5. Bölüm (Kaçış)

17.5K 512 60
                                    

Resimdeki Kerim♥ :)
Öncelikle herkese hayırlı kandiller:)Telefondan yazdığım için şu anda parmaklarım felç olmuş durumda :) hfzgzl bu bölümü sana ithafen yazdım :) Telefondan yazınca ancak böyle ithaf edebiliyorum :DOy ve yorumlarınızı bekliyorum fikirkeriniz benim için önemli ve yazmam için de azim veriyor. Neyse yine çenem düştü:)) iyi okumalar...

Kapı açıldı ve karşımda dün beni arabaya bindiren Selim belirdi.

Elindeki tepsi , yüzündeki iğrenç ifade ve alaycı sırıtışla iyice dibime girdi. Kahvaltı tepsisini (tabi içindeki bir parça ekmek ve 5-6 tane zeytinden oluşan!) kanepenin üzerine bıraktı.

"Günaydın uyuyan güzel"dedi aynı alaycı bir tonla.

Bu adama baktıkça midem bulanıyor! Buradan bir an önce kurtulmam gerekiyor. Acaba bu kuş beyinli yarmayı atlatabilir miyim?

Ev-vet!!! Buldum işte! Burdan şimdi çıkacağım.

"Ne o, çok mu etkilendin benden? Gözünü yüzümden alamıyorsun da" dedi Selim.

Senden mii?!!! Iyykk!!! Senden etkilenmem için kör olmam gerekli!

Yağlı ve uzun kahve rengi saçları, uzun sakalıyla ve sırıtınca ortaya çıkan sapsarı dişleriyle tam bir iğrençlik abidesi...

Işte tam zamanı!

Onun bu şaşkın ve savunmasız halinden yararlanıp ,tepsiyi kaptığım gibi hızla ensesine doğru geçirmeye çalıştım.

Selim neye uğradığını şaşırmış bir vaziyetteydi. Ve hızla yanından koşup yukarıya doğru çıkan merdivenleri tırmanmaya başladım.

Korku ve heyecandan kulaklarım uğulduyor.

Tam yukarı yani giriş katına çıktım ki aşağıdan Selim'in bağırmasıyla yerinden sıçradım ve hemen gizlemek için beni göremeyecekleri bir köşeye sindim.

"Cemaaall!!! Lan Cemaall! Oğlum nerdesin lan! Kız kaçtı kııızz!!!"

Selim'in bu bağırmasından sonra adının Cemal olduğunu öğrendiğim ; uzun, iri yarı , tıpkı Selim gibi yağlı saçları ve sarı dişleriyle diğer yarma ,hızla evin dış kapısından içeriye girdi.

Etrafa şöyle bir göz attıktan sonra aceleyle bodrum katına (yani yeni odama! ) gitti.

Az sonra Selim Cemal ile birlikte eliyle ensesini ovuşturarak bulunduğum kata çıktılar.

Ev sanırım (bodrum katını saymazsak) 2 katlıydı. Çünkü az ilerde yukarı doğru çıkan bir merdiven vardı. Evi şöyle bir tarayınca buranın gayet lüks bir villa olduğunu anlamam uzun sürmedi.

Nerdeyim ben böyle? Of ya, çıldıracağım resmen!

Buradan nasıl kaçacağım? Şu iki yarmayı nasıl atlatacağım?

Evin dışa açılan kapısı çok uzakta değil. Koşarsam çıkabilirim. Ama daha dışarıda bir iki adım atmadan yakalarlar beni.

"Çetin abiye ne diyeceğiz şimdi" dedi Cemal adındaki iri.

"Bilmiyorum Cemal!!! Bilmiyorum! Ama o küçük şeytanı bulamazsak ,abi bizi öldürür!"dedi Selim burnundan soluyarak.

Ooohhh, içimin yağları eridi onları öyle görünce.

Beter olun inşallah!

Cemal ile Selim panik içinde etrafta saf saf dolaşırken kapının zili çaldı. Selim Cemal'le dönerek,

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin