2. Bölüm (3 İri Kıyım)

21.2K 631 105
                                    

   Yemekler, sofra derken her şey hazırdı artık. Yorgunluktan canım çıkmıştı. Ne içindi bunca hazırlık? Aklım almıyor bir türlü. Çünkü annem umursamaz bir kadındır. Kimse için kendini sıkıntıya sokmaz. Tam mutfaktan çıkmak için bir adım atmıştım ki babam içeriye girdi. Hadi canım! Babam gömlek mi giymiş? O hiç bir zaman üzerinden eşofmanını çıkarmayıp, evde pinekleyen adam kumaş pantolon ve gömlek giymiş. Şimdi cidden gelen misafirin kim olduğunu merak ettim.

   Babam sert ve öfkeli bakışlarını gözlerime dikerek yanıma geldi ve bir çırpıda saçımı kavradı. Acı içinde kafam geriye giderken,

   "Sakın bu akşam gelecek misafirin yanında saçma sapan bir hareket yapayım deme. Yoksa seni doğduğuna pişman ederim. Anladın mı beniii!"diye bağırdı kulağımın dibinde. Gözyaşlarım istemsizce yanaklarımdan süzülürken sadece kafamı sallamakla yetindim.

   "Güzel, şimdi git ve üzerine doğru düzgün bir şeyler giy. Ve kes şu ağlamayı! diyerek saçlarımı bıraktı.

   Ikisininde yüzünü bakmadan koşarak odama gittim. Gözyaşlarımın akmasına engel olamıyorum.

   Halbuki alışkındım ben bu eziyetlere. Her gün dayak yemeye ve hakaret işitmeye alışkınım. Ama yine de canımı yakan ve gözyaşlarımın akma sebebi bu eziyetleri annenin, babamın, abimin yani ailemin bana yapmasıydı. Anlamıyorum, anlayamıyorum...

   Neden? Ben ne yaptım ki...

   Hala dolu dolu olan gözlerimi elimin tersiyle silip dolabımın kapağını açtım. Pek fazla kıyafetim yok aslında. Ama içlerinden, Cem'in bana doğum günümde aldığı siyah, belden oturan, uzun Kollu, balıkçı yaka, dizimin üstünde olan hafif bol eteği ve belinde ince bir kemeri olan elbisemi çıkardım. Bu elbise gerçekten çok güzel bir elbise ve ben de bu elbisemi çok seviyorum.

   Canım kardeşim...Zaten kısıtlı olan okul harçlıklarını biriktirerek almış bunu.

   Hemen üzerime geçirdim. Zaten zayıf biri olduğum için tam üzerime oturuyor ve hiç de fena durmuyor. Siyaha yakın koyu kahve ve kendiliğinden  dalgalı belime kadar uzanan saçlarımı da at kuyruğu yapıp aynanın karşısına geçtim. Beyaz tenim ve masmavi gözlerimle gerçekten güzel görünüyorum. Ama yine de içim çok buruk. Babam bile bu kadar tertipli giyiniyorsa bende giyinmeliyim. Hem, belki böylelikle bana kızmaz hatta mutlu bile olur. Bir an, babamın ve annemin bana baktıklarını hayal ettim. Dudaklarım yukarı kırılmıştı ki annemin bağırmasıyla gülümsemem söndü.

   Tuanaaa! 2 saattir ne halt ediyorsun içeride. Çabuk gel buraya!"

   Hemen odadan çıkıp anne ve babamın yanına gittim. Annemin yüzünde öfke babamın yüzünde ise alaycı bir gülümse vardı.

   Tam o esnada zil çaldı. Misafirler gelmiş olmalı.

   Babam ciddi yüz ifadesini takınarak kapıya yöneldi ve açtı. Kapıda 3 tane iri kıyım adam duruyordu...

   Babam tedirgin ve zoraki bir tebessümle içeriye buyur etti adamları.

   Annem beni hızla mutfağa çekti ve yemek servisine başladık. Bu arada adamlar ve babam yemek masasına geçmişlerdi bile. Yemekleri getirip götürüyorken bir ara dalgınlığıma denk gelip adamlara bakıverdim.

  Ve o anda midenin bulandığını hissettim.

   O nasıl bir bakıştır öyle?! Sanki yiyecekmiş gibi!!!

   Hızla yanlarından uzaklaşıp mutfağa gittim. Anneme,

   "Anne, yemek servisini sen yapsan" dedim yalvarırcasına. Annem sanki 'git kendini aşağıya at' demişim gibi öfkeyle baktı yüzüme.

   "Ne saçmaıyorsun sen! Al şunları ve benim tepemin tasını artırma!"diye tabakları tutuşturdu elime. Çaresiz, ayaklarımı sürüye süreye gittim odaya. Adamlardan biri hariç, diğerlerinin iğrenç bakışlarını üzerimde hissedebiliyorum.

   Tabakları hırsla önlerine koydum ve kaçarcasına uzaklaştım oradan. Babamın öfke saçan gözlerinin ağırlığını hissettim.

   Ama bu çok iğrençti!

   Her an kusabilirim. Biri hariç o 2 yarmanın yılışık bakışları ve sırıtışları!!!

  Yemek faslı bittikten sonra babam yarmalarla birlikte koltuklara yerleştiler. Adamlardan birinin babamla konuşmasıyla tüm dikkatimi kapının arkasından o yöne verdim. Bu konuşan ciddi olan adamdı.

   "Tamamdır Şevket. Dediğini kabul ediyorum."dedi.

   "Umarım para konusunda sıkıntı çıkmaz Çetin Bey" dedi babam. Neler oluyor burda? Adamın bir anda kükremesiyle ürktüm.

   "Sana tamam diyorsak tamamdır Şevket!!!" Babam sessizce başıyla onayladı. Bu arada omzunda hissettiğim bir el ile yerimden sıçradım...

  Arkadaşlar biliyorum bölüm biraz kısa ama her gün yeni bölüm yayınlamaya çalışacağım. Ve ayrıca ileri bölümler daha uzun olacak emin olun. Ve lütfen daha azimle yazmam için desteğinize ihtiyacım var :) yorum ve votelerinizi bekliyorum... öpüldünüz :* :* :*

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin