarda olmaz mıydı?  2584 yılında, karşılıksız iyilik yapılmazdı.

Hayatım, psikiyatr doktor olduğunu iddia eden bir psikopatın ellerindeydi. Dengesiz hareketleri, bir güleryüzlü bir asabi anları nasıl biri olduğunu kanıtlamıştı aslında. Ama ben geç fark etmiştim.

Ne yalvarışlarımız ne de yere damlayan göz yaşlarımız onu ikna etmişti. Elindeki testereyle kızın parmaklarını tek tek doğramaya başladığında ortaya çıkan kan, tüm duyularımı açmıştı.  Odayı saran keskin koku, ciğerlerimi talan etmişti. Yere damlayan kırmızı sıvı, küçük bir göl oluşturmuştu ayaklarımızın dibinde.

Kızla birlikte biz de çığlık atıyor, yalvarıp yakarıyorduk. Oysa, bize bakıp deli gibi kahkaha atıyor, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle yaptıklarından zevk alıyordu.

"İki gün önce aranızdan ayrılıp dışarıya çıkan kimdi? Konuş!"

Ben! Giray beni iki gün önce götürmüş sonra da geri getirmişti. Beni arıyordu. Eğer ona, bir soru sormak için böyle işkence ediyorsa bana kim bilir neler yapardı.

Gözlerim korkuyla kıza dönmüş söylememesi için yalvarırken, daha da kötüsü olmuştu. Testere kızın boğazını kestiğinde, aynı yemeği ve havayı paylaştığım oda arkadaşım artık yoktu.

KANLI AVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin