6. BÖLÜM

10.8K 1.1K 1.7K
                                    

1SeytaninAvukati
Berrak148
Kartanesi103
PANCAEYLUL
Melis254yus
Gotgafali
_spe_qwo1
Berra93
_ucube_
Siyahlardanq
Yazarnisa57
Buketbebek_48
_mehirimin_
-kalpizimsin
Hayatttgarfielddd
Turudu_busra678
Aryamevsim_toprak
FeArlEss4leon__
Aybala3676

Desteğinizi hiçbir zaman bırakmayıp yanımda olduğunuz için hepinize ne kadar teşekkür etsem azdır. Sizleri seviyorum perilerim. Bu bölüm benden size gelsin.

Ve tabiki tüm okuyucularıma.

Güven neydi? Daha doğrusu yeni tanımış olduğum adama güvenmek ne kadar mantıklı bir davranıştı? Peki ben neden ona güvenmeyi seçmiştim?

Zihnimde dönüp dolaşan cevaplarını bile veremediğim uçsuz bucaksız sorular vardı. Oysa şu an şu dakika onun kollarından sıyrılıp arkama bile dönmeden kendime yeni bir hayat kurabilirdim. Ama yapmadım.

Yapamadım.

İçimde bana engel olan bir his vardı. Bu his beni uçurumun dibine de götürebilirdi fakat umursamadım. Tüm benliğimle ona güvenmek istiyordum.

Emir'e güvenmek istiyordum. Artık olayların ters yöne gitmesi beni ciddi anlamda yoruyordu, bu yükler bünyeme zarar vermeye başlıyordu. Artık rahat bir nefes almak istiyordum. Özgür olmanın verdiği sevinci tereddüt etmeksizin yaşamak, tatmak istiyordum.

Ruhum daralmıştı.

Gözlerimi araladığımda kendimi eşsiz güzellikteki bir kır bahçesinde bulmak istiyordum. Çimlerin üzerine uzanıp toprak kokusunun içime işlemesini, ruhumu ferahlatmasını istiyordum.

Sonra gözlerimi tekrar kapattığımda anne ve babamın yüzünü görmek, onları ne kadar derin bir şekilde özlediğimi, birlikte gittiğimiz hafta sonu gezintilerimizin tadının damağımda kaldığını, en önemlisi de onlara bir kereliğine bilene olsa sarılmak kokularının üzerime sinmesine ve bir ömür boyu benimle kalmasını istiyordum. Sadece istiyordum. Fakat şunu da biliyordum ki bazen istemek bile yetmeyebiliyordu.

Emir'in belimdeki güçlü elleri beni ona daha çok iterken kollarımı zorlukla boynundan ayırdım. Bana uyum sağlayarak belimdeki ellerini gevşetmesiyle birkaç adım geriledim.

Gözlerimi yüzüne değdirmeden hemen önce yerdeki tüylü gri renginde olan halıya boş gözlerle bakınıp oyalanacak bir şeyler aradım. Aradan geçen sessiz saniyelerin arasından hiç ummadığım bir an kendi sesimi işittim.

"Teşekkür ederim." Diye fısıldadım.

Yere bakan gözlerimin önüne serilen ayaklarını bana yaklaştırmasına rağmen gözlerimi gözlerine sabitlemeye çekiniyordum. Parmaklarını usulca çeneme indirip gözlerimin yerle olan temasını kesti ve kendi kara harelerine çevirmesine sebep oldu. Yüzümün her bir karesine şevkâtle bakınırken konuştu.

"Ne için teşekkür ediyorsun?"

Dediğinde diğer elini de kaldırıp yüzümü avuçlarının arasına aldı ve nemli yanaklarımı her iki baş parmağıyla kuruladı.

Ellerini yumuşak bir şekilde; sanki her an kırılmaya meyilli bir eşyaymışım gibi özenle yüzümde parmaklarını dolaştırırken karnımın içinde kızışan alevler boynumdan yüzüme doğru püskürmeye başladığında sesimin titrememesine özen göstererek konuştum.

"Bilmem, içimden geldi sadece."

Özen göstermeye çalıştığım sesim küçük bir fısıltıdan farksız çıkmamıştı. Neden teşekkür ettiğimi bende bilmiyordum fakat o an içimden gelmişti.

KALBİN ESARETİ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin