15| kutu

3.9K 125 18
                                    

Ece'ye odasına çıkmasını söyledim. Aslında söylemekten ziyade bağırmış gibi oldum. İşte şimdi hesap sorma sırası bendeydi. Bende.

"ben çok küçüktüm baba,sen bizi bırakıp gittiğinde ben 15 yaşındaydım. Kardeşime hem annelik hem babalık yaptım! Ama sen...Sen ne yaptın? Hiçbir şey yapmadın baba! Sen bizi bu berbat hayata mahkum etmekten başka bir şey yapmadın! Şimdi mutlu musun he?"

"..."

"konuşsana baba! Bir şey söyle ya. Sizi bırakıp gittim de. HAKLISIN de. Affet beni de"

"özür dilerim kızım"

"bugünün geleceğini biliyordum baba. Birgün gelip ayaklarıma kapanıp özür dileyeceğini çok iyi biliyordum. Benden para isteyeceğini hatta yalvaracağını çok iyi biliyordum. Ama benden sana tek bir kuruş bile vermemi bekleme,çünkü sen bana zamanında 5 lira bile vermedin baba"

"..."

"şimdi ben seni Ece ile yüzleştirmesini çok iyi bilirdim ama dua et ki ben insaflıyım"

"ben böyle olsun istemedim kızım,ben sizi bırakıp gitmek istemedim" dedi utanmadan. Bende ince tişörtümü yukarı kaldırdım ve bana armağan ettiği dikiş izini gösterdim ona

"bak baba. Sen böyle olmasını istedin dimi? Sen bana en güzel hediyeni bırakıp gittin,beni bu izlerle yalnız bırakıp gittin! Emin ol kimse bana böyle bir ve hatıra bırakmazdı..." dedim

Kim dövülen masum bir evlat olmak isterdi? Ben istemezdim ama hayat bize her zaman istediğimizi vermiyordu,bana vermemişti. Ben sadece babamın beni sevmesini istemiştim.

FLASHBACK YILLAR ÖNCE;

Annem ve babamın ölümünün üzerinden tam 2 gün geçmişti ve kendimi nasıl toparlayacağımı bilmiyordum. Ece'ye kim bakacak? Bu evi nasıl çekip çevireceğim? Kafamda dolu dolu sorular vardı. Küçük bir genç kızın yapacağı ev işinden ne olurdu ki? Beceremezsem ona bakamazdım.

"abla ben acıktım" ağladığım için ona cevap verememiştim ama artık toparlanma zamanı gelmişti. Güçsüzlük ile bir yere varamazdım

"gel ablacım ne yemek istersin" dedim ve dolabı açtım. Olan birkaç malzemeyle yapacak çok az çeşit yemek vardı.

"ben sana makarna yapayım. Sonra seninle oyun oynarız" dedim ve makarna suyunu ocağa koydum. Bizim hiçbir akrabamız yoktu

FLASHBACK BİTTİ ŞİMDİKİ ZAMAN

Aklıma o görüntüler geldikçe kalbim sızlıyor, kafamda şimşekler çakıyordu. Allah herkesi bir sınava sokarmış ve kişiye taşıyamayacağı yük vermezmiş. Verse bile sabretmesini bilmemiz lazımmış...İşte annemden kalan iz ise bu söz olmuştu. Bana tek faydası olan konuydu

"söylesene baba,neden ölmüş gibi yaptın" diyip ağlamamı arttırmıştım. Gözyaşlarımın ardı arkası kesilmiyordu onunla konuştukça

"para bulmak istedim,yapamadım. Pişmanım kızım affet beni" ağladığım halde vücudum kasılıyordu. Veya ben öyle hissediyordum

"seni ben affetsem Allah affetmez Tuna bey" dedim çünkü aramızda baba kız ilişkisi yoktu

Son sözlerimi söyleyip babamı evden çıkardım. Hayatıma bir kez daha mahvetmesine asla izin vermeyecektim. Bana,kardeşime ve bebeğime asla dokunamayacaktı! Ona bu hakkı vermeyi çok ama çok isterdim,ama insan kendi yaptığı bir oyunun içine düşünce her şeyi bozmuş ve darmadağın etmiş olurdu. Olayın basit bir örneği ise babamdı. Beni ezmek için bu yola çıkıp kendi yenilmişti...Bana verdiği bir zarar var mıydı? Evet vardı;onun kızı olmamdı.

TURKUAZ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin