16.Bölüm

190 6 0
                                    

Eve dönme vakti gelmişti. Kızımı kucağıma alıp eve doğru yol aldık. Sinan herseyi düşünmüştü. Bebek için arabaya koltuk bile almıştı. Bende hemen Çiçeğin yanına o turdum.
Sık sık karnı acıkıyordu.

-Sinan herşey için teşekkür ederim.

-İlkay kaç ay geçti. Teklifime artık cevap vermen gerekmezmi?

-Sinan ben nasıl diyeyim erkeklere güvenim kalmadı. O geceden sonra birinin bana değmesi bile korkutuyor.

-Ben sana kocalık değil çocuğuna babalık yapacağım İlkay. Benimle evlenir misin?

-Evet Sinan evlenirim ama sadece kızım için aynı odada kalmayız. Gerçek bir evli çift gibi olamayız.

-Sen bana bu kızın babası ol desen o yeter bana.

Eve geldiğimizde bütün sokağın gözü üstündeydi. Sonuçta Sinanla kalıyordum. Bu çocuk oluncada aramızda zina olduğunu düşündükleri bariz belliydi.

-Sinan madem evlenicez bu sokaktan taşınmak zorundayız. Hem seninde bir odan olmalı.

-Ben onu hallederim sen merak etme hadi siz yukarı çıkın.

Kızımı arabadan alıp yukarı çıktım. Şimşek bebekleriyle uyuyordu. Hemen bebekleri kucağıma alıp sevdim. Çok küçüklerdi. Şimşek gözünü açıp benim geldiğini görünce hemen kucağıma çıktı. Küçük küçük miyavlamalarla üstüme yattı. Diğer 3 yavruda hemen üstüme geldi.

-Güzellerim siz ne kadarda Küçüksünüz. Hadi bakalım Şimşek bende çocuğumu yatırayım. Al bakalım bebeklerini...

Kızımı kucağıma alıp sanki uzun süre ayrılacakmışım gibi sarıldım kokusunu içime oluk oluk çektim. Bir melek gibi kokuyordu adeta.

Sinan benim odama ufak ama şık bir beşik koydurtmuş. En azından kızımdan uzak yatmayacaktım. Hemen bende yorgun bedenimi yatağa uzattım. Gözlerimi kapattım. Aksama doğru Çiçeğin ağlama sesiyle yerimden kalktım. Hemen kucağıma alıp karnını doyurdum. Yaşım küçük olduğu için pek fazla bir şey bilmiyordum. Doktorların söylediklerini uyguluyordum. Bir de internetten araştırmalar yapıyordum. Çiçek karnını doyurduktan sonra mışıl mışıl uyudu. Kapıdaki anahtar sesini duyduğumda kapıya doğru yöneldim. Gelen Sinandı. Ellerinde büyük poşetler vardı.

-Haftaya gün aldım. Evlenmemize mani olan bir şey olmadı. Hem yarın kızımızın kimliğini çıkaralım.

-Peki. Evlilik sözleşmesi imzalamak istiyorum ben Sinan. Bir kaç madde koymak istiyorum.

Basını onaylar anlamda salladı. Iceri geçip 3 paketi bana uzattı. Biri beyaz biride kırmızı renkli iki elbise çıktı. Diğer poşetten beyaz bir ayakkabı çıktı.

-Bunları nikah günü giyebilirsin.

-Beyazı sanırım sadece nikahımda giyicem.

-Çiçek uyuyormu.

-Yeni uyandı.

Odaya gidip Çiçeği kucağına aldı. Çiçek gün geçtikçe sanki Levente benziyordu. Koltuğa oturup Çiçeği kucağında yatırdı.

-Sinan yoruldun istersen alayım çiçeği sen rahat uyu.

-Çiçek benim yorgunluğumu alıyor sen merak etme.

-Ben ozaman bir duşa giricem. Ağlarsa altına bak. Karnını yeni doyurdum.

-Tamam İlkay.

Odaya gidip temiz kıyafet aldım. Hemen ılık suyu açıp altına girdim. Sanki bütün yorgunluğum akıp gidiyordu. 10-15 dakika sonra sudan çıkıp saçlarımı kuruttum. Fazla çalıştıramadığım için biraz ıslak kalmıştı.

Iceri girdiğimde Sinan'ın da uyduğunu farkettim. Ikisinide rahatsız etmeden hemen karşı koltuğa geçip ikisinide izlemeye koyuldum. Telefonuma gelen mesajla irkildim.

*LEVENTİN ÇOCUĞU OLDUĞUNU BILMESI GEREKMIYORMU ARTIK*

Mesajın kimden geldiğini bilmiyordum ama herseyi bildiği çok açıktı.

*KİMSİNİZ SİZ*

*PERIHAN ŞEKERCİOĞLU*

O an elimden telefonumu düşürdum. Hemen yerinden fırlayan Sinan anlamaz ifadeyle yüzüme bakıyordu. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Hemen yüzümü baska tarafa çevirdim. Sinan'ın benim ağladığımı görmemesi lazımdı.

-Telefonun düştü İlkay.

-Uykusuzluktan gözlerim kapandı. Ondan düştü sanırım.

Yerimden tam kalkıp alacakken Sinan benden önce davrandı. Tam ekrana bakacakken elinden hızla çektim.

-Ben artık uyusam iyi olacak.

Kızımı kucağından alıp odanın kapısını yavaşça kapattım.
Derin bir nefes alıp annemi aradım.

05***** aranıyor.....

-Oo İlkay Hanım sonunda aradı. Benim ölü kızım nerelerdeymiş.

-Anne benim yok olmamı sen istedin. Şimdi beni arayıp sanki çok düşünüyormuş gibi yapma.

-Ihanet meyvesini doğurmuşsun.

-Benim bebeğim hakkında doğru konuş anne " adeta tıslar şekilde konuşuyordum. Her kelimemi beynine soka soka söylüyordum.

-Çocuğun babasının Levent olduğunu biliyorum. Araştırmadım mı sanıyorsun. O gece gelen fotoğrafların sahibini bulamayacağımımı sandın senden hep nefret ettim.

-Bir insan doğurduğu çocuktan neden nefret etsin ki?

Diğer taraftan büyük bir kahkaha duydum. Öyle iştahlı atıyordu ki ondan daha da nefret ettiriyordu.

-Benim Küçük aptalım. Senin annen tam bir salaktı. Kocasına söz geciremeyen bir aptaldı tıpkı senin gibi.

-Anne nedemek istiyorsun.

-Demek istediğim şu ben senin annen değilim. Sen kendini nasıl olurda Şekercioğullarının varisi görürsün.

Beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Benim annem Perihan Şekercioğlu değildi. Peki abim oda mı değildi. Gözümden akan yaşları durduramaz hale gelmiştim.

-Sen iğrenç birisin.

-Yarın bir sürprizim var aptal kızım. Şimdilik görüşürüz.

Kulağıma gelen o bip sesiyle tekrar irkildim. Yarın ki sürprizi neydi?
Ya herseyi Levente anlatırsa. Ozaman ben bitmiştim. Gözlerim ağlamaktan kıp kırmızı olmuştu. Nefes alamıyor gibi hissediyordum.

Kapının iki kez tıklamasıyla gözlerimi silip sahte bir gülümseme takındım.

-Gel.

-Rahatsız etmedim umarım. Şu sözleşme şartlarını koymak için geldimm. Eğer uykun yoksa gelebilir misin?

-Birazdan gelicem.

Kapıyı kapatıp odadan çıktı. Derin bir nefes aldım. Kendimi toparlamak zorundaydım.

ALIN BAKALIM SIZE YEPYENI BIR BOLUM DAHA LUTFEN OKUYUN VE YORUM YAPIN. SIZLERI SEVIYORUM FISTIKLI LOKUMLARIM.

İntikam Kraliçesi(Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin