Multi Medya: Uzay Kervancı
Başlangıç Tarhiniz👉🏼
Bütün evin sorumluluğu ondaydı evet. Evde yapılacakların hiç birine İnci'nin kardeşi elini bile sürmezdi ama ablasının verdiği parayı yemeyi bilirdi. İnci 20 yaşındaydı ve bütün işleri yapabilecek güçteydi. Annesi ile babasının ölümünden sonra okulu bırakmak zorunda kalan çok zeki bir kızdı. İnci'nin kendinden 5 yaş küçük kardeşi olan Ece, 9.sınıfa giden ama okumakta gözü olmayan bir genç kız. Ablasının emeklerini hep boşa çıkardı
"Ece ben çıkıyorum canım" diyip hızla eskimiş olan beyaz spor ayakkabılarını giydi "nereye?" diye soran kız kardeşine döndü ve "sana dün söylemiştim ek iş buldum" diyince genç kız gözlerini devirerek küçümsedi ablasını "noldu" diye soran İnci anlamamıştı "bir şey yok" dedi kız kardeşi ve gece gece çıkmak zorunda kaldı.
Belki tüm bunları yapmak zorunda değildi ama okutmak istediği,mimar yapmak istediği bir kız kardeşi vardı. Annesi ile babasının ona emaneti
Bundan birkaç sene önce mimar olmak isteyen genç kız okuldan ayrıldı ve istediği mesleği kardeşine devretti. Belkide biliyordu Ece'nin bunu başaramayacağını...Ama kendine itiraf edemiyordu bu durumu,ona göre kardeşi en güzel,en başarılı mimar olacak mıydı?*****
Ailesinde kalan ninesi Songül ve şöförü İhsan. Onlardan başka kimsesi yoktu Uzay'ın. Kendisi başarılı,saygılı,yakışıklı aynı zamanda tatlı biriydi. Yani çevresindeki çoğu insan böyle diyordu. Uzay,kendisinden çok ninesine çok değer verirdi. Ninesi yaşlandığı için ona son kez isteğini söylemişti en yakın zamanda evleneceksin! Eğer bu isteğini yerine getirmezse ninesi ona hakkını helal etmeyecek. Onlar İstanbul'un en varlıklı ailelerindendi... "uzay!" diye söylenen Songül hanımın yanına gitti yakışıklı çocuk "Efendim nine" diyip ninesinin yanındaki koltuğa oturdu "bak uzay" diyip lafına devam etti "noldu nine" tedirgindi
"sen artık 22 yaşına geldin yavrum" diyince genç çocuk hemen anladı ne demek istediğini "uzatmasak mı nine?" dedi ama ninesinin daha sert olan tarafını görmemişti herhalde "uzay!" diye dişlerinin arasından söylendi Songül nine. "evlilik bana göre değil. Ben öyle eve planlı gelen biri değilim. Kafama göre takılırım" dedi genç adam ve gerçekten de öyleydi. Yani tam bir ev erkeği olamazdı,evleneceği kişiye ayak uydurması çok zor olurdu. Bu yüzden istemiyor evlenmeyi. Ama ninesi bunu kabul etmiyor! Kesinlikle Uzay'ın işi çok zordu...çok!
"sana tamı tamına 1 ay veriyorum. Eğer bu 1 ay içinde bir kız bulup karşıma çıkarmazsan sana hakkımı helal etmem! Üstüne üstlük çoğu mal varlığımı alırım,haberin olsun!" diyen ninesine şaşkınlıkla bakıyordu Uzay. Ne diyecekti? "tamam" dedi ama bu yanlışlıkla olmuştu. Geri çeviremezdi burdan. Bu oyunun başlangıcını Uzay yapmıştı,kendi elleriyle yapmıştı
"hadi bakalım torunum süren başladı" dedi yaşlı kadın ve Uzay'da elini çabuk tutup dışarı çıktı. Hava almak onu iyi geliyordu. Evin bahçesinde durmak yetmeyince tamamen villa dışında bir yere gitmek istedi ve her zaman gittiği restorana gitti. Tabiki aç olduğundan değildi,bir şeyler içmek istediği için oraya gitti.
*****
Genç kız evden çıkar çıkmaz otobüse bindi ve gideceği,yani bu gecelik çalıştığı restorana doğru gitmeye başladı "pardon şunu uzatsanız" diyen İnci'ye bakan insanlar onun solgun ve son zamanlardaki bakımsız olan yüzüne doğru bakıyorlardı. İnçi bu durumdan utanmış olacak ki,gidip en arka koltuğa oturdu. Onu bu hale getiren neydi? Sevgisizlik mi? Anne ve baba eksikliği mi? Yaşadıkları mı? Kardeşi mi? Buldum buldum;yaşayamadıkları bu hale getirdi onu. Çocukluğunu elinden aldılar.
İnci bu hayatta kimseye aşık olmadı,olamadı. Çünkü okuldan çok erken ayrılmak zorunda kaldı. Daha üniversiteye bile gidememişti, mimar olamamıştı,kendi ofisini kuramamıştı... Birçok hayalini gerçekleştirememişti. Kader buna izin vermemişti,hem belkide onun yapamadıklarını Ece yapardı? Neden olmasın? Ablası ile aynı kaderi paylaşmazdı belki? İnci, kız kardeşi için en iyi yerlere gelmesini diledi. "hanımefendi inmiyor musunuz?" diyen adama baktı genç kız. Sonra kafasını cama doğru çevirdiğinde restoranın önüne gelmişti bile... Hemen otobüsten inip girişe doğru ilerledi.
Her zaman olduğu gibi,bugünde lüks arabalar restoranın önünde sıralanmıştı. Anlaşılan bugün bol bol servis yapıp para kazanabilecekti
Kapının önündeki arabaları görünce içinden inen kadınların yerine kız kardeşini koydu. Ece'yi çok iyi yerlere getirmek için gece-gündüz çalışıyordu ablası. "ben lazanya alıcam. Yanına kırmızı şarap" diyen kadına bakıp kafa salladı ve hemen siparişleri hazırlatmaya başladı. O sırada tanımadığı bir adam onu yanına çağırdı. Hayatında hiç görmediği bir adam onu neden çağrıdı ki? Hele ki kimsenin görmediği bir yere neden çağırmıştı onu? "buyrun beyefendi?" dediği anda o adam onu belinden çekip sıkıca kendine bastırdı ve ona yaklaşmaya çalıştı
"ya bırak beni bırak" diye tokadı yapıştırdı. Arkadan gelen vanilya kokulu ve orman gözlü çocuk onun hayatını kurtarmıştı. O kim mi? Tabikide kahraman UZAY KERVANCI.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TURKUAZ (TAMAMLANDI)
Roman pour AdolescentsAnne ve babasından sevgi görmemiş iki genç...Kız kardeşinin hastalığı yüzünden evlenmek zorunda kalırsa? Ortaya bir bebek çıkarsa? Hadi gelin hep birlikte İnci ve Uzay'ın hikayesine bakalım. •BAŞLANGIÇ TARİHİ: 27/06/2020 •BİTİŞ TARİHİ: 02/12/2020 |...