9. Bölüm (Kim Olduğu Belirsiz Kız)

11.1K 403 33
                                    

     Resimdeki Tuana :)♥♥

    senacota canım arkadaşım bu bölümü sana ithaf ediyorum :) Iyi okumalar...

   Zaman kavramı yok olmuştu sanki. Her şey ve herkes susmuştu. Konuşan sadece gözlerdi. Tüm anlamları içinde barındıran gözler.

   Bir çift kahve tonu gözler... Insani içine hapseden ve orda kaybeden o sıcacık kahveler...

   Bir müddet öylece baktık birbirimize. Sonra daha fazla dayanamayıp utançla gözlerimi kaçırdım ve yere sabitlendim bakışlarımı.

   Buraya getirileli bir ay olmuştu ama ben onu sadece bir kez gördüm. O ise beni ilk defa görüyor. Yüzündeki şaşkın ifadeyle öylece bakakalmıştı.

   Olayın şokunu atlatan Esma Sultan,aceleye ayağa kalktı.

   "Kerim? Evladım bir şey mi oldu?  Bir şeye mi ihtiyacın var?" diye sorularını ardı ardına sıraladı.

   Kerim hala üzerimde hissettiğim bakışlarını benden çekip Esma Sultan'a çevirdi.

   "Esma teyze, kim bu kız?" dedi tekerlekli sandalyeyi içeriye sürerken. Demek ki konuştuklarımızı duymamıştı.

   Tam önümde durdu. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor.

   Allahım neler oluyor bana böyle?! Neden bu tanımadığım gencin karşısında böyle atıyor kalbim?!

   "Kaldır başını!" dedi sert bir tonla. Kafamı kaldıramıyorum. Neden bu şekilde oluyorum onu da bilmiyorum. Esma Sultan halimi anlamış olacak ki hemen araya girdi.

   "Oğlum, kızcağızı baban getirdi buraya. Senin olanlardan haberin yok. Bende bana yardımcı olmasını istedim. Bir aydır yanımda. Hadi şimdi rahat bırak kızı" diye söylendi.

   Kerim'in bakışlarının ağırlığı altında ezilecekmişim gibi hissediyorum.

   "Babamın ne işi olabilir ki bu kızla?" diye sordu Kerim. Evet haklıydı. Çetin'in benimle ne işi olduğunu hala bilmiyorum.

   Bu soru üzerine kafamı hızla kaldırıp Kerim'e baktım. Bir an göz göze geldik. Sonra bakışlarımı Esma Sultan'a çevirdim. Sorarcasına tam gözlerinin içine baktım.

   "Kızım,inan ben de bilmiyorum seninle işleri ne. Bilsem söylemez miyim hiç?!"dedi.

Bu arada Kerim beni baştan aşağı süzdü. Üzerimde, Esma Sultan'ın beni bodrumdan çıkardıktan sonra bir kaç parça kıyafet vermişti ve onlardan biri olan açık mavi kot gömlekle koyu lacivert bir kot pantolon vardı. Ve ayrıca artık Esma Sultan'ın odasının yanındaki küçük odada kalıyorum.

   Kerim'in gözleri bir anda öfkeyle parladı.

   "Sen bu kıyafetleri nerden buldun ve ne işi var sende!!!" dedi. Neye uğradığımı şaşırdım.

   Yani ne vardı bunları giydiysem. Hem giyecek başka bir şeyim de yoktu ki...

   "Evladım, yapma böyle. Biraz sakin olur musun?" diye araya girdi Esma Sultan.

   "Nasıl sakin olayım Esma teyze!!! Bu kim olduğu belirsiz kız Ecrin'in kıyafetlerini hangi hakla giyiyor?!" diye kükredi.

   Nasıl yani? Şimdi üzerindeki bu kıyafetler Ecrin'in miydi?

   Hem bana neden bu şekilde bağırıyor? Ben nerden bilebilirdim ki?

   "Oğlum, önce lütfen biraz sakinleş. Ona bu kıyafetleri ben verdim. Kızın giyecek hiç bir şeyi yoktu. Bende geçici olarak Ecrin'in kıyafetlerini verdim" dedi Esma Sultan azarlar bir tonda.

   Ne yani ,altı üstü bir kaç parça kıyafetini giydim. Yemedik ya!

   Gözyaşlarım yine beni yüz üstü bırakıp firar etti gözlerimden. Çok zoruma gitmişti bu hareketleri. Sonra sinirle ayağa fırladım.

   "Senin baban olacak o zorba beni zorla buraya getirdi! Hiç bir şeyden haberim yok! Neden beni buraya getirdiler? Ne yapacaklar?  Hiç bir şey bilmiyorum! Sadece ansızın bir gece geldi,beni satın alıp, buraya getirdi. Üzerimde tek bir parça kıyafet vardı. Ha, eğer bu kadar çok kızdıysan keşke babana önceden söyleseydin, bana haber verseydi de yanıma bir kaç parça şey alırdım!!!" dedim alayla. Sinirlerim gerçekten çok bozuldu.

   Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim ve arkamı dönüp tam gidecektim ki arkamdaki kişinin otoriter ses tonuyla olduğum yerde çakılıp kaldım.

   "Hiç bir yere gitmiyorsun! Bugün bu iş bitecek!" dedi Kerim. Sonra da Esma Sultan'a döndü.

   "Esma teyze, bu akşam yemeği babamla birlikte yiyeceğim haberin olsun. Ona göre hazırlık yaparsın"

   Ve tekrar bana döndü.

   "Sende bu akşam yemeği bizimle birlikte yiyeceksin. Ve bu işi bir açıklığa kavuşturacağız" dedi ve mutfaktan çıktı.

   Iste bu gerçekten iyi bir haberdi. Esma Sultan mahçup bir şekilde bakıyordu yüzüme.

   "Kusura bakma kuzucuk. Ecrinim öldüğünden beri kimseye el sürdürmedi bu kıyafetlere Kerim. Bende seni öyle üstün başın kir pas içinde görünce aklıma ilk bunlar geldi. Ama tahmin etmeliydim Kerim'in böyle yapacağını" dedi. Evet, bu gerçekten çok onur kırıcıydı.

   Ama Esma Sultan'ın daha fazla üzülmesini istemediğim için gülümsedim.

   "Önemli değil Sultanım, sen sıkma canını. Haydi bir an önce yemeğe başlayalım. Bu akşam benim için bayağı yorucu olacağına benziyor..."

  

   Arkadaşlar lütfen fikirlerinizi paylaşın eğer beğenmiyorsanız hikâyemi silmeyi düşünüyorum. Ona göre devam edeyim veya etmeyeyim...

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin