İZGİ'NİN AĞZINDAN:
Hattın kesilmesiyle hızla yataktan kalkarak odada dört döndüm. Asel'e, Yankı'nın evinde olduğumu söyledikten sonra nefes sesini bile duymamıştım. Endişe ile dudağımı ısırdım ve Yankı'ya döndüm.
"Ben gideyim, yoksa meraktan çatlayacağım." Beni onaylarcasına homurdandığında onun bu haline gülümseyerek yanına gittim. Sevdiğim adam, uyku mayhoşluğu ile bana bakıyordu. Saçları doğal bir dağınıklık içerisindeydi. Dudaklarına masum bir buse kondurup geri çekildim ve komidinin üzerinde duran pantolonum ile tişörtümü aldım. Dün burada kalacağım için, rahat edebilmem adına Yankı bana tişörtünü vermişti. Kalçalarımın tam üzerinde biten tişört, benim için elbise gibiydi. Kıyafetlerimi alarak banyoya ilerledim ve hızlıca üstümü değiştirdim. Banyodan koşar adımlarla çıkarak yatağın üzerindeki telefonumu aldım.
"Ben çıkıyorum, bebeğim." Yankı gözlerini açıp bana baktığında ona öpücük gönderdim. Bana gülümseyerek el salladı ve Yankı'nın evinden ayrıldım. Arabayı aldığıma şükrederek arabama atladım ve yola koyuldum. Zorlu geçen dakikaların ardından evin önündeydim. Anahtarımı kilide sokarak bir kere çevirdim ve kapı açıldı. Hızla kendimi içeriye attığımda çantamı yere fırlatmıştım.
"Asel!" Cevap gelmediğinde dahada endişelenerek etrafa bakmaya başladım."Asel!" Burun çekişini duyduğumda kafamı sesin geldiği yöne çevirdim. Sırtını koltuğun köşesine vermiş yerde oturuyordu. Başını dizine yaslamıştı. Gözlerinden düşen her damla yaş boş parkeye düşüyordu. Onu o halde gördüğümde, akanın sadece Asel'in gözyaşları olmadığını anladım. Onun akan her damla gözyaşında benimde ömrüm gidiyordu. Yanına çömelerek yüzünü ellerim arasına aldım.
"Tanrım, ne oluyor? Neden ağlıyorsun?"
"O... o seni üzecek. Ben buna katlanamam, İzgi." Kollarını boynuma doladığında birkaç saniye tepki veremedim. Daha sonra ellerimi beline yerleştirdim. Asel'in hıçkırıkları odada yankılanırken ne yapacağımı bilmiyordum. Beni düşündüğü için ağlıyordu. Onun ağlamasına daha fazla dayanamadan ondan ayrıldım ve bir damla gözyaşımın beni terk etmesine izin verdim. Başımı dizine koyarak uzandım.
"Senin ağlamana dayanamıyorum. Sebebi her ne olursa olsun ağlama, Asel lütfen ağlama." Gözleri benimle buluştuğunda ona buruk bir gülümseme gönderdim. Gözyaşlarını sildi. Dizinden kalkarak yanına dahada yaklaştım. "Anlat bakalım, çirkin prenses. Neden ağlıyorsun?" Asel'in gözleri gözlerim ile buluştuğunda sebepsizce gülümsedim. Asel konuşmak üzere ağzını açtı.
"Aslında bir nedeni yok. Lanet olası hormonlar işte. Sadece o çocuğun seni üzebileceğini düşünüyorum. İzgi... Seni bir şeye zorlarsa yapıştır tokadı, acıma sakın. Ciddiyim, sonuna kadar arkandayım."
Asel'e gözlerimi devirerek baktım. "Saçmalama kızım, bu dünyada bana zorla bir şey yaptıracak insan, daha annesinin karnından doğmadı." Kıkırdadığında bende ona karşılık verdim.
Gözlerimi araladığımda başını omzuma yaslamış Asel vardı. Bende başımı onun başının üzerine koymuştum. Yerde öylece yatıyorduk. Yavaşça doğrulduğumda belimin tutulduğunu farkederek sağlam bir küfür mırıldandım. Asel'i dürttüğümde uyanmadı ve bende bir çılgınlık yapmaya karar verdim. Asel'in kulağına eğildim ve ses tellerimi yerinden oynatacak raddede bir çığlık attım. Asel'in gözleri aniden açıldı ve hızla benden uzaklaştı. Uyku mayhoşluğu ile etrafa bakınırken hiçbir şey anlamamıştı. Artık gülmekten karnım ağrıdığında elimi karnıma koyarak sakinleşmeye çalıştım. Başımı dizime koyup gözlerimi kapadım ve kahkahalarım yavaş yavaş kıkırdamaya dönüştü.
Ensemden göğüsüme inen soğuk su ile neye uğradığımı şaşırarak başımı hızla kaldırdım. Ne kahkaha kalmıştı, ne bir şey. Sinirle Asel'e döndüğümde, elinde bir sürahi, bana sırıtıyordu. Hızla ayağa kalktığımda sürahiyi masaya koyar koymaz koşmaya başlamıştı. Hızla merdivenleri çıkarken bende beklemeden arkasından çıkıyordum. Merdivenin son basamağında takılıp, yere düştüğünde hızla üzerine atladım. Bu biraz canımı yakmıştı. Asel'in inlemesini duyduğumda bakışlarımı ona çevirdim. Adeta üzerine yattığım için -abartmıyorum- canı yanmıştı. Ağırlığımı üzerinden çektim ama yinede üzerinden kalkmadım Karnına iyice yerleştim ve ellerimi hızla boynunda gezdirmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çaresiz Bedenler
Randomİki çaresiz beden.. Birbirlerine destek olmaya çalışırken, hayatlarına bir yabancı girerse ne olur?