Sıcak çikolatalarımız gelince içimde garip ama bir o kadarda hoş bir his oluşmuştu içimde.
Sanırım bu duygunun adı | babasızlık | yıllar öncesinden beri babamla gezmeye gitmek ister, ama hiç gidemezdim...Zaten gitsek bile illaki burnumuzdan getirirdi,bize bir şey almazdıFLASHBACK YILLAR ÖNCE;
Bir kış sabahı odamda oluşan soğuk hava ile uyandım ve camımın kapalı olup olmadığını kontrol ettim. Kapalı olduğundan emin oldum ve uykum kaçtığı için tekrar uyuma gereği duymadım. Üstümü başımı değiştirip mutfağa gittim ve buzdolabına bakındım. Birkaç parça peynir ile zeytin vardı,bu bana bile zor yeterdi.
Bende çoğu kız çocuğunun yaptığı gibi anne ve babamın odasına girip babamı öptüm. Tabi daha küçücük bir çocuktum,neyin ne olduğunu tam olarak bilmiyordum. Mesela babamın beni ölesiye döveceğini bilmiyordum...Çocuksun,saf temiz ve hayalleri olan birisin asla tahmin edemezdim böyle olacağını...Kan revan içinde kalacağımı tahmin edememiştim. Evet!
"babacım hadi kalk benim canım sıcak çikolata istiyor bana yapar mısın" demiştim ve aniden beni kaldırıp salona doğru sürüklemişti...
"lan sen beni katil mi edeceksin? Ananın seni doğurduğu güne lanet olsun or**pu seni" diyip defalarca tokat atmıştı,yumruk atmıştı
"baba vurma!" diye feryat ediyordum ve sesimi duyan yoktu. Tabi o zaman Ece doğmamıştı.
En son hatırladığım şey ise babamın beni hızlı bir şekilde itmesi ve benim cam sehpaya çarpıp karnımı kesmem olmuştu. Elime oluk oluk kan geliyordu hatta şelale gibi akıyordu kanlar... İlk defa böyle bir durumla karşılaşmıştım aksine filmlerde görsem bile inanmazdım olanlara
FLASHBACK BİTTİ ŞİMDİKİ ZAMAN
Hayatımın en acı anlarını düşünürken biri beni dürttü ve kafamı sağ tarıma çevirip baktım
"inci iyi misin,dalmışsın" dedi ve o sıra kendime geldim. Elimdeki sıcak çikolatamı içerken gözyaşlarıma engel olamamıştım
"neden ağlıyorsun abla" kardeşimin sorusu üzerine hemen yüzümü sildim ve itiraz ettim
"hayır ablacım bak ağlamıyorum sadece aklıma bir şey takıldı ve duygulandım" diyip geçiştirdim ama nereye kadar böyle gider
Kardeşim,yaşadıklarımın nerdeyse hiçbirini bilmiyordu çünkü ben ona yalan söylüyordum. Bana oluşan yaralarımı sorduğunda boş yere geçiştiriyordum. Belkide anlamıştı bütün bu olanları...Ben ona olabilecek en güzel hayatı sunmaya çalışıyordum,yani hayattaki tek ve en olabilecek amacım buydu. Onun mutluluğu için elimden gelenin fazlasını yapmak istiyordum.
İçeceklerimizi içtikten sonra arabaya bindik ve eve dönmemiz için önce Songül babaanneyi almamız lazımdı...İlk defa derneği görecektim ve çok heyecanlıydım,bu tarz bir yere ömrüm boyunca 1 kere bile gelmemiştim ve ilk kez Uzay yanımdayken geliyordum buraya
*****
"gel bakalım inci" diyip elimi kendi eline aldı ve birleştirdi,içimde oluşan bir kıpırtı vardı
"burası benim odam" diyince gözlerim fal taşı gibi açıp ona baktım. Ona özel olan bir odayı düşünmek bile çok güzeldi benim için...
"odan güzelmiş ama arabada dediklerini ben yapamam çok zor" dedim çünkü onu rezil etmek istemezdim bu tarz yerlerde
"sana her şeyi ben öğreticem" diyip tuttuğu elimi biraz daha sıkılaştırıp farklı bir kata çıkardı. Çoğunlukla gri ağırlıklı oda vardı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TURKUAZ (TAMAMLANDI)
Teen FictionAnne ve babasından sevgi görmemiş iki genç...Kız kardeşinin hastalığı yüzünden evlenmek zorunda kalırsa? Ortaya bir bebek çıkarsa? Hadi gelin hep birlikte İnci ve Uzay'ın hikayesine bakalım. •BAŞLANGIÇ TARİHİ: 27/06/2020 •BİTİŞ TARİHİ: 02/12/2020 |...