Bölüm 6
Olayın şoku ve içinde dinmek bilmeyen sinirle asansöre doğru gelmişti genç adam... Söve söve bindi asansöre ve zemin kata inmek için asansörün hareketini bekledi... Asansör gelmesi gereken yere gelmiş ve taehyung asansörden inmişti... Dış kapıya doğru adımları seri bir şekilde yönelecegi sırada arkasından j hope gelmiş
"dostum nereye böyle... İyi görünmüyorsun"
"eve gidiyorum biraz daha durursam burda kesinlikle aklımı yitirecem... Dinlenmem lazım.. Ve kafamı toparlayıp yukarıdaki baş belası ile nasıl baş edeceğimi düşünmeliyim..."
"seni adam eder derken bunu kast etmiştim... Görüyor musun... Negatif enerjin buram buram esiyor bana doğru... O gercekten bir pozitif enerji emen... Dostum ne hale getirmiş seni.. Buna inanamıyorum"
Derken yüzünde acı dolu bir ifade vardı hoseok un... Arkadaşı taehyung a gerçekten üzülmüştü çünkü yukarıdaki adam hafife alınacak bir tipe benzemiyordu... Zor olacaktı...
"o daha beni tanımıyor. Onun burnundan getireceğim bana yalvaracak her anlamda yalvaracak görürsün..." tae bunları söylerken sinsi ve şeytanı bir şekilde gülümsedi... İki genç vedalasmis tae dışarıda bekleyen arabasına binmiş şoföre eve gitmek istediğini söylemişti... Eve gidecek ve çok sevgili bakıcısına biraz hazırlık yapacaktı
.. Onu bugün ki küstah davranışlarından dolayı hakkettiği bir şekilde karsilamak istiyorsa şayet acele etmesi gerekiyordu............ .. ................. ......... ................................
Derin bir nefes aldı şaşkınlıkla açılan ağzını kapatamazsa şayet karşısındaki adama rezil olabilirdi... Aldığı nefesin boğazına takılmasındaki mana neydiki... Şato kadar büyük olan bu ev mi... Kocaman bir havuz mu... Yan tarafta kapısında kocaman rengarenk harflerle SPARTAKÜS yazan ve içeriye at yarıslarının yapıldığı piste benzer uzun yol mu.. Hepsi de dahil tabii.Jin zaten villa tarzı bir ev bekliyordu... Ama bu aklındaki ev profiline gerçekten çok uzaktı ve o aklındaki profilden çok fazlaydi... Ev o kadar büyük ve genişti ki jin kaldığı apartmandaki huysuz ve yaşlı komşularının hepsinin burada yaşayabileceğini düşündü... Hayır kesinlikle fazlasını bile alırdı... Ev demeye bin şahit bu saray yavrusu 2 katlıydi ve geniş kocaman bir alanın ortasına konmuştu... Sağ tarafta renkli Spartaküs yazan alanın yolu boylu boyuna uzanıyordu.. O alani evin giriş kısmından ayıran yarım bir duvar vardı duvarın üstüne ise teller çekilmişti... Bu teller sayesinde spartakus alanı net bir şekilde görünüyordu... Uzun yolun başlangıcı olan kısımdada oturaklar vardı tıpkı tribünlerin oturduğu bölümler gibiydi tek farkı bu futbol stadlarının tribün oturaklarına göre ufaktı.. Evin sol tarafında kocaman bir havuz vardı... Etrafı yemyeşil ve çiçeklerle dolu bir havuz. Onun yanında da kulübeye benzer ama biraz daha büyük bir ev vardı .. Bu köşenin Doğal durması onu orada oturup piknik yapmaya itiyordu ki jin bu piknik fikrini aklının bir köşesine yazdı... Kesinlikle bu havuzun yanında oturup piknik yapacaktı... Şoför boğazını temizleyip
"efendım giriş bu taraftan buyurun size eşlik edeyim kapıya kadar.." dedi... Jin son kez etrafına bakindi ve etraftaki bir sürü korumayı yeni fark ettiği için kendisine şaşırdı... Kapıda iki tane olmak üzere evin bir çok yerinde takım elbiseli adamlar vardı... Genç başını onaylar şekilde sallamış ve şoför önde jin arkasında evin kapısına doğru yonelmislerdi... Şoför kapıyı çalarken jin
"ahh çantam arabada kaldı hemen geliyorum" demişti... Şoför arkasından
"ben alırdim zahmet etmeyin" desede jin çoktan arabaya doğru yol almıştı... O sırada kapı açıldı önce evin kahyası bayan Mi Kyung göründü hemen arkasından da evin küçük beyi Kim Taehyung... Tae merakla şoföre baktı ve gözleri sevinçle parladı birden... Meraklı bir tonlama ile
"gelmedi dimi... Yapamayacağını anladı ve vazgeçti... Hah bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim... Tanrım bu çok kolay o"
"sana da merhaba taetae... Beni özledin mi"
Diyen sese doğru kaldırdı kafasını... Jin capkin ve sinsi bir şekilde gülümsemis taehyung a göz kırpmıstı... Kahya Mi Kyung kapıdaki gence şoklabakmış sonra da arkasında sinirle soluyan gence dönmüştü... Tae nin Gözlerinin ışıltısı birden solmuş yerini saf bir kızgınlığa bırakmıştı... Gerçektende gelmişti.. Tam o sırada bir kıkırtı duyuldu içeriden... Tae oraya bakıp gözlerini devirmiş ve içeriye geçmişti... Zavallı kadın ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette eli kapıda bekliyordu.. Tekrar jin e çevirdi kafasıni... Jin kadına içten samimi bir gülümseme verdi... Kadın kafasını eğmiş ve
"hosgeldin oğlum... Geç içeri... Biz de seni bekliyorduk" deyince jinin gülümsemesi daha da genişlemiş ve
"tesekkur ederim... Bir an içeri almayacaksın sandım"
"geç hadi" demişti kadın gülümserken.. Jin içeri geçince evin içinin dışından bir farkı olmadığını anladı... En az dışarısı kadar büyüktü içerisi... Sadece salon ve biri mutfak olmak üzere 3 oda vardı burada... Mutfaktan miss gibi kokular geliyordu... Salonun tam karşısında kocaman bir cam kapı vardı havuz alanına açılıyordu... Sanırım oradan spartakus alanı görünüyordu... Evin her tarafı beyaz döşenmiş ve doğal olarak tam bir saray havası vardı... Salonda üç bölüm vardı oturmak için... Her biri kendinden bağımsız birer bölümdü... Tae ve arkası dönük oturan iki genç kocaman bir televizyonun karşısında oturmuş son zamanlar da çok popüler olan bir savaş oyunu oynuyorlardi arada küfür ediyor birbirlerine gülüp vuruyorlardi ... Jinin dikkatini onca şeyden bir bakış kopardı... Tae 32 dis gülümserken birden kafasını kaldırmış jin e bakmıştı... Jin birden dondu kaldı .. Sanki hersey sustu o an sesler kesildi hareketler dondu ... Herkes dondu sanki... Sadece tae ye baktı uzun kirpiklerine dişlerine gülümserken kıvrılan kare dudaklarına kısılan gözlerine... Sonra bısey oldu jin kolunda bir el hissetti... Ve ardından tae nın gülüşü soldu ve gözlerini çekti... Hersey normale döndü... Sesler tekrar duyuldu... Televizyon ekranındaki oyun devam etti... Ve jin farkında olmadan tuttuğu nefesini verdi aniden... Bu da neydi şimdi... Kolundaki ele baktı... Kahya mi Kyung
"sana odanı gösterym. Yemek hazır olmak üzere.. O sırada duş alır dinlenirsin.. Yemeğe çağırırm seni .. Beni takip et.."
Jin bu kahyayi çok sevmişti... Çok candan yakın gelmişti ona... Arkasından onu takip etti üst kata geldiklerinde kadın ona büyük banyoyu lavabolari ve odaları tarif ediyordu tek tek ... Alt katın aksine üst katta hatırı sayılır odalar vardı... Kendi odası kim taehyung un odasının yan tarafındaydi hemen... Tae nın babasının odası ise ikisinin aksine koridorun sonunda kalıyordu.. Kadın jin e dönüp
"işte burası tekrar hosgeldin " dedi gülümseyerek... Jin de teşekkür edip kadının arkasından bakmıştı bir süre... Babaannesi de böyleydi jin in... Yardim etmeyi sever ve bundan asla gocunmazdi... Birden aklına babaannesinin gelmesi ile elini kalbine götürdü... İşte yine oluyordu... Ne zaman babaannesi yada ailesini özlediğini hissetse kalbi birden ağırlaşıyordu nefesi daralıyor ve hareketleri kısıtlanıyordu... Kendini toparlamak amacıyla elini duvara koydu ve derin bir nefes aldı... İse yaramışti az da olsa... Elinde çantası ile kapı kolunu tutup çevirdi tam içeri gireceği sırada kapıda görünmez bir engele çarpmış gibi geri sıçradı... Şok olmuş ve korkmuş bir ifade ile bakakaldı.. Gorunurde birsey yoktu.. Tekrar yürümeye çalıştı ve önündeki engelin parlaklığını gördü ... Elini uzattı ve strec bir film olduğunu anladı.. Bunu kimin yaptığını tabii ki biliyordu... Strec filmi sertçe çekti odaya adımını atmıştı ki tam o sırada arkasından bir gülme sesi geldi... Tae merdivenlere yaslanmis gülerek onu izliyordu...
"ufak bir hosgeldin şakası... Nasıl beğendin mi" deyip jin in yaptığı gibi göz kırpmıstı...
Jin Sinirle bir nefes verdi tae ye doğru hızlı adımlar attı ve yürürken
"seni öldürürüm velet... Bela mısın başıma"
Dedi ve kendisinden kaçmaya çalışan tae bir manevra ile sıyrıldı hemen... Koridorda bir koşturma oluştu birden ve tae kaçacak yer ararken kendini jin in odasına ativerdi... Sanki yakalasa öldürürmus gibi bir hali vardı jin in... Buda tae yı daha çok eglendirmsti... Tae odada kahkaha atıp küçük çocuklar gibi ordan oraya turlarken jin daha da kızıyordu... Onu kesinlikle öldürecekti... Birden tae durdu ve elini göğsüne sertçe bastırdı... Jin önce ciddiye almadı ama tae nın öksürük krizine girmesi telaşlandirmisti onu.. Hızla yanına gitmişti... Ona doğru telaşla eğildigi sırada tae diklesmis ve arkasından hızla sıyrılarak kaçmıştı... Kapınin önünde jin e bakıp aptal deyip kaçmıştı aşağı kata... Jin kocaman açtığı gözleriyle giden çocuğun kapıda bıraktığı boşluğa baktı bir süre ardından da
"tam bir pislik... Resmen duygularımla oynadı..." deyip açık kapıya gelmiş yerde dışarıda duran çantasını almış ve aşağıya seslenir gibi bağırmışti...
"bunu hanene yazdım taetae... Sakın unutma hersey karşılıklıdır güzelim..." demiş ve kapıyı sertçe kapatmıştı... Kapıyı kapatmis olması
"ben senin güzelin değilim aptal herif" diye bağıran tae nın sesini kesmeye yetmemişti... Bu durum jin ı gülümsetmisti... Odasının içine şöyle bir göz atmış çantasından eşofman takımıni çıkarmış banyo olduğunu düşündüğü kapıya yönelmişti... Banyo değildi burası... Kendi dairesinin yatak odası büyüklüğünde bir banyo olmasi içini burkmustu jin in... Bu gerçekten adil değildi... Kendini hemen bu adil olmayan ama muhteşem görünen küvete atacak güzel bir banyo yapacaktı...