12.Bölüm (Anlamlandırılamayan Duygu)

9.8K 371 46
                                    

   Resimdeki Tuana :)) ♥♥

   amine7663889 adlı okuyucum bu bölümü sana ithaf ediyorum :)) Keyifli okumalar...

   Günlerdir güneşin hüküm sürdüğü gökyüzünü kara yağmur bulutları kaplamış. Dışarıda, bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu.

   Odamın camlarını döven yağmur damlalarının çıkardığı sesle, tüm dikkatimi dışarıya verdim. Ilkbahar en sevdiğim mevsimdir. Ah,bir de şu şiddetli yağan yağmurlar olmasa değmeyin keyfime.

   Dikkatimi, dışarıda yağan yağmurdan alıp, önümdeki kırtasiye malzemelerine odakladım.

   Bugün Esma Sultan' la birlikte dışarı çıkıp bir kırtasiyeciden alış veriş yaptık. Çünkü Kaan Bey ile çalışmamız için malzemelere ihtiyacım vardı. Defterler, kalemler, kitaplar, konu anlatım kitapları vs. aklınıza gelen ne varsa aldı.

   Her ne kadar bu kadar çok malzemeye gerek yok desem de beni dinlemedi. Beni kızı yerine koyuyor. Onunla yaşayamadıklarını da benimle yaşamak istiyordu sanırım. Bu nedenle bende fazla ısrar etmedim. Eve geldiğimde direk odama girdim.

   Ve şimdi de bunca eşyayı yerleştirmem gerekiyor.

   Püfff! Ben nereye koyacağım bunları? Odamda bir kaç parça kıyafetimi koyduğum küçük bir komodin ve yatağımdan başka bir şey yok. Hemen yatağımın yanındaki komodinin üzerine istifledim tüm malzemeleri.

   "Kızııımm, hadi ama nerde kaldın?" diye seslendi Esma Sultan. Çabucak bir defter, kalem kutumu ve matematik ile ilgili bütün kitapları kucaklayıp çıktım odamdan.

   Esma Sultan salondaki tekli koltuklardan birine oturmuş. Elimdekileri masanın üzerine bıraktım ve gülümsedim.

   "Geldim sultanım" dedim gözümü salonun içerisinde gezdirerek.

   "Odana bir girdin, çıkmak bilmedin" dedi tatlı tatlı kızarak.

   "Kaan Bey daha gelmedi mi?" diye sordum. Halbuki saat 1'di. Çoktan gelmiş olması lazım.

   "Yok kızım,daha gelmedi. Acaba bir sorun mu çıktı?" dedi. Sesi endişeli çıktı.

   Ve tam zamanı! Zil çalıyor!

   "Ben bakarım" dedim kapıya doğru ilerlerken.

   Kapıyı açtığımda, paltosu yağmurdan sırılsıklam ve tir tir titreyen Kaan Bey ile karşılaştım. Sarı ve gür saçları yağmurdan ıslanmış ve yüzüne yapışmıştı. Koyu yeşil gözleri yağmurun altında ışıl ışıldı.

   "Buyrun, içeri geçin. Bayağı ıslanmış ve üşümüş olmalısınız" dedim kapının kenarına çekilip elimle içeriyi gösterirken. Kaan Bey gülümseyip başıyla onayladı ve hızla yanımdan geçip içeriye girdi. Üzerinden çıkardığı paltosunu alıp kuruması için çamaşırhaneye götürüp astım.

  Geri geldiğimde Kaan Bey salondaki masaya geçmişti bile. Evde şu anda ders çalışabilmemiz için en uygun yer burası ve bizde burda çalışıyoruz. Hızlıca bende bir sandalye çekip karşısına oturdum.

   "Kusura bakma Tuanacığım. Yağmurdan dolayı trafik çok sıkışıktı. Bu nedenle geç kaldım. Az ileride de yol çalışması olduğundan dolayı arabamı biraz uzakta park etmek zorunda kaldım. Gelene kadar da böyle sırılsıklam oldum" dedi Kaan Bey. Bir yandan da Esma Sultan'ın verdiği havluyla saçlarını kuruladı.

   "Haydi başlayalım istersen dedi gülümseyerek.

   "Tabi" dedim.

   "Bugün matematik çalışacaktık öyle değil mi?" diye sordu.

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin