12.Bölüm|"İstisna."

18 1 0
                                    

Multimedia:Ege
Keyifli okumalar🌸
~~~~~
"Yahu biz onları beklemek zorunda mıyız ki? Biz girelim onlar da birazdan gelir zaten olmaz mı?"

Şimdi siz diyeceksiniz ki bu kız hep sitem ediyor, ama inanın bana öyle değil. Buraya tatile geldiğimizin-aslında çöpçatanlığa geldik ama neyse-geç de olsa farkına vararak denize gelmiş bulunuyorduk ama gelin görün ki abimle Ege Bey teşrif buyurma zahmetine girmiyordu. Sabah tam 8'de bizi arayıp uyandırmış, denize gideceğimizi söylemişlerdi. Ev zaten yakın olduğu için ve biz onlardan çabuk hazırlandığımız için-nasıl oluyor ben de bilmiyorum-çoktan sahile inmiş, güneş kremimizi sürmüş, şezlongta yer tutmuş hatta ve hatta birkaç fotoğraf bile çekmiştik ama hala yoklardı.

"Aradım şimdi, 5 dakikaya orada oluruz dedi."diyen Naz'la kafamı sallayıp sağıma döndüm ve dönmemle de beklemesem de abim ve Ege'yi gördüm.

İkisinin de üzerinde siyah deniz şortları ve sıfır kol gri tişörtleri vardı, ayrıca kafama vuran güneşten midir bilinmez gözüme pek bir havalı görünmüşlerdi. O değil de niye ikiz gibi giyinmiş ki bunlar?

"Sen sanki 5 dakika demiştin değil mi?"dedim hızlıca bakışlarımı onalrdan çekip Naz'a yönelterek. Bir saniye, abime mi kilitlenmiş o?

Yok be.

"Naz?"dedim duymadığını fark edip tekrarladığımda.

"Ha?"

"Ha değil efendim."

"Efendim Başak?"

"Yok bir şey tamam."dedim anlamsız konuşmamızı bitirmek için fazla uzatmayarak. Dur yahu bunlar ne ara önümüze geldi?

"Siz girseydiniz ya neden bizi beklediniz ki?" Diye soran abimle yüzüne sanki bir gerizrkalıya bakıyormuşum gibi bakmaya başladım. Ay çok pardon sanki demişim yanlışlık olmuş.

"Acaba diyorum sürekli geliyoruz az kaldı dediğiniz için nezaketen beklemiş olabilir miyiz?"

Söylediklerime karşılık vermeden-haspama bak sen- sıkkın bir nefes verip eliyle Ege'ye işaret ederek onlar için ayırdığımız şezlonglara ilerlediler. İlerlediler dediğime de bakmayın, hemen yan tarafımız.

"E o zaman ben dalıyorum!"diye neşeyle şakıyıp aynı anda Yağmur'u da kolundan kavrayıp denize doğru koşmaya başlayan Naz'a bakarken kendimi dışlanmış gibi hissetmedim desem yalan olurdu. Hayır yani, ben sabahtan beri girmek istiyorum bunlar dedi diye bekliyorum siz beni atıp kaçın. Olacak iş mi?

Oldu evet.

"Biz o aceleyle güneş kremi sürmeyi unuttuk, sen halledersin değil mi?"diyerek çoktan tişörtünü çıkarmış önümde beliren abimle sağa sola bakınıp elimle kendimi gösterdim. Ben mi?

He valla kafasını salladı bana diyor bu.

Abimdir bundan bir şey çıkmaz diyerek omuz silkip Naz'ın en az benim kadar olan çantasından güneş kremini kaptım ve aynı hızla da ayağa kalkıp benim yerime oturan abimin arkasına geçtim. Sıvayalım bakalım.

"Bu ne biçim omuz be? Para veriyoruz biz bu kreme, senin havaalanı genişliğindeki sırtına sürmek için mi?"diye homurdandım avucumu açıp neredeyse kremin yarısını boşaltarak. Öküz müdür nedir?

"Onlar kas biliyorsun değil mi?"diye cevap verdiğinde göz devirdim ve hiç beklemeden karşılığını verdim.

"Evet evet ben de aynısını söyledim devam."

"Başak!"

"Emre!"

"Kızım abinim ben senin abin!" Ve klasik kapanış cümlesi.

Yanlış AnlaşılmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin