oğlan telefonunun melodisiyle oturduğu yerde irkildi. arayan arkadaşıydı.
"efendim."
"neredesin barış?"
"kafeteryadayım, sen neredesin?"
"dersten çıktım geliyorum hemen yanına."
"hemen mi konuşacağız?"
"ay uzatmanın ne anlamı var barış'ım? endişelenme tersleyecek biri değil."
"ceren... fikirden emin misin?"
"yani sence güzel olacak mı?"
"senin yaptığın ve kötü olan bir şey görmedim. biraz kendine güven sadece!"
"inan deneyeceğim."
"beş dakikaya ortak alanda olacağım oraya gel."
"tamam."
oğlan, iç çekerek telefonu kapattı. yerinden kalkıp yürümeye başladı. ayakları gitmek istemiyor gibiydi. son zamanlarda yaşadığı yetersizlik ve stres durumları onu endişeli ve kendine güvenmeyen biri yapmıştı. bu hiçbir şey yapmama monotonluğuna alışmıştı ve sürdürmek istiyordu. sıradanlığının dışında yeni şeyleri düşününce midesine kramplar giriyordu. yeni fikirler bulmak, yeni insanlarla tanışmak, yeni aktiviteler, yeni düzen düşünceleri zihnine girince oğlan gerçekten bayılacağını sandı.
sözleştiği gibi ortak alana geldiğinde birkaç dakika sonra uzaktan ona doğru koşan kıza gülümsedi. kız boynuna atlarken içinin ısındığını hissetti. sevdiği birinin varlığı midesindeki krampları biraz da olsa azaltmıştı.
sohbet ederek geçen birkaç dakikadan sonra spor fakültesinin önüne gelmişlerdi. çimlik alanda göz gezdirmeye başladığı anda çocuğu görmüştü. beş-altı kişiyle birlikte yere uzanmışlardı. beyaz tişörtünün üzerine giydiği sarı, çiçekli gömleği ve turuncu şortuyla insan grubunun içinde göze çarpan oydu.
"hah, orada işte!"
kız gülümseyerek oğlanı yüzücü çocuğun yanına yönlendirdi. aralarındaki mesafe kapanmaya başladığında çocuk da onları fark etmişti. ona doğru geldiklerini anlayınca kocaman gülümseyerek dirseklerinin üzerinde doğruldu ve geriye yaslanarak oturduğu yerden çevik bir hareketlerle zıplayarak kalktı. aralarındaki mesafeyi kapatmak için birkaç adım attı ve ona gülümseyen kıza kocaman sarıldı.
"ceren, nasılsın neler yapıyorsun?"
cümleyi ağzı kızın omzuna dayalıyken kurduğu için sesi boğuk çıkmıştı. çok yakın olmadığı kızın yanında bir çocukla yanına gelmesine anlam veremese de umursamadı ve sıkıca kucaklamaya devam etti. uzun oğlanın ise elleri terlemeye başlamıştı.
"iyiyim yiğit, sen neler yapıyorsun?"
kız sorusunu sorarken eş zamanlı olarak kollarını çocuktan ayırmış sırıtarak suratına bakmaya başlamıştı. sonra aklına bir şey gelmiş gibi sözüne devam etti;
"bu arada yarış için tebrik ederim, gerçekten çok iyiydin. sakın üzülme!"
çocuk kıkırdadı ama gözleri biraz hüzünlü gibiydi. boşver dercesine elini salladı. bu sırada barış çocuğun gözlerinin yeşil olduğunu anladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aesthete// boyxboy
Fanfictionyeteneklerini sorgulayan güzel sanatlar öğrencisi barış, spor fakültesinden başarılı yüzücü can'a dönem sonu projesi için modellik etmesini ister. boyxboy