1 9 / 7 / 2 0

107 10 0
                                    

sevgili günlük,

birkaç gündür binge eating ile başa çıkmama karşılık, bugün büyük bi' atak yaşadım. güne zaten saat bir gibi başlıyorum, öğle yemekleri benim için akşam yemeğine dönüştü -ki bundan şikayetçi de değilim. ayak uydurabiliyorum. öğlenden saat 7'ye kadar kayda değer hiçbir şey yemedim. daha doğrusu atak yaşayana kadar bunun farkında da değildim, acıktığımı hissetmedim. her neyse, akşam tıka basa bir sürü şey yedim ve yine -yine- midemin acımasına rağmen karşı koyamadım. yarın bunu telafi edeceğimi umuyorum, az yiyerek.

bir diğer şey garip bir şekilde canım hiç abur cubur istemiyor. sanki bir kere hayır dersem gerisi geliyor gibi. öğlen atıştırmalık olarak bisküvi tarzı şeyler alındığında da kendime sadece üç tane yeme hakkı koyuyorum, bununla da baş edebiliyorum kısacası.

üzerimdeki yemek yedikten sonra oluşan suçluluk duygusu hafiflemiş olsa da hâlâ vücudumdan hoşnut değilim, hâlâ gözüme takılan çok fazla yerim var. denize gitmek bile istemiyorum, göbeğim katlanıyor ve bacaklarım yürüdüğümde sallanıyor diye. sonrasında başımı kaldırıp etrafa bakıyorum, elbette çok güzel ve sağlıklı görünen vücutlara sahip çokça insan var; ama buna karşılık benden daha kilolu, formsuz ve fit olmayan vücutlar da var. tabii ki farkındayım, kimse 34 bedene veya fit bir vücuda sahip olmak zorunda değil. her zaman da insanın kendini sahip olduğu vücutta mutlu hissediyorsa gerisinin mühim olmadığını savundum; hâlâ da bunun arkasındayım. ama işte, ben olduğum halden memnun değilim ve problem de burada başlıyor.

çabalıyorum, gerçekten her konuda çabalıyorum. yediklerimin çoğunu çıkarmamak için oldukça güç sarfediyorum. midemdeki o doluluk hissinin bende yarattığı kaygıyı sanırım ifade edebilmem imkansız. bu durum biraz sinirimi bozsa ve onları çıkarmamam gerektiği için göz yaşı döktürse de, çabalıyorum.
ve bu tatmin edici.

sevgili günlük,Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin