9.BÖLÜM-Yaralı Kurtuluş

7.2K 187 37
                                    

Yeni bölüm 💎
Uzun yazmaya çalışıyorum 💎
İyi okumalar 💎

Cayır cayır yanan içimi söndüren birileri yok mudur? Yavaş yavaş kül olup uçmaya hazırlanıyorum. Cesedimi bulamayacaklar, daha iyi olur. Çünkü bu bedeni tanrı sahip olduğu toprağa alır mıyıdı? Beni kabul eder miydi? Yanan bu  bedenimden geriye kalan ruhuma sahip çıkın, çıkın ki oda çıkmaza girmesin. Ruhumda cayır cayır yanmasın.

Hayatımızda çok şey yaşadık. Gereksiz yere ağladık ufacık bir sebepten dolayı yıkıldık. Bazıları aşk için bazıları ise yaşadığı çaresizliğe. Ben hiç aşık olmadım. Yani olduğumu sanmıyorum. Benimki sadece hoşlanma. Oda bi iki keredir. Aşktan anlamayan biriyim ben. Aşkın ne olduğunu bilmem. Ama sevmenin,sevdiğinin uğruna neler yapılabilir herşeyi biliyorum. Aşık olduğunu sanan insanlardan daha çok şey biliyorum. Sizce biri bana aşkı öğretecek mi?

Şuan o kadar boşluktayım ki her tarafım çaresizlik. Ayça koynumda ağlıyor ben onu teselli etmeye çalışırken kendim ağlıyorum. Zaman sanki bize inat hızlanıyordu. Bu dünya bile bizi istemiyordu. Yaptığım şey fedakarlık değil. Yaptığım şey yaşamaya çalışmak. İkimizide ayakta tutmak. Eğer ben asil'in teklifini kabul etmeseydim ayça o genelevde biterdi hayatı kayardı. Onu bir daha göremezdim. Peki bana ne olurdu? . Elimdeki tek yaşama sebebimi kaybedersem bana ne olurdu?  Ailemi kaybettim,hayatımın yarısını kaybettim. Bırakın da kalan yarısıyla ayakta durabilelim

Zaman daralıyordu. Yan tarafta duran telefonuma alıp saate baktığımda şoka girdim saat 08.00'di. 3 saatimiz vardı. Ayça zar zor uykuya dalmıştı. Ben ise hiç uyumadım. Kolumu ayça'nın kafasının altından kurtarıp ayağa kalktım. Onu uyandırmak istemiyorum. Çünkü çok masum sanki bir bebek gibi. Ama her insanın yaşayacağı acı günler de olacak en mutlu günü de. Sabırla mutlu günleri bekliyoruz.

Banyoya Gidip aynanın karşısına geçip kendime Bi göz gezdirdim. Diyecek söz yoktu bile halim bitik durumdaydı. Hemen saçlarımı toplayıp suratıma soğuk su çarptım. Kendime gelmem uzun sürmedi. Banyodan çıkıp ayça'nın yanına gidip elimle alnına bastırdım çünkü o stres veya korku yapınca hemen ateşi çıkar hastalanırdı. Evet ateşi vardı. Hemen kaldırıp duşa göndereyim onu, bende o sırada kıyafetlerini hazırlayayım. "ayça kuzum hadi uyan" dediğimde irkilerek "geldiler mi?" diye bağırdı. Uykusunda bile olanları düşünmüş. "hayır ama az kaldı. Ateşin var girip bi duş al bende kıyafet falan hazırlıyım"  dememle hemen ayağa kalktı ve banyoya girdi. Hiçbir şey söylemeden. Normalde itiraz ederdi duş almaktan nefret ederdi. Ama normal bir zamanda değildik. Anormal bir zamandayız.

Dolabı açıp ne giyeceğine karar vermeye çalışıyorum. Hala bulmadım birşey.  Saate baktığımda 08.30 'du. Çok çabuk geçiyor du zaman. Kapının sesini duyunca ayça'nın çıktığını anladım. Bana boş boş bakıp "kıyafet nerde ne giyeceğim ben"  dedi ellerini sallayarak. "birşey bulmadım yani kararsız kaldım" dedim dolabı işaret edip.  "vay be kaderimizde ölüme giderken süslenmekte varmış" dedi dolaptan siyah mini etek ve üstüne siyah boğazlı bir badi alarak. "deme öyle ayça hallolur buda"  dedim ellerindeki alıp ellerini tutarak. "melisa benim için yakma kendini ben zaten kül olmuşum bari sen yaşamaya çalış" dedi gözlerindeki inciler birer birer damlarken. "hayır sen olmazsan ben yaşayamam peşinden gelirim bulurum seni başımızı iyice belaya sokarım. Seni o adama telsim etmem" dedim sert bir ses tonuyla. Aniden boynuma sarılarak "iyi ki sen iyi ki. Ailemin beni bırakıp gittiğine bazen şükrediyorum. Çünkü sen çıktın karşıma o okulun bahçesinde iyi ki tanıştık iyi ki yoksa ben şuan toprakların altında seni izliyor olurdum".  İkimizde birbirimize sarılıp ağlarken bu duygusallığı bozan telefonumun sesiydi.

Telefonu elime aldığımda asil'in aradığını görünce içimde garip şeyler oluyordu. "kim" dedi ayça eteğini giyerken. "asil" dedim telefonu açma tuşuna basarak. "alo" dedi buz gibi keskin sesiyle. "efendim asil" dedim korkuya acaba birşey mi oldu. "hazır mısınız zaman daralıyor" fark ettim zaman su gibi akıp gidiyor. "evet hazırız sen niye aradın birşey mi oldu" dedim elimle dolabın kapağını açıp kıyafet seçmek için. Elime gelen siyah kot pantolon ve siyah kazağı alıp yatağa koyacaktım ki  " birşey olmadı sesini duymak istedim"  elimdeki askılar yere düşerken saçıyla ilgilenen ayça hemen yanımda koştu. "neyse ben mahalledeyim kapının önünde birşey olursa ararsın" dedi ve kapattı. Hala şoktayım. Ayça "ne oldu kızım birşey mi oldu ölüyoruz muyuz bu sefer" bu kız ne meraklı ölmeye. "ha-hayır birşey olmadı  sesimi duymak için aramış". Dedim yerdeki askılar yatağa koyarken. "ooo asil beye bak sen baya hızlı" ayça'nın dediği ile gülmeye başlarken aklıma küçükken ben yere düştüğümde ayça hayvan gibi kahkaha atardı. Şimdi ise en berbat günümüzde gülmeyi başarıyorduk. Birden asil'in dışarıda oluğu aklıma geldi. " asil dışarıda bizi izliyor " dedim bağırarak." ne bağırıyorsun kızım anladık. Git bak nerede" hemen pencerenin perdesini aralayıp baktığımda arabanın camını açmış sigara içiyordu. Göz göze geldiğimizde donup kalmıştım. Hala sigara içmeyi bırakamıyordu dumanı dışarı bırakırken ayça'nın elini belimde hissettim oda bakmaya başladı ve beni hemen içeri soktu. "öyle olmaz kızım git arabanın karşında dur yesilçam dizileri gibi bakışın"  ayça'nın söylediği şey ile kendime geldim çok mu bakmıştım. Her neyse bende hazırlanayım.

AȘK VE MUCİZE ( Yarıda Kaldı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin