~ yarım hikaye ~

471 102 0
                                    

Kadın kafası dağınık bir şekilde arabasına bindi. Hızlı kullanıyordu ve bir yere çarpsa "umrumda değil" dermişçesine bir hali vardı, hatta tam da bunu istiyor gibiydi. Issız, dağlık ve ağaçlarla dolu bir yola girdi ve yavaşladı. Küçük ve pek de popüler olmayan bir kafenin önünde durdu. Bu kafenin yerini bilen fazla kişi yoktu, kadın en çok da bu yüzden burayı seviyordu. Bu kafe onun için çok şey ifade ediyordu. Tüm mutluluklarını, üzüntülerini, kalp kırıklıklarını burda yaşamıştı. Deniz kenarında, çatısı camdan, kocaman pencereleri olan ve gökyüzündeki milyonlarca yıldızı çıplak gözle görüp Ay'ın o muhteşem görüntüsüne şahit olabildiğiniz bir yerdi. Muhteşem bir yerdi ve tek kelimeyle özetlemek gerekirse burası huzurun ta kendisiydi.
Kadın arabasından indi. Gözleri dolmuştu. Yavaş adımlarla içeri girdi. Kafenin denizi ortadan ikiye bölen, yaklaşık 100 metre uzunluğunda bir iskelesi vardı. Buraya az kişi gelirdi ve gelenler o iskelenin ucuna pek gitmezlerdi. Kadın iskelenin ucuna doğru kafası önüne eğik bir şekilde yürüyordu. Bir süre sonra durdu ve kafasını kaldırdı. Orada birisi oturuyordu ama arkası dönük olduğu için kadın onu tanıyamadı. Kim olduğunu merak etmişti. Buraya gelen kişileri genelde tanırdı. En uca geldiğinde adamın yanına oturdu. İkisi de birbirlerini görmeyi beklemiyorlardı. Bu oydu. Bir zamanlar hayatını adadığı adam.
Kadın onu özlediğini fark etti. Ay ışığında aydınlanan suratını izledi. Hala çok yakışıklıydı. Ona sımsıkı sarılıp bir daha bırakmamak istedi ama bunu yapamayacağını biliyordu. 10 dakika boyunca konuşmadan sadece manzarayı seyrettiler. Bir zamanlar sarmaş dolaş seyredip huzur buldukları bu manzarayı şimdi iki yabancı gibi seyrediyorlardı. Birden o şarkı çaldı. "Bizim şarkımız" dedikleri şarkıydı -Herkes gider mi? / Cem Adrian- . Kadının gözlerinden artık tutamadığı yaşlar akmaya başladı. Adam, kadının ağladığını görmüştü; ona sarılmak istiyordu ama yapamamak ona daha fazla acı veriyordu.
Kadın ağlamaktan kızaran gözleriyle adama baktı ve "Herkes gider mi?" dedi. Adam cevap verdi; "Herkes gider.. ama ben senden hiç gitmedim." Bu cümleyi söylerken hala manzaraya bakıyordu. Kadına bakmaya cesareti yoktu. Onu ağlarken görmek kalbine etki ediyordu. Kalbinde problem vardı ama ne olduğunu kadına söylememişti. Kadın bu sözleri duyduktan sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Adam onu ilk kez böyle ağlarken görüyordu. Kadın gitmek için ayağa kalktı. Adam dayanamadı. O da ayağa kalktı ve kadını kolundan tutup kendisine çekti. Ona sımsıkı sarıldı. Ona sarılmayı çok özlemişti. Kokusu hala mükemmeldi. Doya doya kokusunu içine çekti. Kadın hala ağlıyordu. Bu anın bitecek olması boğazındaki yanma hissini arttırıyordu. Adam "Gitme." dedi. Kadın ağlamaklı ve titrek sesiyle "Nişanlısın." diye cevapladı. Adam, hem kadının ses tonu hem de verdiği cevap yüzünden sersemledi. Yine de karşılık verdi; "Biliyorum, ama bu seni sevdiğim gerçeğini değiştirmez." duraksadı sonra devam etti; "Seni bu hayattaki her şeyden daha çok seviyorum ve sensizlik katlanamayacağım bir hal aldı." Bu sözler kadını mutluluktan öldürmeye yetebilirdi. İlk önce adamın o muhteşem gözlerine baktı ve "Gitmeyeceğim." dedi. Ardından kafasını adamın göğsüne yasladı ve tekrar konuştu; "Seni seviyorum ve gitmeyeceğim."

Sonsuzluk MavisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin