12.BÖLÜM-ALIŞMA

6.4K 177 20
                                    

YENİ BÖLÜMMM 🌼
YORUMLARINIZI BELİRTMEYİ UNUTMAYIN 🌼
İYİ OKUMALAR 🌼

YAZAR'DAN

Neydi bu kadar acı çekmenin nedeni, oyun mu oynuyordu hayat bizimle  hayat mı bizi yaşıyordu biz mi hayatı? . İnsanların dertlerinden zevk alan bir hayat, ne kadar korkunç. Hepimiz bir rüyanın içindeyiz en kısa zamanda uyanacağız, yaptıklarımızın bedelini  en ağır şekilde ödeyeceğiz yanarak, cayır cayır yanarak. Boğazımıza dizilen kelimeleri Tanrı'nın karşısında dile getirebilecek miydik?

Genç kız çok çabuk güveniyordu yeni tanıdığı insanlara, belkide hayatındaki en büyük sorun buydu güvenmek. Sebepsiz yere kırılan kalbin telafisini ancak, kıran kişi onarırdı. Peki kıran kişinin kalbimi var mıydım? Duyguları var mıydı? Karşısındaki insanla empati Yapabilir miydi?

Öyle birşeydi ki bu savaş yer yanı hüzün her  yanı  kaybediş. Yıkılıp yıkılıp tekrardan inşa oluyorduk. Güç kaynağımız olan insanlardan güç almak yerine onlarla savaşıyorduk. Hançeri kalbimizin ortasında bırakıp kaçıyorlardı. Elimizden gelen ise sadece ölümü beklemek oluyordu.

Arabadaki sessizlik fırtına öncesi sessizlikti. Genç kız kafasındaki sorularla mücadele ederken genç adam öfkesini kontrol etmekte güçlük çekiyordu, oda farkındaydı, birçok kez öfkesine yenik düşüp sevdiği insanları kaybetmişti ama bu sefer asla kaybetmek istemiyordu. Gerektiği yerde özür dilemesini öğrenmesi gerekti. Yoksa yıllardır beklediği kişiyide kaybedecekti.

Adam ana yoldan sağa saparken genç kızın gözyaşlarına denk gelmişti kalbi sızlarken gururu özür dilemeyi kabul etmiyordu. Çok mu ileri gitmişti?  Adam kafasındaki soruların cevabını almadan özür dilemeyecekti. Peki neyin cevabı, kızın onu öpmesine izin vermesinin mi?  oysa kendisini planlanlamıştı bunu  kızı kendine aşık etmeye çalışıyordu. Adamın atladığı bi konu vardı genç kız sevgiden yoksun büyümüş ona biraz sevgi şefkat en önemlisi ise güven vermesi gerekiyordu.

MELİSA'DAN

Ara sokaklara girmeye başladığımızda, eve yaklaştığımızı düşünüyorum, burası hep ormanlık yerlerdi. Ardarda sıralanmış villalar çok güzel gözüküyordu. Burası insana huzur verirdi, peki bu adam neden  huysuz birine dönüştü.

Arabayı bi evin önüne getirince geldiğimiz anladım kemerini çıkartıp beklerken, önümüzdeki demir kapıyı açmaya gelen siyah takım elbiseli adamlar oldu. Arabayı bahçeye sokarken gözüm bahçedeki havuza takıldı ve yandaki çiçek bahçesine ne kadar güzel çiçekler renk renk güller papatyalar vardı. Arabayı durdurup inerken bende arkasından indim. Olduğum yerde beklerken asil adamlarına birşeyler söyleyip kapıya doğru ilerledi bende arkasından ilerliyordum.

Kapının ziline basınca kapıyı açan, kısa 55 yaşlarında bir teyze oldu gülen yüzü ile içimi ısıtırken  içeri geçen asil  buranın yardımcısı olduğunu düşündüğüm teyzeye  "gülsüm abla  yiyecek birşeyler hazırlayın, yiyip çıkacağım" adının gülsüm olduğunu öğrendiğim kadın güler yüzü ile "buyurun " diyince montumu çıkartıp asacakken elimden aldı. Alışık değilim böyle şeylere, zamanla alışacağım.

Arkadan valizimi getiren korumaya birşeyler söyleyen gülsüm teyze  yanıma gelip " isminiz neydi" dedi ufacık bir gülüş ile aynı mimikle " melisa" dedim ardından "melisa hanım sizde aç mısınız?"  hanım mı yok daha neler " hanım demenize gerek yok" kadın kafasını yere eğerek "kusura bakma ne diyeceğimi bilemedim şimdi" bu kadın çok tatlıydı " kızım diyebilirsiniz" aniden kafasını kaldırıp birşeyler söyleyecekken "bende size gülsüm abla diyeceğim" teyze dersem belki alınırdı nede olsa çok yaşlı değildi  gülümseyerek "tamam" dedi. "kızım aç mısın?" diye sorunca "hayır, bana odamı gösterir misin biraz dinlemek istiyorum" çok yorgundum  birlikte odama doğru giderken arkadan yükselen ses asil'e aitti "gülsüm abla sen işine bak ben gösteririm" diyince gülsüm abla kafasını sallayıp yanımızdan uzaklaştı.

AȘK VE MUCİZE ( Yarıda Kaldı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin