13.Bölüm|"Rezillik."

20 2 0
                                    

Multimedia:Yağmur
Keyifli okumalar🌸
~~~~~
"Başak yalvarırım yavaş ol abiciğim, lütfen. Ne haldeyim görmüyor musun?"diye sızlanan abimle bilmem kaçıncı kez sabırlı bir nefes çekip sakin kalmaya devam ettim. Nefes al, nefes ver. Doğurmuyorsun ama sinirlenmemen lazım şu an.

Peki neden mi sinirlenmemem lazım? Çünkü benim canım abim yarınlar yokmuşçasına hepimiz denizdeyken çıkmış, biraz güneşleneceğini söylemişti. Sorun burada değil tabii ki, sorun uzandığı şezlongun şemsiyesi olmaması ve onun bunu unutarak uyuya kalması. Ha bu da sorun değil derseniz sorun tam olarak şu;acısını o değil ben çekiyorum. Mesela şu an bir elimde yoğurt kabı, diğer elimi neden içine daldırıp daldırıp çıkartarak önümde aval gibi yatmış abimin sırtına sürmek zorundayım ki?

Çünkü hayırlı bir kardeşim.

"Bizimkiler gelmiyorlar mı?"diyerek tekrar konuştuğunda gözlerimi devirip soluklandım.

Ya havle.

"Abi sabahtan beri beline avuç avuç yoğurt sürüyorum, ne ara telefonla konuşmuş olabilirim ki haberim olsun?"

Ve bu arada bizim evdeydik, çünkü buradı denize daha yakın ve biz üşengeç insanlarız.

"İyi ki bir iyilik yaptın, kırk yıl konuşursun sen şimd-"

"Biz geldik!"

Kapı sesinin ardından gelen neşeli sözlerle kafamı hemencecik soluma doğru çevirdim. Bizimkiler gelmişti. Allahım sonunda sesimi duydun, teşekkür ederim. 

"Erken döndünüz sanki?"diye mırıldandım sanki sabahtan beri gelsinler de kurtulayım diye düşünen ben değilmişim gibi. Yani tamam 30 dakika oldu henüz ama abimin çenesi durmadığı için-sürekli yavaş olmamı ve canının acıdığını söylüyordu-bu bana daha uzun gelmişti.

Dur bir saniye, sayıyorum sayıyorum eksik çıkıyor. Benim canım mizah yeteneği gelişmiş, mavi gözlü komşum nerede?

"Aslında biz de bir terslikten dolayı gelmiş sayılırız,"diye mırıldanan Yağmur'la ne olduğunu anlamak istercesine kaşlarımı kaldırdım. Kız yoksa Ege denizde boğuldu mu?

Vallahi gülerim ama belki ağlarım da.

"Bir şey mi oldu?"diyerek benden önce davranan abimle kafamı sallayarak onayladım.

"Aslında kendiniz görün daha iyi,"dedikten sonra kapıyı kavrayıp iyice açan Naz'la görüş açıma başka bir tanıdık yüz girdi.

Yanaklar ve alnı kızarmış, güneşte yandığı belli olan Ege.

"Sa-sana ne oldu?"dedim anın verdiği şaşkınlığı atlatıp gülmemeye çalışarak ama başarısız olduğum burnumdan çıkardığım domuz sesinden belliydi. O değil de şimdi bu daha da kızardı ama sinirden mi yandığı için mi?

"Gülme."

"Gü-gülmüyorum ki. Kim gülmüş?"

Gülüyorum, hem de ne gülme.

"O da uyuya kalmış, yoğurtlamaya geldik durumu malum,"diye mırıldanan Naz'la garip bir şekle soktuğum suratımı ona çevirip anladım anlamında kafamı salladım.

Yahu iyi yaptınız da ben tüm yoğurdu abime bocaladım, size kalmadı ki.

"Yoğurt kalmadı ki, hepsini abime sürdüm ben."dedim elimi ve boş yoğurt kabını havada sallayarak. Aklıma geldi de bir gidip duş alsam çok iyi olur, malum her tarafım battı da.

Bu arada gözden kaçırdım sanmayın, pek sevgili morali bozuk komşum can havliyle salona kaçtı.

"Evde de birkaç eksik vardı, duş aldıktan sonra markete gidelim mi?"

Yanlış AnlaşılmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin