Hemcinslerinden hoşlanan insanlara en çok sorulan sorulardan bir tanesi, bunu ne zaman keşfettikleriydi. Kaç yaşında ve nasıl anladın hemcinslerine ilgi duyduğunu?
Benim için bu sorunun net bir cevabı yoktu. Aslında bir şekilde her zaman farkındaydım, ama daha küçükken bunu bir kalıp koymam gerektiğinin farkında değildim diyelim. Mesela ben daha altı yaşındayken komşumuzun Mehmet diye bir oğlu vardı ve mahallede sürekli beraber oynardık. Ben Mehmet'i çok sever, sürekli onun yanında olmak ister, oyun oynarken havalı bir şeyler yapıp onu etkilemeye çalışırdım. Mehmet başkalarıyla oyun oynarsa, kız ya da erkek farketmeksizin, kıskanırdım onu. Tabii o zamanlar bu o zamanlar hem benim, hem de Mehmet'in gözünde arkadaşça şeylerdi.
On iki yaşındayken okulumuza yeni bir futbol hocası gelmişti. Üniversiteden yeni mezun olmuştu, gençti, biraz yakışıklıydı, ve çok kibar bir erkekti. İlk gördüğüm andan itibaren hayrandım ona. Birileri bana "En sevdiğin öğretmen kim?" diye sorsa hemen "Görkem Hoca!" derdim. Aklımda başka türlü bir düşünce yoktu. Tek bildiğim bir şekilde Görkem Hoca'nın dikkatini çekmek, gözüne girmek ve gözde öğrencisi olmayı çok fazla istiyor olmamdı. Ve bunu başarmıştım da. Görkem Hoca beni övüyor, beni her gördüğünde kocaman gülümsüyor, beni diğer çocuklardan ayrı tutuyordu. Hatta bir keresinde bana maç sonrası döner ayran bile ısmarlamıştı.
Tabii bu ilgiyi kazanmak kolay olmamıştı, sırf bunun için o dönemde futbola çok fazla zaman ayırmış ve o kadar çok antreman yapmıştım ki, ailem futbolu benim için kariyer olarak düşünmeye başlamıştı. Neyse ki Görkem Hoca gelişinin ikinci senesinde okulumuzdan ayrılıp başka bir şehre taşındı ve onu bir daha asla göremedim. Onun gidişine gereğinden fazla üzüldüm, hatta günlerce ağladım. Bunun üstüne futboldan tamamen soğudum, ve yeni gelen spor hocasının ve ailemin ısrarlarına rağmen futbola dönmedim. Yine de tüm bunları ondan hoşlandığım için yaptığımı düşünmedim, sadece çok sevdiğim öğretmenim gittiği için bu kadar üzülmem normaldir sandım.
Liseye kadar düşünce tarzım pek değişmedi. Eşcinsellik ve ya biseksüellik, bir erkeğin başka bir erkeğe romantik ilgi duyması, bunlar benim aklımın ucundan bile geçmeyen şeylerdi. Etrafımdaki herkes nasılsa ben de öyleyim, öyle olmalıyım diye düşündüm. Ortaokulda sınıftan Eda diye bir kızla çok yakın arkadaştık, sürekli birlikte vakit geçirirdik. Evde Eda'dan bahsettiğimde anne ve babamın bıyık altı gülüşleri, imalı bakışlarına maruz kalmaya başladım. Ablam bile Eda'dan bahsederken 'sevgilin' diyip dalga geçiyordu benimle. Eda'ya karşı asla öyle bir ilgi duymamama rağmen 'acaba Eda'dan hoşlanıyor muyum?' diye düşünmeye başladım. Etrafımdaki benle yaşıt tüm erkeklerin hoşlandığı veya çıktığı bir kız vardı, bir tek benim yoktu. Böylece ailemin baskısı, benim ortama uyum sağlama çabamla birleşti ve ben Eda'ya çıkma teklif ettim.
Seve seve kabul etti teklifimi. Etrafımızdaki çoğu çiftten daha iyi anlaşıyorduk, beraber çok eğleniyorduk, herkesin imrendiği bir ilişkimiz olmuştu. Ama şimdi geri dönüp baktığımda aramızdaki şeyin sadece ilişki kalıbına sokulmuş bir yakın arkadaşlık olduğunu anlamak zor değildi. Eda'yla çok iyiydik çünkü onun yanında çok rahattım, aramızda cinsel çekim, heyecan ya da gerilim yoktu. Çıktığımız süre boyunca en fazla üç-dört kere öpüşmüştük, bunların hepsi Eda'nın isteğiyle olmuştu ve daha fazla hiçbir şey yaşanmamıştı. Onu öpmek hoşuma gitmişti evet ama asla deli bir heyecan, ya da daha fazlasını isteme gibi hissler yaşamamıştım.
Liseye başladığımda babam eve bir bilgisayar aldı. İnternete ulaşıp, sosyal medyayla haşır neşir olmam bazı şeyleri keşfetmemi sağladı. LGBT lafını ilk defa facebook'ta gördüğümü hatırlıyordum. İlginç bulup araştırdığımı, ne olduğunu öğrendikten sonra ise çok garip bulduğumu ve hatta "bu ne saçma sapan şeyler ya, insanlar sapıtmış." diye düşündüğümü de hatırlıyordum. Ama bir şekilde bu bilgiler kafamda takılıp kaldı, kendimi her gün bu konuyu araştırırken buldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECZUP
Mystery / ThrillerBir akıl hastanesi düşünün...Çalışanları tuhaf, yemekleri tuhaf, hastaları tuhaf...Ortada bir şeyler dönüyor, herkes farkında ama kimse ne olduğunu sorgulamıyor...Neden susuyorlar? Kimden korkuyorlar? Belli değil. Şimdi ise geleceği parlak, zeki bir...