6. Bölüm (Şefkat)

14.4K 426 25
                                    

Resimdeki Tuana :) ♥

Süpriiizz :D siyakiz bu bölüm sana gelsin bitanem :)) Arkadaşlar eğer okuyorsanız fikirlenizi söyleyin lütfen çok merak ediyorum çünkü:) hepinizi çok seviyorum öpüldünüz:*:* iyi okumalar...
Ah be kızım,ne diye sinirlendiriyorsun ki Selim'i?" diye sitem etti adının Esma olduğunu öğrendiğim kadın. Elindeki baticonlu pamukla darma duman olmuş yüzümdeki kanları temizliyordu.

Ilk kaçma girişimimin üzerinden tam 2 hafta geçmişti. Ve ben, bu 2 hafta boyunca 3 defa daha kaçmaya çalıştım.

Ama nafile...

Her kaçma girişiminden sonra buraya takılıp bir güzel de pataklanıyordum.

Ayrıca pataklanmama sebep sadece kaçmak değil, onları daha doğrusu Selim'i sinirlendirdiğim zaman da dayak yiyordum.

Pislik herif!!! Ondan nefret ediyorum!

En son kaçışımdan sonra yani dün akşam yine buraya getirdi beni. Dibime kadar girdi. Elindeki sigarasından bir nefes çekip dumanını yüzüme üfledi.

"Eğer..."dedi.

"Eğer bir daha kaçmaya çalışırsan sana aklına gelmesini dahi istemediğin şeyler yaparım" dedi iğrenç bir sırıtışla.

Leş gibi kokan nefesini sigara kokusu bile bastıramamıştı. Yeterince gergin olan sinirlerimin de etkisiyle daha fazla dayanamayıp Selim'in suratına tükürdüm.

"Senden nefret ediyorum,iğreniyorum! Kendini adamdan mı sayıyorsun sen hee!!! Adam mısııınn!!!"diye bağırdım. Bu onu çileden çıkarmaya yetmiş ve artmıştı bile.

Veee sonuç olarak bu haldeyim. Yüzüm darma dağın ve üzerimden tır geçmiş gibi hissediyorum. Her tarafım ağrıyor.

"Ahh"diye inledim acıyla. Esma Hanım yavaş yavaş temizliyordu yüzümü. Zavallı kadın. Her dayak seansımdan sonra gizlice gelip bana yardım ediyor. Ama korktuğu ve tedirgin olduğu her halinden belliydi.

Yanındaki tepsiye uzandı. Tepsideki bir bardak suyu aldı ve elime tutuşturdu. Sonra da diğer elindeki ilacı almam için önüme uzattı.

"Al hadi,iç bunu. Ağrı kesici. Biraz rahatlarsın."

Dediğini yaptım. Bir süre ikimizde konuşmadık. Sonra sessizliği bozan Esma Hanım oldu.

"Ah be yavrum, yazık ediyorsun kendine. Bak,her seferinde senin canın yanıyor. Ne olu-"sitem ve öfkeyle lafını böldüm.

"Benim canımı döverek yakamazlar. Benim canım zaten yandığı kadar yandı! Bunlar ne ki! Benim babam öz kızını bu heriflere satarak en büyük darbeyi bana vurdu zaten. Bundan daha fazla ne olsun ki benim canımı yaksın!"dedim. Esma Hanım şok olmuş bir vaziyetteydi.

Ona başıma gelenleri en başından itibaren anlattım. Ben anlattıkça gözlerime inanamaz bir ifadeyle bakıyordu.

"Bu nasıl bir vicdansızlıktır böyle!"diye soludu öfkeyle. Sonra tekrardan sessizliğe gömüldük. Ve yine bu sessizliği bozan Esma Hanım oldu.

"Bak kızım yaşadıkların hiç kolay değil"dedi ve durdu. Bir kaç saniye gözlerimin içine bakarak aklındakileri toparlamaya çalıştı.

"Ama böyle yaparak sadece kendine zarar veriyorsun"dedi.

"Ne yani, hiç bir şey yapmadan burda kös kös oturmamı mı bekliyorsun?!"dedim dedim sinirle.

"Hayır, ama böyle de ne hallere düşüyorsun görmüyor musun kızım?"dedi. Gözlerinde acıma ve şefkat vardı. Belki de haklıydı. Ama böyle hiç bir şey yapmadan da duramam ki. Yani her gün Selim'in o yılışık hareketlerini ve hakaretlerini susup sineye çekmemi bekleyemez ya benden.

"Peki ne yapayım ha? Öylece susup her gün o şerefsizin tavırlarını çekip hakaretlerini mi dinleyeyim?"dedim sitemkâr bir tonla.

Birden Esma Hanım'ın aklına bir şey gelmiş gibi gözleri parladı.

"Aslında aklımda güzel bir fikir var. Hem artık yaşım da ilerledi.E az bir yaş değil 45 yaşındayım artık ve ev islerini tek başıma idare edemiyorum.

Bak kızım,hem seni elimden geldiğince koruyabilmem için bana ev işlerinde yardımcı olur musun? Ben Çetin Bey'e söylerim. Eminim kabul edecektir. Ha, ne dersin?"dedi sıcacık bir gülümsemeyle.

Doğu söylüyor. Madem burdan (şimdilik) kaçamıyorum ,en azından daha fazla bu işkenceyi çekmek zorunda kalmam.

Hem Esma Hanım'a karşı güvenmeye başladım galiba. Belki de Cem dışında ilk defa birinin bana şefkatle baktığını gördüğümdendir.

Ah Cem...Canım kardeşim...

Şimdi ne haldedir kim bilir?

Onu en son arabadayken gördüğümde gür kumral saçları darma dağın, uzun boyuna rağmen hafif kaslı bedeni iki büklüm ve koyu yeşil gözlerinden iri iri gözyaşları dökülüyordu.

Onun bu hali gözümün önüne geldikçe kahroluyorum. Ama onu özlemekten ve iyi olmasını dilemekten başka yapabileceğim hiç bir şey yok ki...

Biliyorum çok kısa bir bölüm oldu. Ama bunu bir nevi geçiş olarak sayabilirsiniz:) ileriki bölümler daha uzun olacak :))

Ha bu arada, cok sevdiğim yazarım hllzynep in Ayrılığa Dair kitabını okumanızı şiddetle tavsiye ederim :) cidden her çok güzel bir kitap :)

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin