24. Bölüm

4.4K 311 17
                                    

"Herkes toparlansın Kırmızılar geldiler. Kudret senin olduğun bölgeye yakınlar. Dikkatli olun."
   
  
 
  
Herkese haber verdikten sonra Onur koşarak Kudretin olduğu bölgeye gitmeye başladı. Diğerleride hem etrafı kolaçan edip hemde kırmızıların olduğu yeri kontrol ediyorlardı.
 
  
  
Yarı formuma dönüşüp kırmızıların yanına koşmaya başladım. Onlarla rahat anlaşabilmem için bu formum daha iyi olacak. Hem Kurt formumda kendimi kontrol etmekte zorlamıyordum. Tekrardan o şeyin ortaya çıkmasını istemiyordum.
 
 
Korumalarım önümü açınca 30 kişilik Kırmızı gurubunun karşısına geçtim.
 
 
 
"Varis sensin değil mi?" Diye sordu karşımda ki kişi. Sanırım gurubun başı oydu.

"Evet." Dedim.

"Buraya seninle anlaşmaya geldim."

"Anlaşma mı! Ben sizinle iş birliği yapmam. Her ne istiyorsan söyle ve yanındakilerle birlikte buradan git."
 
 
Başımı olumsuz anlamında salladı.
 
 
"Bize bu kadar sayıyla kafa tutman ne kadar doğru! Yaşından dolayı aklı selim düşünemiyorsun. Varis yada Alfa olmak için çok küçüksün. Küçük bir çocuksun daha."

"O zaman bu küçük kız çocuğuyla bir anlaşma yapma ve defol git. Ben kırmızılarla iş birliği yapmam."

"Daha anlaşma için tek kelime etmedim. Daha konuyu bile bilmeden hayır demen çok saçma."

"Konu her ne olursa olsun ben Kırmızılarla anlaşma yapmam. Size karşı güvenim sıfır benim. Şimdi ne istiyorsan söyle ve git."
 
  
Ablam yanıma geldi. Kırmızı ablama bakıp göz kırptı. Sonra bana döndü.
 
  
"Yanında büyücü mü tutuyorsun?
İtiraf  etmem gerekirse oldukça güzel bir çıtırmış." Dedi ve Sonra ablama döndü.
"Eğer kırmızı olmak istersen sana seve seve yardım edebilirim çıtır."
 
  
Onur ablamın yanına geçip kırmızıya dişlerini gösterdi.
 
  
  
"Sanırım sahibin var güzelim ama benim için hiç fark etmez. Istersen teklifim hala geçerdi." (Kırmızı)
 
  
Ablam Onurun sırtına elini indirdi.
Onurun sakın kalmasını istiyordu. Ömerde benim diğer tarafıma geçti.
 
  
"Istemez sağol. Ben böyle iyiyim. Bu arada Erkek arkadaşımı daha fazla sinirlendirirsen onu tutamam sonu senin için kötü olur. Sonra uyarmadı deme." Dedi ablam ve Onura baktı. Onuru biraz sakinleştirebilsede Onurun gözü sürekli kırmızıda dolanıyordu.
  
   
"Evet cevabını aldığına göre burada ne aradığını söyle. Seni dinliyorum." Dedim.

"Peki. Seninle daha önce abim buraya gelerek konuşmuş. Ateşe karşı birlik olmak istiyoruz." (Kırmızı)

"Evet Şu konu! Abinle bunu konuşmuştuk sana ne cevap verdiğimi söylemedi mi?"

"Söyledi ama şuan başka bir durum söz konusu. Baştaki kırmızı bizim varlığımızı öğrendi ve şuan kalacak yerimiz yok. Abim size gelmemizi istedi."
 
  
Başımı olumsuz anlamında sallayıp gülümsedim.
 
  
"Şaka mı bu!! Ben size güvenemem diyorum siz bana mı sığınıyorsunuz yani!?" Dedim. Sonra ciddi bir yüz ifadesine büründüm.

"Sığınma demeyelim de yanınızda takılacağız bir süre."

"Tabi ben onaylarsam!!" Dedim ve kafamı öyle mi anlamında salladım.

"Bizi kabul edersen daha da güçleneceksin. Ateş şuan bir çok müttefik buldu kendine. Sana karşı ne kadar adam topladığından haberin var mı?" (Kırmızı)

"Evet şuan ne yaptığından da haberim var. Beni fazla hafife alıyorsunuz. Şimdi konumuza geri dönelim. " Dedim ve ellerimi arkamda birleştirdim. Kırmızıya doğru bir iki adım attım.

DOLUNAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin