17| gözyaşı

3.1K 114 12
                                    

Kutunun içinde onlarca fotoğraf vardı. Birkaç tanesini elime alıp baktım ve Uzay'ın yanında küçük bir kız çocuğu vardı. Yanında ise genç kadın vardı...Bunlar kimdi? Tahmin ettiğim şey miydi? Titreyen ellerimle fotoğrafın arkasını çevirdim ve arkasında olan yazıyı gördüm

-babammm...

Demek ki Uzay'ın bir kızı varmış ve bunu bana söylememişti. Tarihlerine baktığımda yakın zamanlarda çekilmiş kareler olduğunu gördüm. Yani Uzay evden çıkıp kızının yanına gidiyordu

Sinirimden birine saldırmak istiyordum,eğer ki yanımda olsaydı onu parçalardım. Bana yalan söyleyen biriyle evli kalamazdım,buralardan kaçmak istiyordum. Daha fazla burda kalırsam hem ben hemde bebeğim zarar görecekti.

Bir hışımla odama çıkıp kıyafetlerimi topladım ve bavula doldurdum. Eğer hâla satılmadıysa Gökçe'nin küçük bir evi vardı. Başka çarem olmadığı için ondan yardım isteyecektim. Ama yanıma kredi kartını almayı ihmal etmedim. Bavulumu kapının önüne koydum. Evin bölgesinde beni tanıyan fazla kişi olmadığı için burdan kaçmam sorun olmaz diye düşündüm

Evde bıraktığım tek şey;bebeğimizin ultrason fotoğrafıydı. Belki onun değerini anlardı. Ben bebeğimi o adama göstermeyecektim! Onun kokusunu içine çekemeyecekti,güzel yüzünü göremeyecekti! Belki aylar sonra karşıma çıkar veya beni bulursa o zaman gösterirdim ama o bizi hiçbir zaman haketmemişti. Bunu anladım

Yoldan taksi durdurup Ece'nin okuluna gittim. Onu da alıp kaçacaktım buralardan. Belkide sonraki hayatımız çok daha iyi olurdu. Uzay olmadan daha iyi olacağı çok netti. Taksiciye beklemesini söyledim ve okula girdim. Zaten teneffüste oldukları için Ece'yi bulup müdürün odasına çıkardım. Ona durumu anlatıp burdan gideceğimizi anlattım. Ece'nin sınıftaki düzene ayak uydurmasının zor olacağından bahsetti ama yeni okulunda devam edeceği konusunda kararlıydım ve kararımdan dönmeyecektim.

Müdür bey bizi onayladı ve okuldan kaydını aldırdık. Kardeşim her ne kadar üzülse bile bu onun da iyiliği içindi. Onun kötülüğünü hiçbir şekilde istemezdim. Taksiyle yolumuza devam ettik ve birlikte Gökçe'nin evine gittik. Ondan başka yardım isteyebileceğim hiç kimse yoktu.

"gökçe senden bir konuda yardım isteyecektim, senin şu Antalya'da olan küçük bir evin vardı. Rica etsem bir miktar para toplayana kadar orda kalsak sorun olur mu?" dedim ve bana boş ama bir o kadar da anlamlı gözlerle baktı

"tabiki kalabilirsiniz ama bir sorun mu var?" ona her şeyi anlattım ve bana hak verdi

Evin açık adresini ve anahtarını verdi. Otobüs biletimizi alıp beklemeye başladık. İçim acısa bile bunu bana yapan insana acı çektirirdim. Belkide benim gidişim ona koymaz çünkü kızı ve karısıyla gayet mutlu gözüküyordu. Hiç olmazsa onu destekleyen bir ailesi vardı. Benim yoktu,benim bir ailem yoktu...Ondan başka ailem yoktu benim,kendime yine acımıştım

AKŞAM UZAY'DAN DEVAM;

Eve girdiğimde ne olduğu belirsiz bir sessizlik vardı? Odamıza çıkıp baktım ve İnci yoktu. Ece'nin odasına girdiğimde kitaplığında olan bütün test kitapları kaldırılmıştı. Dolabını açtığımda kıyafetleri de yoktu? Lan bunlar nerdeydi? Mutfağa gittim ve ortalık topluydu sadece dolabın üstünde bebeğimizin ultrason fotoğrafı vardı ama 4 tane olan fotoğraf şimdi 1 taneydi,yani biri almıştı o fotoğrafları

Çalışma odama gidip baktığımda masamda olan fotoğraf kutumuz açılmıştı ve içinden bazı kareler yere dökülmüştü. Allah kahretsin İnci bulmuştu o fotoğrafları...Demek ki bu yüzden beni terk etmişti,işte şimdi sonum gelmişti.

TURKUAZ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin