İZGİ'NİN AĞZINDAN
Yeni yıla nasıl girersen bütün yılın öyle geçer saçmalığına yıllardır inanmasamda bu sefer doğru olmasını diledim. Nedensizce onu sevdiğimi düşünüyordum.
Yankı ile ayrıldığımda hala birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk. Aşk bu kadar masumdu işte. Bozulmamaya yeminliydi. Yankı'yı bırakıp lavobodan çıkacağım sırada kapıda bir çift şaşkın gözle karşılaştım. Onun Asel olduğunu anlamam saniyelerimi almıştı. Yankı'ya döndüm. O da benim gibi şaşkın şaşkın Asel'e bakıyordu.
Yankı'nın yanına ilerledim ve başını kendime çevirerek bana bakmasını sağladım.
Ve tam o anda sert tokadı suratına geçirdim. Kapıda duran Asel'in koluna çarparak oradan ayrıldım. Yankı ile şuan sevgili olsakta -ya da her neysek- bu kesinleşmeden Asel'in öğrenmemesi gerekiyordu. Yankı'ya attığım tokadın bedelini er yada geç ödeyecektim fakat anı kurtarmak en iyisiydi şu durumda. Hızla bar kısmına geçtiğimde Ege, Berrak ve Başak'ın meraklı gözlerle bana baktığını gördüm. Onlara cevap vermeyi reddederek yerime oturdum.
Gözüme takılan Asel'in çantasıydı. Hızla çantayı aldım ve içinden telefonumu çıkardım.
Hızla rehbere girerek Yankı'nın adını buldum ve mesajı yazmaya başladım.
"Tokat için üzgünüm! Daha hiçbir şeyden emin olmadan Asel'in öğrenmesini istemedim ;)"
Gülümseyerek ekrana baktım. Tam göndere basacakken duraksadım. Göndermeli miydim? Kafamın karışmasına daha fazla izin vermeyerek mesajı gönderdim.
Bu arada bunlar nerede kalmıştı? Düşüncelerimi kenara iten görüş alanıma giren Asel oldu. Sinirlice bana doğru yaklaşıyordu. Aha, şimdi yandık!
Arkasına doğru bakındığımda Yankı'yı göremedim, neredeydi bu çocuk? Asel yanıma geldi ve yanımdaki sandalyeye oturdu. Kulağıma eğildi.
"Orada noldu!" Dudağımı ısırarak ona baktım ve kulağına eğildim.
"Sadece... Sadece beni zorla öptü." Asel bana kaşlarını kaldırmış imalı imalı bakarken başımı hızla yukarı aşağı salladım. Asel omuz silkip önüne döndüğü sırada yüzünde bir bozulma mı, üzülme mi anlayamadığım bir ifade oldu. Bu sırada elimde olan telefonum titredi.
Kimden : Yankı
Mesaj : "Sorun değil, ben neyin ne olduğunu biliyorum. Açıklarız bir ara Asel'e. Haa bu arada şu arkandaki barmenin görüş alanından hemen çık. Ya da ben barmenin hayatının sonuna dek görüş alanına hiçbir şeyin girmemesini sağlayacağım ;)"
Hızla ve telaşla arkama döndüğümde bana leş kokusu kadar leş bakışlarını gönderen barmen yüzüm dışında her yerime bakıyordu. Hızla yerimden kalktım. Fakat barmen arkamdan geliyordu. Böyle durumlarda ne yapılırdı ki?
Adımlarımı daha da büyüttüm. İlerlediğim yerin tam karşısında bulunan cama baktığımda barmen gayet keyifli bir şekilde yarım ağız gülüyordu.
Adımlarımı, daha da hızlandırdım. Bir müddet sonra tekrar cama döndüğümde barmen orada değildi. Şaşkın yüzüm ve bir o kadar da meraklı gözlerimle barmeni ararken içimden büyük bir 'Huh' dedim.
Telefonum titrediğinde
Yankı'nın atmış olduğu mesajı açtım.
"Pantolonlarındaki ufaklığından daha ufak adamlığı olanlara küçük bir ceza... Korkmana gerek yok. Güvendesin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çaresiz Bedenler
Randomİki çaresiz beden.. Birbirlerine destek olmaya çalışırken, hayatlarına bir yabancı girerse ne olur?