Ne demek istemişti? Bana neden sevdiğim adamı kötülemişti? Beni mi kıskanıyordu? Benim gibi bakımsız,çelimsiz,ezik bir kadını kıskanmak? Aşırı saçmaydı bana göre...Belkide gerçekten bildiği bazı gerçekler vardı ama bunu Uzay benden saklıyordu? Bunları düşünmek şu anlık iyi gelmediği için aklımdaki bütün negatif düşünceleri bir kenara bırakıp derneğin bazı üyeleri ile tanışmak için odamdan çıktım.
Hemen atılmak gibi olmasın diye önce Songül babaannenin yanına gittim ve kapısında derin bir nefes alıp içeri girdim. Beni farketmedi ama kadın çok dinç ve genç duruyordu. Kim derdi ki bu kadın 66 yaşında? Hiç yaşını göstermezdi aksine daha da genç gösterirdi mesela 50 veya 55 yaşlarında biri gibi gösteriyordu maşallah...
"babaanne ben geldim" diyip koltuğuna doğru ilerledim ve tontiş yanaklarından öptüm
"hoşgeldin yavrum" dedi ve oda beni öptü. Tabi asıl konumuz arkadaşlıktı ve benim yoktu!
"babaanne bir şey sorcam,burda benim iyi anlaşacağım biri var mı" dedim ve eline telefonu alıp birini aradı ve gelmesini söyledi.
O kişiyi beklerken bana soğuk su söyledi ve gelecek kişiyi beklemeye başladık. Kapı çalınca içeri giren kişiyle gözlerime inanamadım
"inanmıyorum gökçe" diyip liseden olan arkadaşımın yanına gidip sarıldım ona
"inci senin burda ne işin var" oda bana sarıldı ama çok hatta aşırı şaşırmış gibiydi
"ben uzay'ın karısıyım" dedim ve ağzı açık kaldı. Bu kadar şaşırılmazdı ki arkadaş ya!
"çok özledim seni" aslında bende onu çok özlemiştim ama hayat şartları işte eşit değil...
*****
Gökçe ile odama gidip birer kahve içtik ve eski zamanlardan bahsettik. Birbirimize çok bağlı ve çok yakındık...Bu zamana kadar bizi kimse ayırtmamıştı,zaman hariç...Onunda evlendiğini duyunca çok şaşırdım çünkü lisedeyken asla evlenmek istemediğini söylerdi ama evlenmiş.
"yani hayat bizi böyle ayırırdı diyorsun he"
"işte anlattığım gibi Ece'nin hastalığı çıkınca mecburen böyle bir yola başvurdum" dedim
"aslında benim sana anlatmadığım şeyler var yani bunu sana nasıl söylerim bilmiyorum ama mutlaka bunu bilmen lazım,sakin ol lütfen"
"gökçe anlat artık"
"baban yaşıyor inci" söylediği şey ile öylece baktım,bakmakla yetindim. Dilim tutulmuştu yani ne söyleyebilirdim ki? Yıllarca beni bu durumlara sokan adam yaşıyor muydu?
Ayağa kalktım ve aniden başımın dönmesi ile tekrardan koltuğuma oturdum. Dünyam yerle bir olmuştu. Ağlamayı unutmuş gibiydim. Pis herif yine düzenimi altüst etmeye çalışıyordu
"sen nerden biliyorsun" dedim ve bazı şeylerin vakti gelmişti mesela o adama hesap sormanın
"sen liseden ayrıldıktan sonra baban okula gelip seni sordu ve telefonun olmadığı için seni arayamadık. Zaten baban bir süre sonra çekip gitti ama şimdi nerde olduğunu biliyorum"
"adres ver" en sert konuşma şeklimle söyledim
"bizim lisenin arka mahallesinde renkli evler vardı hatırlıyor musun? Oranın en eski binası, zaten kime sorsan yerini gösterir" dedi ve tüm dediği koordinatları aklıma kazımıştım
"tamam ben şimdi çıkıyorum ve uzay'a söylemeni istemiyorum anlaştık mı?"
"söz veremem inci. Zarar görmeni istemem, hemde benim yüzümden" dedi ve olduğum yere tekrar oturdum düşünmeye başladım
"tamam sen üzülme gökçe" diyip biraz daha sohbete daldık ama aklım hâla o adamdaydı
*****
Derneğin işlerini halledip çıkışa ilerledim. Uzay ortalıklarda yoktu ama ismi her yerde ve her zaman geçiyordu? Aklımdaki düşünceler yeterince bunalmıştı beni...Ruhen çökmüş bir durumdaydım. Acım hiç dinmiyordu
"dediklerimi şakın unutma" dedi sabahki kız. Yanıma gelip bu cümleyi kurma samimiyeti nerden geliyordu anlamamıştım doğrusu?
Cevap vermeye tenezzül etmeden otoparka indim ve Uzay'ı beklemeye başladım. Elinde bir demet çiçek ile gelen biri vardı ama o kişi Uzay değildi...Yine hayallerim suya düşmüştü.
Biraz daha vakit geçtikten sonra aramaya karar verdim ve Uzay'ın bana aldığı telefonu açtımÇaldı çaldı ve açmadı? Niye böyle yapıyordu bu
Taksi bulup eve döndüm ve Ece'nin okuldan gelme saatini bekledim. Yorulmuştum bugünYeni kıyafetler hazırlayıp kendimi sıcak suyun altına attım ve su damlalarının vücudumdan süzülmesini izledim. Elime aldığım şeftalili duş jelimi life akıttım ve köpürmediniz sağladım. Her yerimi delercesine kazıdım ardından da köpük köpük olan vücudumu durulayıp duşa kabinin kapısını açtım. Kendi havluma sarılıp losyonumu sürdüm ve vücut spreyimi sıktım.
Kıyafetlerimi de giyinip yatağıma oturdum.Kapının açılmasıyla kafamı çevirdim ve Ece'yi gördüm. Yanıma gelip sarıldı ve elindeki kağıdı bana uzattı. Okuduğumda gezi formu olduğunu gördüm ve anladığım kadarıyla imza istiyordu
"abla bu Cumartesi gününden Pazar akşamına kadar kamp tarzı bir şey olacak,gideyim mi" dedi ve incelediğimde küçük bir otelde olacak kısa bir tur tarzı bir şeydi. Bende kabul ettim
"tamam ablacım ama Uzay abin seni alsa daha iyi olmaz mı dönüşte?" dedim ve onayladı
UZAY'DAN DEVAM;
Bugün Gökçe'nin dedikleri aklımda kalmıştı. Babası yaşıyordu ve bunu İnci'de biliyordu. Ona zarar verebilirdi ama yeri,yurdu neresi kimse bilmiyordu. Gökçe hariç. Belkide İnci bile biliyordu babasının yaşadığı yeri
Dernekten sonra kimsenin yanına gitmemiş, hatta yine içmeye gitmiştim. Bu hayatta herkesi yüz üstü bırakıp gitmiş biriydim. İnci, beni çok beklemiş olmalıydı ama telefonum kapalıydı. Beni merak etmiş olmalıdırlar...
Saat çok geç olduğundan dolayı eve sessizce girmeyi planladım ve arka kapıdan girdimİNCİ'DEN DEVAM;
Bugün o kızın dedikler hâla aklımdaydı ve içimi kemiren bir şeyler vardı. Songül babaanneye sorma gereği duydum ama uygun olur muydu bilemedim. Her ne olursa olsun Uzay'a ait olan geçmişin peşini bırakmayacaktım. Çünkü artık beni sevdiğinden eminim ve hayatımızı ortak bir düzene sokmamız gerektiği fikrindeydim
Saatin geç olması beni iyice korkuturken adım adım kendi odamdan çıktım ve Songül hanımın çalışma odasına ilerledim. Elim ayağım titredi koridorda yürürken,kendimden emin ve dik şekilde duruşum ile Songül babaannenin tam kapısının önünde durdum ve kapıyı tıklayıp açacakken içerden gelen sesler ile kalbim acıdı.
Duyduklarım neden beni bu kadar etkilemişti?UZAY'DAN DEVAM;
Eve girdiğimde her yere sessizlik çökmüştü. Adeta ölüm sessizliği vardı evimizde...Odamıza girdiğimde İnci burda değildi. Ece'nin odasına sessizce girdiğimde uyuduğunu gördüm ve orda da yoktu. Olduğum kattaki banyoya baktım ama orda da yoktu? Zaten bahçeden girdiğim için görürdüm ama yoktu işte yoktu!
Evin diğer odalarını da aradıktan sonra tek yer babaannemin odasıydı ve oraya gittim. Kapıda duran İnci'ye baktım ve gözleri dolmuştu
"inci napıyorsun burda" dedim ve aniden bana dönünce yanındaki sehpada olan vazo yere düştü ve aynı benim kalbim gibi paramparça oluvermişti. Çok stresli gözüküyordu
"uzay özür dilerim" diyerek yerde olan cam parçalarını toplamaya başladı. Bende diz çöktüm ve elinden aldım parçaları
"elini kesersin bırak" dedim ve babaannem aniden kapıyı açarak bize baktı...
SİZLERİ ÇOOK ÖZLEDİM🥺💖UMARIM SEVECEĞİNİZ BİR BÖLÜM OLMUŞTUR
ESKİSİ GİBİ YORUM GELMİYOR ;( O YÜZDEN YORUM SINIRI KOYMAK ZORUNDA KALDIM MAALESEF...: bölüm sınırı : 3 oy ve 10 yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TURKUAZ (TAMAMLANDI)
JugendliteraturAnne ve babasından sevgi görmemiş iki genç...Kız kardeşinin hastalığı yüzünden evlenmek zorunda kalırsa? Ortaya bir bebek çıkarsa? Hadi gelin hep birlikte İnci ve Uzay'ın hikayesine bakalım. •BAŞLANGIÇ TARİHİ: 27/06/2020 •BİTİŞ TARİHİ: 02/12/2020 |...