Yeni bölüm🌺
Daha uzun yazmaya başlayacağım
Oy vermeyi unutmayın.(medyada FATİH ER)
🔻🔻🔻🔻🔻🔻🔻🔻🔻🔻🔻🔻🔻🔻Yaşadığımız herşey bir rüya, bu rüyadan uyandığımızda yeni bir dünyada bulacağız kendimizi. Ama o dünyada haksızlık, şiddet, umutsuzluk, çaresizlik olmayacak. Yaptıklarımızın ve yaşadıklarımızın bedelini yanarak ödeyeceğiz. Veya bi çiçek bahçesinde gezerek. Kim ister alevler içinde yanmayı, kim ister ateşten bir havuzun içinde yüzmeyi. Kimse istemez.
Peki ben neden bu rüyadan uyanamıyorum, onun gözlerine bakarken bile yanıyorum. Sahi rüyada bile yanıyorken rüyadan uyanınca küllerimi bulabilecekler mi? Sahi bu kirli bedeni toprak kabul edecek mi?
Duyduklarımi idrak etmeye çalışırken, gözleri, gözlerinden alev çıkıyordu bana bakarken. Yıllardır beni isteyen bir adam. Şimdi beni kendine muhtaç ediyor. Derdime derman oluyor. Sizce bu haksızlık değil mi? Neden herşeyin bir bedeli var. Neden istediğimiz şeyleri kafamıza göre yapamıyoruz. Neden neden.
Kendi kendimde kavga ederken sessizliği bozan boğuk ve erkeksi sesi kulaklarımı sızlatıyordu. "birşeyleri anlamış olmalısın. Şimdi otur herşeyi anlatacağım" kalbim duyacaklarımı kaldıracak mi? Kafamlı tamam anlamında onaylarken arkamı dönüp deri koltuğa doğru bir adım atıp, kendimi koltuğa bıraktım.
Karşıma oturmuş cümleleri toparlamaya çalışıyor gibiydi. Gözlerim gözleriyle buluşunca karnımda kıyamet kopuyordu. Dudaklarını aralayıp sözlerine başladı.
"seni fakültede gördüm. Fatih sizin okula ders vermeye geliyordu. Bir gün okula gelirken bilgisayarını hastanede unutmuştu. Beni arayıp getirmemi istedi. Bende arabaya atlayıp fakülteye geldim. Fakülteye girdiğimde seni gördüm ağlıyordun. Çaresiz olduğunu gördüm. Fatihten bilgi aldim. Ve yıllardır peşindeyim ". Allahım sana geliyorum. Neden ağlayan bir insanın peşine takılır. ki bi insan. Neden çaresiz bir insana ilgi gösterir ki bi insan. Aşık mı olmuştu, yoksa beni kullanacak miydi?.Hani derler ya çok ağlayanlar elbet bir gün gülecek. Sizcede öyle mi? Ne zaman güleceğiz? Baktıkça batıyoruz. Kendimizi geçecek diye avutuyoruz. Gerçekler aklımıza geldikçe battığımız bataklıkta dibi görüyoruz.
Şuanda yanımda olması gereken kişiler yok. Yanımdakiler ise beni benden çok tanıyan insanlar. Fakat ben tanımıyorum onları. Biliyorum ayça çok büyük bir hata yaptı. Her insan hata yapabilir. O benim tek değer verdiğim insan ve değer gördüğüm tek insan. Ben herşeyi onunla öğrendim. Gülmeyi, Ağlamayı, mutluluğu, çaresizliği, açlığı, umudu onunla öğrendim. Onu kaybedemem. Onun için yapacağım. Hem belki yeni bir hayata başlamış oluruz.
Ayça'yı görmek istiyorum. Uyanmış olmalı.
Asil'e baktığımda beni izliyordu. Gözlerimiz buluşunca içimde bir gariplik oluyordu. Bu hissi hiç tatmamıştım. Aklımı alıyordu. Yeni tanıdığım birinin yanında nasıl kendimi güvende hissedebiliryorum? Neler oluyor bana? Kafayı yiyorum herhalde. Kendimle kavga ederken sessizliği bozan sesi istemsizce huzur veriyordu. "ne düşünüyorsun?" bende bilmiyorum ne düşündüğümü. Ne cevap verecektim. Hadi ama konuşmayı unutmadım ya. "ay-ayçayı görmek istiyorum" oh be konuşmayı söktüm. Birden ayağa kalkınca elini uzattı tutmam için. Tutmak ve tutmamak arsında kaldım. Olmaz melisa yeni tanıyorsun onu.
Elini tutmadan ayağa kalkıp kapıya doğru ilerlerken arkadan ofladığını duydum. Kendimi suçlu hissetmem normal mi?✳️ ✳️ ✳️ ✳️ ✳️ ✳️ ✳️ ✳️ ✳️ ✳️ ✳️ ✳️
Odadan çıkıp koridora ilerlerken herkes bize bakıyordu. Ne var ilk defa mi insan görüyorsunuz. Önümden ilerleyen asil'i incelemek bu sıralar canımı sıkıyordu. Sanki her zerresini ezberlemek istiyorum. Allah özene bözene yaratmış dedikleri bu olsa gerek. Ne saçmalıyorum ben. Kendine gel melisa.
Odanın kapısına gelirken içeriden gelen bağırma sesleri içimi titretti. Ayça'ya birşey mi oldu. Kapıyı hızla açarken Ayça'yı ve fatihi kavga ederken bulmak beni şoka soktu. Anladığım kadarıyla ayça elindeki bardağı fatihe fırlatıyor, fatih ise kaçmaya çalışıyordu. Görünüşe bakılırsa ayça yine formunda. Burda bile rahat durmuyordu.
Şaşkınlıkla onları izlerken asil, ikisine de bağırdı. "ne oluyor burda. Çocuk musunuz siz? Sesiniz dışarıya kadar geliyor" hislerime tercüman olmuştu resmen. Ayça sinirle bana dönerken yanına koşup sarıldım. "ne oluyor niye ayaklandın" sitemkar ses tonum onu gerdigini fark ettim. Aniden yükselen ses fatihe aitti.
"senin bu manyak arkadaşını beni neden kurtardın diye hastaneyi başıma yıkıyordu." anlaşılan ayça iyice kafayı yemiş. Aniden sesi yükselen fatih asil'e "yok abi mu manyağın arkadaşını karın falan yapma ben bu manyağı her gün görmeye dayanamam " işte şimdi zurnanın zırt dediği yere geldik.Ayça "ne diyor bu doktor bozuntusu" işte simdi konuşmayı unutmak istiyorum. Sakince asil'e dönüp "dışarı çıkar mısınız?" dedim. sinirle fatihe bakış attığımda suçluluk duygusu sarmıştı bile. Asil sinirli bir şekilde fatihe bakış attı. Ve ikiside odadan çıktı. Ayça ile baş başa kaldık. Ayça herseyden habersiz bana bakıyordu.
Yatağa oturduğumuzda ayça sabırsız bir şekilde "kim bunlar ne oluyor anlat hepsini" kafamı onaylar şekilde salladım.
"şimdi sözümü bölmeden beni dinle" kafasını salladı.
" geçen gün iş görüşmesine geldim. Yanımdaki adam ismi Mehmet Asil Er buranın sahibi. Odasına girdiğimde bütün duvarda benim fotoğraflarım vardı" ayça'nın gözleri fal taşı gibi açıldığında "ohaa kimmiş peki?" soru yağmuruna tutmadan "bekle anlatıyorum" dedim.
" asil beni fakültede görmüş. Fatih, o doktor bozuntusu dediğin kişi bizim fakülteye ders vermeye hocam. İkisi kuzenler. Sözümü kesen ayça " belli kan bağı olduğu ikiside ilik gibi " gülmemek için kendimi zor tutuyorum." işte beni görmüş. Bize şantaj yapan adam asil'in düşmanı." şaşkınlık bütün vücudunu kaplayan ayça "ne ne nasıl" elimle ağzını kapattım susması için ve devam ettim. "bizi bu adamın elinden kurtaracak" gözleri parlayan ayça tam konuşacakken elimi tekrar ağzına bastırdım. " ama bi şartı varmış". İşte geldik yine o konuya. Ayça heyecanla "ne neymiş ne isterse yaparım yeter ki kurtulalım şu adiden" keşke keşke bebeğim ama hersey o kadar kolay değil. Gözlerim dolarken "senden istemiyor bende istiyor" ayça ne anlamdım kafasını sallarken. Ağzımdan çıkanlar onu büyük şoka uğratacak. "benden bir çocuk istiyor" ayça odayı inleten sesiyle ayağa kalkarken bende onunla birlikte kalktım.
" ne çocuğu lan ne Çocuğu ne sandı bu bizi." onu sakinleştirmek için konuşmaya başladım.
"bilmiyorum bilmiyorum ama o bebek onun işine yarayacak. Daha konuşmadık o konuyu nolur sakin ol." buna ben bile inanmadım ayça ve sakin olmak. " ne sakin olması melisa senden ne istemiş baksana" gözlerinden yaş gelen ayça ile birlikte yere çöktük. "hayır hayır herşey benim yüzümden" ağlıyordu içim acıyor. Onun ağlamasına bile dayanamazken onsuz nasıl yapabilirim."hayır melisa yapmayacaksın" ayça ile tam 2 saattir konuşuyoruz. " ben gidip o pisliğin teklifini kabul edeceğim" bunları duymak bile kalbimi sızlatıyorken bunların gerçek olmasına dayanamam. "hayır kabul etmeyeceksin. Olmaz seni vermem. Hayatının daha fazla mahvolmasına izin vermeme" onu kaybedemem. "ölmeyi bile başaramadım. Neden yaşıyorum neden." ağlaması sanki yağmura benziyordu. "Şşşş bana bak, seni bırakamam hem belki daha iyi bir hayatımız olur. Asil'in teklifini kabul edeceğim ve onunla konuşacağım bu pislikten kurtulmanın başka çaresi yok"
Ay bile küsünce kaybolur. Geceye ışık veren şeyler yıldızlar olur. Yıldızlar kaybolunca ise gece biter. Bu böyledir. Kimse bu gerçeği değiştirmez. Peki hiç düşündünüz mü? Neden ay küser ve neden yıldızlar kaybolur?. Ay geceye küsüp kaybolur. Yıldızlar ay'a bizi neden bıraktı diyip onu bulmaya giderler. Ve gece biter.
Ben kaybolsam, ayça beni bulmaya gelir. Bulamayınca biter. Ben ay, ayça Yıldız peki gece kim. Ben kime küsüp gidiyorum. Beni kendine hapsetmiş birine küsüp nereye gidiyorum?
YENİ BÖLÜM 🌺
OY VERMEYİ UNUTMAYIN 💓
TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN 💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AȘK VE MUCİZE ( Yarıda Kaldı)
ЧиклитÜzerime doğru gelen adımları durdu ani bir hareket ile belimden tutup beni ters çevirdi duvara yasladı. Duvar ile onun arasında kalmıştım. Bir eli, iki kolumu arkadan tutarken diğer eli, karnımdan göğsüme doğru bir yol izliyordu. Kulağıma fısılda...