Multimedia:Yağmur
Keyifli okumalar🌸
~~~~~~~
Oturduğum yerde iyice yayılıp derin bir nefes aldım ve kendimi sakin olacağıma ikna etmeye çalıştım. Sonuçta bu durumda mağdur olan her türlü bendim ve bu da demekti ki haklı olan da bendim. Konumuzla hiç alakası olmasa da son 2 günde rezil olma rekorları kıran o kişi de bendim."Başak beni duyuyor musun?"
Yayıldığım için koltukta iyice kaybolan bedenimle hafifçe başımı kaldırıp abimin sorgulayan mavi gözlerini inceledim. Kemikli yüzü ve sarı-kumral arası saçları içimden bana bir maşallah dedirtirken bir yandan da o mavi gözler bende olmadığı için kıskanıyordum ama çaktırmamalıydım tabii.
"Başak?"
"Ha?"
"Sen beni dinlemiyor musun?"diyerek kaşlarını çatan abimle yüzüme tatlı olduğunu umduğum bir sırıtma yerleştirdim. Gün oyunculuk yeteneğimi ortaya çıkarma günüdür.
"Tabii dinliyorum."
"O zaman kızların neden seni aramak yerine doğum gününde dışarı çıkman için beni aradıklarını açıklayabilir misin?"dediğinde yanıma oturmasını fırsat bilerek kafamı dizlerine koydum ve rahat olduğuma karat verdikten sonra bir şey söylemeden cevap vermemi bekleyen yüzüne doğru alttan bir bakış atarak omuz silktim.
"Yağmur seni aradığı için bana teşekkür etmen gerekmez mi?"diye sordum konuyu başka bir yere çekip dikkatini dağıtmak isteyerek. Sırtım hâlâ hançer izleriyle doluydu, andım hainin adını aklıma geldi yine.
Neyse abartmayayım.
"Beni arayan Naz, Yağmur değil."dediği anda hızla kafamı kaldırdım ve gözlerimi kocaman açarak birkaç saniye öylece yüzüne bakakaldım.
"Çıkıyor musunuz?"
"Nereye?"
Tövbe yarabbim ya.
"Diyorum ki hani sen Yağmur da Yağmur diyordun, Naz ne alaka?"diyerek daha makul ve anlayabileceği şekilde bir açıklama yaptığımı umduğumda kendi kendime kaynana moodumu açmıştım bile.
"Kendine dedikodu malzemesi aradığının farkındayım ama boşuna uğraşma çünkü arkadaşız. Ayrıca o telefonlarına da artık baksan iyi olur çünkü o kadar çok beni arayıp 'Bu gece 12 gibi Başak'ı doğum gününü kutlamak için dışarı çıkarmak istiyoruz ama o telefonlarımızı açmıyor, yardımın lazım.' Dediler ki bunun bir adım ötesi senin yerine o kutlamayı benimle yapmaya karar verip beni süslemeye gelmeleri."dediğinde muhtemelen durumun içerisinden sıyrılmak için yaptığı uzun konuşmasını anlamlandırmaya çalıştım. Çok düşünceli bir insan olduğumdan şimdilik geçiştirmesini yok saymıştım ama bu fırsat bulduğum an tekrar bu konuyu kurcalamayacağım anlamına gelmiyordu tabii. Bir şeyler olmuştu ve ben meraklı bir insandım.
"O zaman bunu evet olarak kabul ediyorum ve odama çekiliyorum."dedikten sonra dikkatle kafamın altına bir yastık koyup yanımdan kalkarak uzaklaştı.
Merdivenden çıkana kadar arkasından baktıktan sonra sıkıntıyla ofladım. İki gündür ne Yağmur'un ne de Naz'ın telefonunu açmıyordum çünkü onlara sinirliymiş gibi davranmak daha çok işime gelmişti. Malumunuz, sayın mavi gözlü komşum beni evinde yaptıklarım hakkında bilgilendirdikten sonra tabii ki de benden en beklenilecek şeyi yapmış, olay yerini terk etmiştim. Aynı evin içindeyken başka bir ülkeye ışınlanacak halim olmadığından da kendimi abimin odasına kilitleyip herkesin gittiğine emin olduktan sonra çıkmıştım. Bu 'randevu' adı altında hazırlanan tuzakta rezil olmamın sebebi de Yağmur ve Naz olduğu için de o günden beri ne evden çıkıyor ne de aramalarını açıyordum. Bana kalırsa sonsuza kadar da böyle devam ederdim ama yarın doğum günüm olduğundan bu muhteşem günde de onlara küs kalacak halim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Anlaşılma
Chick-Lit"İntihar etmiyorum ki? Ne intiharı, ne saçmalıyorsun sen?"dediğinde ben fark etmeden çoktan dibine kadar gelmiştim. Şu an aşağı düşmemiz için bir,bilemedin iki adım yeterliydi. "O zaman ne işin var bu binanın en yukarısında,en uçta? Kenara çekil, y...