5.Bölüm

531 23 134
                                    

Yeni bölümle geldim. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar😊

Yavuzdan                                                                                                                                                                                    Hastaneden çıkıp tabura gelmiştim. Odamda boş boş oturuyorum şu anda. Yıllar sonra Bahar'ı görmek, başka birine o hayran olduğum gülüşünü sunduğunu görmek, ona olan aşkımın imkansız bir hal aldığını gözlerimle görmek beni tahmin ettiğimden çok daha fazla sarstı. Kalbimi bir kurşun deldi geçti sanki. O odada yere çöküp hüngür hüngür ağlamamak için kendimi zor tuttum. Onu görünce gülünce kısılan gözlerine bakmayı, sıkı sıkı sarılıp o cennet kokusunu içime çekmeyi, o kiraz dudaklarını büyük bir tutkuyla öpmeyi çok özlediğimi fark ettim. Onun da beni özleyip özlemediğini çok merak ettim. Ama bu saatten sonra yapabileceğim hiçbir şey yok. Bahar'ın mutlu bir yaşam sürmesini istemekten başka yapabileceğim hiçbir şey yok. Ama sevdiğinin mutlu olmasını istemek de sevdaya dahil değil miydi zaten? Onu gerçekten çok ama çok sevdim.

Dört gün sonra                                                                                                                                                                        Bahar'ın normal odaya alınmasının üzerinden dört gün geçmişti. Biz dün göreve çıkmıştık. Çolağın yardımcısını almıştık ama adam yaralıydı. Ben adamla ve Karabatak'la  beraber hastaneye geçmiştim. Aklım dünden beri Bahar'daydı. En iyisi gidip göreyim. Karabatak'ı adamın yanında bırakıp Bahar'ın odasının olduğu kata çıktım. Bahar'ın odasının önüne geldiğimde odadan çıkan Nazlı'yı gördüm. 

''Hoşgeldin Yavuz abi. Bahar'ı görmeye mi geldin?''

''Yok ya. Görevden döndük de aldığımız adam yaralı. Buraya getirdik Ateş'le. Ben de gelmişken Bahar'ı göreyim dedim. Kimse var mı yanında?''

''Yok Yavuz abi. Fatma abla vardı o da otelden Bahar'ın valizini almaya gitti. Bugün taburcu olacak. Tam anlamıyla iyileşene kadar bizim evde kalsın dedik. Hadi sen Bahar'ı gör. Ben de Ateş'e bakayım Yavuz abi.''dedi hafif imayla sanki hala aramızda bir şeyler varmış gibi. Onun bu imasına göz devirip kapıyı tıklattım ve içeri girdim.

 Bahar yüzünü kapı tarafına çevirip beni görünce ufak bir tebessüm etti ama bu tebessümü gerçekçi bir tebessüm müydü yoksa alaycı bir tebessüm müydü anlayamadım. 

''Hoşgeldin Yavuz. Otursana.''dedi sıcacık bir sesle yatağın yanındaki sandalyeyi işaret ederek. Böylece tebessümünün gerçekçi bir tebessüm olduğunu anladım. Sandalyeye oturdum.

''Hoşbuldum. Nasılsın?''

''Daha iyiyim. Ama hala tam olarak iyileşemedim. Sen nasılsın?''

''İyiyim ben de. Sağol sorduğun için. Görevden döndük biz de. Aldığımız adam yaralı olunca hastaneye getirdik Ateş'le. Gelmişken seni de göreyim dedim. Daha iyi olmana sevindim.''

''Anladım.''dedi Bahar. Daha sonra bir süre sessizce birbirimize baktık. İkimizden de ses çıkmadı bir süre. Daha sonra aklıma gelen şeyi sorup sormama konusunda kararsız bir şekilde kaldım. 

''Bahar sana yaşattıklarım yüzünden hala bana kızgın mısın? Hala kırgın mısın bana? Hala benden nefret ediyor musun?''diye sordum kararsızlığımı yenerek. 

Gözlerimin içine baktı uzun uzun. Sanki bu bakışlarında bir anlam var gibiydi. Sanki sana cevap vermiyorum ama bakışlarımdan anla sorduğun sorunun cevabını der gibi bakıyordu. Bir süre gözlerimin içine baktıktan sonra boğazını temizledi.                                                                                             ''Yavuz müsaade edersen biraz uyumak istiyorum. Çok yoruldum sabahtan beri. Bu tedavi süreci çok yorucu.''dedi.

Yarım Kalan Sevda  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin